Translation of "Olmalıdır" in Spanish

0.004 sec.

Examples of using "Olmalıdır" in a sentence and their spanish translations:

Bütçe dengeli olmalıdır.

El presupuesto debe ser balanceado.

Ölçüm tam olmalıdır.

La medida debe ser exacta.

Güçlüler zayıflara yardımcı olmalıdır.

El fuerte debe ayudar al débil.

Arkadaş birbirlerine yardımcı olmalıdır.

Los amigos deben ayudarse mutuamente.

Bir atlet formda olmalıdır.

Un atleta se debe mantener en buena forma.

SWAT analizi kuruluşlar genelinde olmalıdır,

Y luego hay que hacer el DAFO entre organizaciones,

Işık, tam doğru seviyede olmalıdır.

Los niveles de luz deben ser perfectos.

Öğrenciler, ders süresince sessiz olmalıdır.

Los estudiantes deben guardar silencio durante la clase.

Onlar da başkalarına adil olmalıdır.

Ellos también deberían ser justos con los demás.

Eş cinsel evliliği yasal olmalıdır.

El matrimonio gay debería ser legal.

Bir devlet adamı saygıya değer olmalıdır.

Ese político merece respeto.

Cankurtaran yüksek kaliteli malzemelerden yapılmış olmalıdır.

El salvavidas tiene que estar hecho con materiales de alta calidad.

Öğretmen öğrencileri ile çok sabırlı olmalıdır.

El profesor debería ser muy paciente con sus alumnos.

Bu kitap size çok yardımcı olmalıdır.

Este libro ha de ayudarte mucho.

Bir model çekici bir vücuda sahip olmalıdır.

Una modelo debe tener un cuerpo atractivo.

Karı koca arasındaki ilişki aşka dayalı olmalıdır.

La relación entre cónyuges ha de estar basada en el amor.

İyi insanlar hâlâ bu dünyada var olmalıdır.

Todavía deben existir personas buenas en este mundo.

Onlar bu zamana kadar eve gelmiş olmalıdır.

Deben haber llegado a casa sobre esta hora.

Onlar kendileri için karar verme hakkına sahip olmalıdır.

- Deberían tener derecho a decidir por sí mismos.
- Deberían tener derecho a decidir por sí mismas.

Tom Mary'yi hafife almamak için daha dikkatli olmalıdır.

Tom debería tener cuidado de no subestimar a Mary.

Onun, o şekilde hareket etmesi için bir beyefendi olmalıdır

Él debe ser un caballero para actuar de esa forma.

Şehir merkezi sadece yaya trafiğine değil tümüne kapalı olmalıdır.

El centro de la ciudad debería estar cerrado a todo tráfico menos el peatonal.

Tom, Mary çalışırken rahatsız etmemek için daha dikkatli olmalıdır.

Tom debería tener más cuidado de no molestar a María mientras está trabajando.

Bütün İngilizce öğrencilerinin ellerinde iyi bir İngilizceden İngilizceye sözlük olmalıdır.

Todos los estudiantes de inglés deben tener un buen diccionario de inglés.

İyi bir parolanın tahmin edilmesi zor fakat hatırlanması kolay olmalıdır.

Una buena contraseña debería ser difícil de adivinar pero fácil de recordar.

Böyle bir sözlükte " buzdolabı " ile ilgili en az iki cümle olmalıdır.

En un diccionario como éste debería haber por lo menos dos oraciones con "refrigerador".

Gerçeğin kurguya kıyasla yabancı olmasında şaşılacak bir şey yok. Kurgu mantıklı olmalıdır.

No cabe duda de que la verdad es más extraña que la ficción. La ficción tiene que tener sentido.

Akıllı bir okuyucu, anonim kaynaklar dahil, okudukları her şeyi tartmak için istekli olmalıdır.

Un lector prudente debe estar dispuesto a sopesar todo aquello que lee, fuentes anónimas inclusive.

İnsanlar normal de olsalar; siyah, kahverengi veya sarı ırktan da olsalar hepsi aynı haklara sahip olmalıdır.

No importa si son negros, cafés, amarillos o normales, todas las personas deberían tener los mismos derechos.

Her şahsın öğrenim hakkı vardır. Öğrenim hiç olmazsa ilk ve temel safhalarında parasızdır. İlk öğretim mecburidir. Teknik ve mesleki öğretimden herkes istifade edebilmelidir. Yüksek öğretim, liyakatlerine göre herkese tam eşitlikle açık olmalıdır.

Toda persona tiene derecho a la educación. La educación debe ser gratuita, al menos en lo concerniente a la instrucción elemental y fundamental. La instrucción elemental será obligatoria. La instrucción técnica y profesional habrá de ser generalizada; el acceso a los estudios superiores será igual para todos, en función de los méritos respectivos.