Translation of "Verilmiş" in English

0.003 sec.

Examples of using "Verilmiş" in a sentence and their english translations:

- Onu verilmiş sandık.
- Onu verilmiş zannettik.

We took it for granted.

Birçok sözler verilmiş.

Many promises had been made.

Yarın söz verilmiş değil.

Tomorrow is not promised.

Tom güvence verilmiş görünüyordu.

Tom seemed reassured.

Bazı memurlara rüşvet verilmiş olabilir.

Some officials may have been corrupted.

Bana senin dedenin adı verilmiş.

I'm named after your grandfather.

Tom yeniden güven verilmiş görünmüyor.

Tom doesn't look reassured.

E abi sonuçta Amerika'ya evlatlık verilmiş

Well, after all, America was adopted

Üzgünüm, fakat önceden verilmiş sözüm var.

I'm sorry, but I have a prior engagement.

Sadece şunların üçüne verilmiş bir tepki değil:

It's not just the reaction to three of them:

Sadece verilmiş 30 dakikada, soruların hepsini cevaplayamazdık.

Given only thirty minutes, we couldn't answer all the questions.

- Bana büyükdedemin adı verilmiş.
- Adımı dedemin babasından aldım.

I was named after my great-grandfather.

- Büyükanneme büyükbüyükbüyükannemin ismi verilmiş.
- Büyükanneme büyükannesinin adı konmuş.

My grandmother was named after my great-great-grandmother.

- Tom yanlış adrese gitti.
- Tom'a yanlış adres verilmiş.

Tom had the wrong address.

İspanyolca verilmiş bir söz basit bir sözden daha fazladır.

A promise made in Spanish is more than a simple promise.

ABD ve Avrupa tarafından verilmiş tozlaştırılmış sütlerden alıyordu. Bu yüzden

got the majority of their nutrition from powdered milk given by the US and Europe. This is why,

Üzgünüm, ama yarın için daha önceden verilmiş bir randevum var.

I'm sorry, but I have a previous appointment for tomorrow.

- Tom kaybetmek için para aldı.
- Tom'a, yenilmesi için para verilmiş.

Tom was paid to lose.

- Bir randevum var.
- Önceden verilmiş bir sözüm var.
- Başka bir randevum var.

I have a prior engagement.

- Dedesinin ismini almış olmalı.
- Ona dedesinin ismini vermiş olmalılar.
- Ona büyükbabasının adı verilmiş olmalı.
- Büyükbabasının adını almış olmalı.

He must have been named after his grandfather.