Translation of "Mutfak" in English

Mutfak nerede?

- Where's the kitchen?
- Where is the kitchen?

Mutfak temizdi.

The kitchen was clean.

Mutfak temiz.

The kitchen is clean.

Bu mutfak.

This is the kitchen.

Gıda ve mutfak eşyaları mutfak dolaplarında saklanır.

Food and utensils are stored in kitchen cabinets.

Mutfak kapısı açıldı.

The kitchen door opened.

Mutfak çok fonksiyonel.

This kitchen is very functional.

Mutfak alt katta.

The kitchen is downstairs.

Mutfak zemin kattadır.

- The kitchen is in the cellar.
- The kitchen is in the basement.

Mutfak bodrum katta.

The kitchen is in the cellar.

Mutfak zemin katta.

The kitchen is on the ground floor.

Mutfak ikinci katta.

- The kitchen is on the second floor.
- The kitchen is on the third floor.

Mutfak pırıl pırıl.

The kitchen is spic and span.

- Tom mutfak tabanını paspaslıyor.
- Tom mutfak zeminini paspaslıyor.

Tom is mopping the kitchen floor.

Mutfak penceresinden zorla girdiler.

They broke in through the kitchen window.

Mutfak sandalyeleri istiflenebilir değil.

The kitchen chairs aren't stackable.

Tom mutfak çekmecelerini aradı.

Tom searched the kitchen drawers.

Tom mutfak masasında oturdu.

Tom sat down at the kitchen table.

Tom mutfak musluğunu açtı.

Tom turned on the kitchen faucet.

Tom mutfak zeminini fırçaladı.

Tom scrubbed the kitchen floor.

Tom mutfak dolabını açtı.

Tom opened the kitchen cabinet.

Tom mutfak kapısını kapadı.

Tom shut the kitchen door.

Ben mutfak zeminini süpürdüm.

I swept the kitchen floor.

Bu bir mutfak bıçağı.

It's a kitchen knife.

Mutfak biraz çok küçük.

The kitchen is a little bit too small.

Yeni bir mutfak istiyorum.

I want a new kitchen.

Böyle bir mutfak istiyorum.

I want a kitchen like this.

- Tom alışveriş torbasını mutfak masasına koydu.
- Tom market poşetini mutfak masasına koydu.
- Tom pazar çantasını mutfak masasına koydu.

Tom put the bag of groceries on the kitchen table.

O bütün mutfak dolaplarını temizledi.

She cleaned out all of the kitchen cupboards.

Sanırım anahtarlarımı mutfak masasında bıraktım.

I think I left my keys on the kitchen table.

Onlar mutfak masasının etrafında oturdular.

They sat down around the kitchen table.

Bu oda, mutfak olarak kullanılır.

This room is used as a kitchen.

Mutfak lavabosu kirli bulaşıklarla doluydu.

The kitchen sink was full of dirty dishes.

Erkeklerin mutfak dışında tutulmaları gerekir.

Men should keep out of the kitchen.

Tom mutfak lavabosunun önünde duruyordu.

Tom was standing in front of the kitchen sink.

Bir mutfak bıçağına ihtiyacım var.

I need a kitchen knife.

Mary çantasını mutfak masasına koydu.

Mary put her purse on the kitchen table.

Tom çantaları mutfak masasına koydu.

Tom put the bags on the kitchen table.

O, mutfak zemininde baygın bulundu.

He was discovered unconscious on the floor of the kitchen.

Ben mutfak masasındaki makbuzu gördüm.

I saw the receipt on the kitchen table.

O evdeki mutfak çok güzel.

The kitchen in that house is very nice.

Dan mutfak zemininde kan gördü.

Dan saw blood on the kitchen floor.

Onu mutfak sobasının altında bulacaksın.

You'll find it under the kitchen stove.

O mağaza mutfak gereçleri satıyor.

That store sells kitchen-ware.

Tom mutfak masasında ödevini yaptı.

Tom did his schoolwork at the kitchen table.

Menekşeler benim mutfak pencerelerini süslüyor.

The violets adorn my kitchen windows.

Tom anahtarlarını mutfak masasına koydu.

Tom laid his keys on the kitchen table.

Mutfak soluk sarı çinilerle kaplıydı.

The kitchen was lined with pale yellow tiles.

Mutfak ve yatak odaları yapılır.

The kitchen and the bedrooms are done.

- Tom, bıçağı mutfak masasının üzerine koydu.
- Tom, bıçağı mutfak masasının üzerine bıraktı.

Tom put the knife down on the kitchen table.

- Onun evinde,domuzlar mutfak çöpüyle beslenirdi.
- Onun evinde mutfak atıkları domuzlara verilirdi.

In her home, kitchen garbage was fed to the pigs.

Çekmeceleri açtığınızda mutfak eşyaları olması gerekliyken

If you opened the kitchen drawers where there should have been utensils,

Evimin arkasında bir mutfak bahçesi var.

There is a kitchen garden behind my house.

Mutfak bıçağını kullanırken, karım parmağını kesti.

When using the kitchen knife, my wife cut her finger.

Tom bıçağı bilerken mutfak masasında oturdu.

Tom sat at the kitchen table, sharpening a knife.

Tom mutfak masasına bir not bıraktı.

Tom left a note on the kitchen table.

Tom bir mutfak bıçağı ile silahlıydı.

Tom was armed with a kitchen knife.

Tom kirli bulaşıkları mutfak lavabosuna koydu.

Tom put the dirty dishes in the kitchen sink.

Tom yemek yerken mutfak masasında oturdu.

Tom sat at the kitchen table eating dinner.

Tüm mutfak zemini üzerinde su vardı.

There was water all over the kitchen floor.

"Gözlüğüm nerede?" "Mutfak masası üzerine bırakmıştın."

"Where are my glasses?" "You left them on the kitchen table."

Çocukların mutfak bıçağıyla oynamasına izin vermemelisin.

- Don't let your boy play with a knife.
- You shouldn't let children play with the kitchen knife.

Bu büyük pot mutfak masasının üzerinde.

That big pot is on the kitchen table.

Tom ve Mary mutfak masasında oturuyorlardı.

Tom and Mary were sitting at the kitchen table, talking.

Hindistan mutfak kültürünce zengin bir bölgedir.

India is a region rich in culinary culture.

Mutfak robotları sebze dilimlemek için uygundur.

Food processors are convenient for slicing vegetables.

Bu mutfak tezgahları 36 inç genişliğinde.

These kitchen countertops are 36 inches wide.

Tom mutfak masasında tek başına oturdu.

Tom sat alone at the kitchen table.

O daha büyük bir mutfak istiyor.

She wants a bigger kitchen.

Polis, Dan'i mutfak zemininde ölü buldu.

The police found Dan dead on the kitchen floor.

O, mutfak zemininde bilinçsiz yatarken bulundu.

He was found lying unconscious on the kitchen floor.

Bu mutfak çok modern ve güzel.

This kitchen is very modern and pretty.

Birçok kişi mutfak musluğundan su içiyor.

Many people drink water from the kitchen tap.

Tom bir mutfak bıçağıyla Mary'yi bıçakladı.

Tom stabbed Mary with a kitchen knife.

Tom mutfak işlerine hiç yardım etmez.

Tom never helps in the kitchen.

Tom'un mutfak alışverişini nereden yaptığını bilmiyorum.

I don't know where Tom buys his groceries.

Sami karavanın mutfak zemininde ölü bulundu.

Sami was found dead on the kitchen floor of his trailer.

Mutfak tezgahında ölü bir hamamböceği buldum.

I found a dead cockroach on the kitchen counter.

Mary mutfak zeminini paspaslarken Tom halıyı temizliyordu.

Tom was vacuuming the rug while Mary was mopping the kitchen floor.

O bir fırça ile mutfak zeminini temizledi.

She scrubbed the kitchen floor with a brush.

Gıda ve tencere seti mutfak dolaplarında saklanır.

- Food and utensils are stored in kitchen cabinets.
- Food and cookware are stored in kitchen cabinets.

Ben tuvaleti temizlerken sen mutfak zeminini süpürürsün.

You sweep the kitchen floor while I clean the bathroom.

Jenny yılda iki kez mutfak duvarını yıkadı.

Jenny washed the kitchen wall twice a year.

Tom çöp torbalarını mutfak lavabosunun altında tutar.

Tom keeps the garbage bags under the kitchen sink.

Tom yılda iki kez mutfak perdeleri yıkar.

Tom washes the kitchen curtains twice a year.

"Benim gözlüğüm nerede?" - "Onları mutfak masasında bıraktın."

"Where are my glasses?" "You've left them on the kitchen table."

Bir kase meyvenin dışında mutfak masası bomboştu.

The kitchen table was bare except for a bowl of fruit.

Tom Mary'yi mutfak zemininde bilinçsizce yatarken buldu.

Tom found Mary lying unconscious on the kitchen floor.

Mary bulaşıkları yıkarken, Tom mutfak zeminini süpürdü.

Tom swept the kitchen floor while Mary washed the dishes.

Çoğu mutfak lavabosu paslanmaz çelikten imal edilmiştir.

Most kitchen sinks are made of stainless steel.

Yeni bir mutfak ne kadara mal olurdu?

How much would a new kitchen cost?

Sami, babasının penisini bir mutfak bıçağıyla doğradı.

Sami chopped off his father's penis with a kitchen knife.