Translation of "Tenisi" in English

0.009 sec.

Examples of using "Tenisi" in a sentence and their english translations:

Niçin tenisi denemiyorsun?

Why don't you give tennis a try?

Tenisi seviyor musun?

Do you like tennis?

Babam tenisi sever.

My father likes tennis.

Duvar tenisi oynarım.

I play squash.

Tenisi beyzbola tercih ederim.

I prefer tennis to baseball.

Tom tenisi çok sever.

Tom likes tennis a lot.

Akira tenisi iyi oynayabilir.

Akira can play tennis well.

Birlikte masa tenisi oynadılar.

They played table tennis together.

Tenisi seversin, değil mi?

You like tennis, don't you?

Ben tenisi çok severim.

I like tennis very much.

- Tenisi de futbol kadar severim.
- Futbolu sevdiğim kadar tenisi de severim.

I like football as much as I like tennis.

Kız kardeşim tenisi çok seviyor.

My sister is crazy about tennis.

O, basketbol yerine tenisi sever.

He likes tennis rather than basketball.

Tenisi oldukça iyi oynuyorum, sanırım.

I play tennis fairly well, I think.

Hem tenisi hem de basketbolu sever.

She likes tennis as well as basketball.

Tenisi sevdi ve tenis koçu oldu.

She liked tennis and became a tennis coach.

Bir ara birlikte duvar tenisi oynamalıyız.

We should play squash together sometime.

Tom arkadaşları ile masa tenisi oynuyor.

Tom is playing ping-pong with his friends.

Tom ve Mary masa tenisi oynadılar.

Tom and Mary played ping pong.

Tenisi futbolu sevdiğimden daha çok seviyorum.

I like tennis better than I like soccer.

Tenis oynamam ama masa tenisi oynuyorum.

I don't play tennis , but I play table tennis.

Bütün sporların içinde en çok tenisi severim.

I like tennis the best of all sports.

Tom ve Mary birlikte masa tenisi oynadı.

Tom and Mary played table tennis together.

Tom'la eskisi kadar sık masa tenisi oynamıyorum.

I don't play table tennis with Tom as often as I used to.

Pin pona aynı zamanda masa tenisi de denir.

- Ping-Pong is also called table tennis.
- Ping pong is also called table tennis.

Tom hemen hemen her gün masa tenisi oynar.

Tom plays table tennis just about every day.

- Akira tenisi iyi oynayabilir.
- Akira iyi tenis oynayabilir.

Akira can play tennis well.

Tom, hem tenisi hem de masa tenisini iyi oynayabilir.

Tom can play both tennis and table tennis well.

Tom Mary'nin ne kadar iyi masa tenisi oynayabildiğine şaşırdı.

Tom was surprised how well Mary could play ping pong.

Popülerliklerine rağmen, kriket ve duvar tenisi Olimpik sporlar değildir.

Despite their popularity, cricket and squash are not Olympic sports.

O tenisi çok sevmez ama o gerçekten futbolla kendinden geçer.

He doesn't like tennis much, but he really gets carried away with football.

Basketbol ve masa tenisi gibi top oyunları genellikle kapalı alanda oynanır.

Ball games, such as basketball and ping-pong, are usually played indoors.