Translation of "Vatandaşlık" in English

0.003 sec.

Examples of using "Vatandaşlık" in a sentence and their english translations:

Vatandaşlık durumunuz nedir?

What is your citizenship status?

Ailelerimiz, Vatandaşlık Hakları Hareketi

Our parents were the products of the Civil Rights era,

Tom vatandaşlık için başvurdu.

Tom applied for citizenship.

Oy vermek vatandaşlık görevin.

It's your civic duty to vote.

Vatandaşlık haklarımı ihlal ediyorsun.

You're violating my civil rights.

Sadece vatandaşlık görevimi yapıyorum.

I'm just doing my civic duty.

Plan, aktif vatandaşlık hakkında çok konuşuyor. Ama aktif ve tatbiki bir vatandaşlık olmalıdır.

The plan talks a lot about active citizenship. But it must be active and engaged citizenship.

E-Vatandaşlık adlı bir program başlattık.

that for today joins tens of thousands of people.

Vatandaşlık, oylama için bir ön koşuldur.

Citizenship is a prerequisite for voting.

Vatandaşlık haklarımızı korumak için mücadele etmeliyiz.

- We must fight to preserve our civil rights.
- We must fight to safeguard our civil rights.

Halk kütüphanelerini meşru bir vatandaşlık hakkı olarak görüyoruz.

We consider public libraries a legitimate citizen's right.

Eğer bir Amerikalıysan, ülken için bir vatandaşlık görevin var.

If you are American, you have a citizen duty for your country.