Translation of "çıkarmayı" in English

0.004 sec.

Examples of using "çıkarmayı" in a sentence and their english translations:

Sorun çıkarmayı bırakın.

Stop creating trouble.

- Leyla türbanını çıkarmayı düşünüyordu.
- Leyla tesettürünü çıkarmayı düşünüyordu.

Layla was thinking about taking her hijab off.

Evimi satışa çıkarmayı düşünüyorum.

I'm thinking about putting my house up for sale.

Eşyalarımı depodan çıkarmayı unutma.

Don't forget to take my things out of storage!

Evimizi satılığa çıkarmayı düşünüyoruz.

We're thinking about putting our house up for sale.

Eşyalarımı bağajdan çıkarmayı unutma!

Don't forget to take my things out of the boot!

Bu sabah çöpü çıkarmayı unuttun.

You forgot to take the trash out this morning.

Onlar toplumlarda huzursuzluk çıkarmayı amaçlamaktadır.

They aim to stir unease in societies.

Çöpleri çıkarmayı unutmuş gibi görünüyor.

Looks like he forgot to take out the trash.

Çocuklar toplama ve çıkarmayı öğreniyor.

The children are learning to add and subtract.

Toplamayı severim ama çıkarmayı değil.

I like addition but not subtraction.

Tom evini satışa çıkarmayı düşünüyor.

Tom is thinking about putting his house up for sale.

Tom, rahatlayıp hayatın tadını çıkarmayı bilmiyor.

Tom doesn't know how to relax and just enjoy life.

Hangi yeni gerçekleri ortaya çıkarmayı başardın?

What new facts did you manage to ferret out?

Büyük oğul mirası iki katına çıkarmayı başardı.

The older son succeeded in doubling his inheritance.

Bu sabah köpeğimi yürüyüşe çıkarmayı canım istemiyor.

I don't feel like taking my dog for a walk this morning.

Bundan mı sıvı çıkarmayı deneyelim, altınfıçı kaktüsünden mi?

Try and get the fluids out of this? Or the barrel cactus?

Yunanistan ülke dışına para çıkarmayı yasa dışı yaptı.

Greece has made it illegal to take money out of the country.

Boğazımda takılmış bir balık kılçığını çıkarmayı denemek istiyorum.

I want to try and get a fish bone stuck in my throat.

Macar Ordusu'nun bir parçası Mircea'yı tekrar tahta çıkarmayı başardılar

managed to restore Mircea to the throne and establish contact with the Crusader fleet

Gitmek istemedim; evde kalıp yalnızlığın keyfini çıkarmayı tercih ettim.

I didn't want to go; I preferred to stay home, enjoying my solitude.

( Son otuz yılda, Çin, 500 milyon insanı yoksulluktan çıkarmayı başardı

In the last three decades, China has managed to take 500 million people out of poverty

Sahtekarlık amaçlı saldırılar yapmak için kıyıya asker çıkarmayı başardı ; Napolyon ise

troops on the coast to make diversionary attacks; while Napoleon withdrew more and more units