Translation of "Bilir" in English

0.014 sec.

Examples of using "Bilir" in a sentence and their english translations:

Burun bilir.

The nose knows.

Kim bilir?

Who knows?

Allah bilir.

Allah knows.

Kim bilir!

Who knows!

Tanrı bilir.

God knows.

O, bilir.

He knows.

Kim bilir.

Who knows.

O bilir. O her zaman bilir.

She knows. She always knows.

- Sadece Allah bilir.
- Sadece Tanrı bilir.

Only God knows.

- İnek nasıl sağılır bilir.
- İneğin nasıl sağılacağını bilir.
- İnek sağmayı bilir.

He knows how to milk a cow.

- Nasıl dua edileceğini bilir.
- Nasıl yakarılacağını bilir.

He knows how to pray.

- Nerede yaşadığımızı bilir.
- O, nerede yaşadığımızı bilir.

- He knows where we live.
- She knows where we live.

- Bunu ancak Tom bilir.
- Bunu yalnızca Tom bilir.
- Bunu yalnız Tom bilir.
- Bunu sadece Tom bilir.
- Bunu bilse bilse Tom bilir.

Only Tom would know that.

Sadece Allah bilir.

Only God knows.

Tenis oynamayı bilir.

He can play tennis.

Annem bile bilir.

- Even my mom knows.
- Even my mom knows it.

O dalmayı bilir.

He knows how to dive.

Makyaj yapmayı bilir.

She knows how to make up.

Kavga etmeyi bilir.

He knows how to fight.

O yüzmeyi bilir.

He knows how to swim.

O, geleneği bilir.

He is acquainted with the custom.

Nerede yaşadığımızı bilir.

He knows where we live.

O çok bilir.

He knows lots.

O, işini bilir.

He knows his job.

Tom işini bilir.

Tom knows his job.

Tom sınırlarını bilir.

Tom knows his limitations.

Herkes herkesi bilir.

Everyone knows everyone.

Onu herkes bilir.

Everybody knows that.

Birisi onu bilir.

Somebody knows that.

Herkes isimlerimizi bilir.

Everyone knows our names.

Tom nasıl bilir?

How would Tom know?

Allah neden bilir.

Heaven knows why.

Tom Fransızca bilir.

Tom knows French.

Tom terminolojiyi bilir.

Tom knows the terminology.

Tom farkı bilir.

Tom knows the difference.

Tom araziyi bilir.

Tom knows the territory.

Tom riskleri bilir.

Tom knows the risks.

Sebebini Allah bilir.

God knows why.

Tom skoru bilir.

Tom knows the score.

Sadece Tanrı bilir!

God only knows!

O, silahları bilir.

He knows guns.

Onlar silahları bilir.

They know guns.

O onu bilir.

He knows that.

Mary onu bilir.

Mary knows that.

Tom onu bilir.

Tom does know that.

Tom cezalandırılacağını bilir.

- Tom knows that he'll be punished.
- Tom knows he will be punished.

Bütün cevapları bilir.

He knows all the answers.

O, İspanyolca bilir.

She knows Spanish.

Herkes hukuku bilir.

Everyone knows the law.

Herkes onu bilir.

Everybody knows about that.

Halk onu bilir.

The public knows that.

Sami onu bilir.

Sami knows that.

On dil bilir.

She knows ten languages.

- Herkes onun adını bilir.
- Herkes onun ismini bilir.

Everybody knows his name.

- Onun adını herkes bilir.
- Herkes onun adını bilir.

- Everybody knows his name.
- Everyone knows his name.

- O, motoru durdurmasını bilir.
- Motorun nasıl durdurulacağını bilir.

He knows how to cut the engine.

- Çocuklar bile bilir bunu.
- Çocuklar bile onu bilir.

Even children know that.

- Bunu herkes biliyor.
- Bunu herkes bilir.
- Herkes bunu bilir.

Everyone knows it.

Bu hissi bilir misiniz?

Do you know that feeling?

Uçak yolculuğu yapanlar bilir

those who fly

Yani kıyamet kopmaya bilir.

so doomsday may not break.

Pilav yapmayı bilir misiniz?

Do you know how to cook rice well?

O, yerinin kıymetini bilir.

He enjoys his position.

Az konuşan çok bilir.

He knows most who speaks least.

O her şeyi bilir.

- He knows whatever.
- He knows everything.

O, şehri iyi bilir.

He knows the city well.

O, kendi sınırlarını bilir.

She knows her limitations.

Liderimiz ne yapacağını bilir.

Our leader will know what to do.

Arkadaş edinme sanatını bilir.

He knows the art of making friends.

O ne yaptığını bilir.

She knows what she's doing.

Çoğu Fin Almanca bilir.

A lot of Finns know German.

Hayvan resmi yapmayı bilir.

He knows how to draw animals.

Parasını nasıl harcayacağını bilir.

He knows how to spend his money.

Karısını mutlu etmeyi bilir.

He knows how to make his wife happy.

Nasıl masaj yapılacağını bilir.

He knows how to massage.

Devenin nasıl sürüleceğini bilir.

He knows how to ride a camel.

Bıçakların nasıl keskinleştirileceğini bilir.

He knows how to sharpen knives.

O ıslık çalmayı bilir.

He knows how to whistle.

Karısını nasıl aldatacağını bilir.

He knows how to cheat on his wife.

Odasını nasıl toplayacağını bilir.

He knows how to tidy his room.

O kim olduğunu bilir.

He knows who you are.

O kim olduğumuzu bilir.

He knows who we are.

Onların kim olduğunu bilir.

He knows who they are.

Tom nerede yaşadığımı bilir.

Tom knows where I live.

Ne olacağını kim bilir?

Who knows what could happen?

Boston'u iyi bilir misin?

Do you know Boston well?

Ağabeyim araba sürmeyi bilir.

My older brother knows how to drive.