Translation of "Varamayacağız" in English

Bankaya kapanmadan önce varamayacağız.

We won't be able to get to the bank before it closes.

Biz zamanında eve varamayacağız.

We won't be able to arrive home in time.

Hemen gitmezsek, zamanında oraya varamayacağız.

If we don't leave soon, we'll won't get there in time.

Hava kararmadan Londra'ya asla varamayacağız.

We'll never reach London before dark.

Biz zamanında limana varamayacağız. Kestirmeden gidelim.

We won't be able to arrive at the harbor in time. Let's take a shortcut.

Hemen gitmezsek, hâlâ ışıkken oraya varamayacağız.

If we don't leave soon, we won't get there while it's still light.

Bu tren Aomori'den yarım saat geç ayrıldı, bu yüzden maalesef Tokyo'ya öğleden önce varamayacağız.

This train left Aomori thirty minutes late, so we won't arrive at Tokyo before noon, I'm afraid.