Translation of "Toplama" in English

Bu bir toplama kampı.

It’s an internment camp.

Esirler, toplama kampından kaçtı.

The prisoners fled from the concentration camp.

DNA toplama tekniklerine ihtiyacınız olmayabilir.

and even paying for the honor of doing it.

Erkek kardeşim pul toplama heveslisidir.

My brother is keen on collecting stamps.

Bunlar üzerinde toplama çıkarma yapılabiliyor.

They can be added or subtracted,

O, bağış toplama çabalarından sorumluydu.

He was in charge of the fundraising efforts.

Çocuklar toplama ve çıkarmayı öğreniyor.

The children are learning to add and subtract.

Çocuk nasıl toplama yapılacağını bile bilmiyor.

The child does not even know how to add.

Kafasından toplama yapabilecek kadar zeki değildir.

- He doesn't have enough brains to do sums in his head.
- He isn't smart enough to do mental arithmetic.
- He isn't smart enough to add up numbers in his head.
- He's not smart enough to add numbers in his head.

Ben bağış toplama etkinliğini iptal ettim.

I've canceled the fundraiser.

Tom'un büyükbabası bir toplama kampı kurtulanıydı.

Tom's grandfather was a concentration camp survivor.

Oğlum henüz doğru olarak toplama yapamıyor.

My boy can't do addition properly yet.

Tom bir bağış toplama etkinliği düzenliyor.

Tom is organizing a fundraising event.

- Yahudiler toplama kamplarına ilk ne zaman yollanmıştı?
- Yahudiler toplama kamplarına ilk ne zaman gönderilmişlerdi?

When were Jews first sent to the concentration camps?

Bağış toplama işleme dayalı değil, ilişkiye dayalıdır.

Fundraising is relational, it's not transactional.

Reel sayılar kümesi toplama işlemine göre kapalıdır.

The set of real numbers is closed under addition.

Toplama doğru ama çıkarmanda bir hata var.

The addition is correct, but there is an error in your subtraction.

Dan'ın toplama arabalarla dolu bir garajı vardı.

Dan had a garage full of collection cars.

Bu evin yağmur suyu toplama sistemi var.

This house has a rainwater collection system.

Amerika Birleşik Devletleri, güney sınırımızda toplama kampları düzenliyor.

The United States is running concentration camps on our southern border.

Birçok Japon Amerikalılar 2.Dünya Savaşı sırasında toplama kamplarına gönderildi.

Many Japanese-Americans were sent off to concentration camps during World War II.

Tom ve John toplama kampından kaçmak için bir plan kurdular.

Tom and John concocted a plan to escape from the detention camp.

İnşaat ve çöp toplama işlerinde sahada daha fazla kadın olsun mu?

More women on the front line, in construction, in refuse collection?

İkinci Dünya Savaşı sırasında, Alman Nazileri Auschwitz toplama kampında birçok insanı öldürdüler.

During the Second World War, German Nazis killed many people at the Auschwitz concentration camp.

Ve bu aynı zamanda hükümet için de bir problem. örneğin, vergi toplama söz konusu olduğunda.

And this is also a problem for the government, for example, when it comes to collecting taxes.

Ailem ve ben eğlence dolu bir gün için sahile gidiyoruz, bu, yüzme, kabuk toplama, ve kumdan kaleler yapma gibi şeyler içerecek.

My family and I are going for a fun filled day at the beach. It will include swimming, gathering shells, and building sandcastles.