Translation of "Seviyeye" in English

0.009 sec.

Examples of using "Seviyeye" in a sentence and their english translations:

O, son seviyeye ulaştı.

He reached the last level.

Oksijen kritik seviyeye düşmüş durumda.

Oxygen levels are now dangerously low.

Bu, onu farklı bir seviyeye taşıyor.

It takes that animal to a different level.

Su on metrelik bir seviyeye yükseldi.

The water rose to a level of 10 meters.

Melanie oyunda bir sonraki seviyeye ulaştı.

Melanie reached the next level on the game.

Kuzey Kutbu'ndaki sıcaklıklar rekor seviyeye ulaştı.

Temperatures at the North Pole have hit a record high.

Tom'un kan basıncı tehlikeli bir seviyeye düştü.

Tom's blood pressure dropped to a dangerous level.

Bazı durumlarda din birçok Afrikalıyı aşırı uç seviyeye sürükler:

In some cases, religion drives many Africans to extraordinary length:

Işte benim hayalim o seviyeye geldiğimde bu filmi çekeceğim

so my dream is when i reach that level i will shoot this movie

Eğerki bizim teknolojimiz uzaya çıkmak için yeteri seviyeye ulaştığında

if our technology has reached enough levels to go into space

Ne kadar çok çabalarsam çabalayayım asla onunla aynı seviyeye gelemem.

No matter how hard I try, I will never be able to catch up with him.

Mademki neredeyse aynı seviyeye sahibiz, bazı piyano düetlerini öğrenmeye başlayabiliriz.

Now that we are at nearly the same level, we can start learning some piano duets.

Ben bir gün şu seviyeye geldiğimde şu arabayı alacağım şu evi alacağım

one day when i get to this level i will buy this car i will buy this house

- Tom çıtayı çok yükseltti.
- Tom olayı bambaşka bir seviyeye taşıdı.
- Tom çıtayı arşa çekti.

Tom took it to a whole new level.

- Bu dönem Arapça 5. kur konularını göreceğim.
- Bu sömestr Arapçada beşinci seviyeye başlıyorum.
- Bu dönem 5. seviye Arapça alıyorum.
- Bu dönem 5. seviye Arapça alacağım.

I am taking Arabic Level 5 this semester.

Biz dil araçlarını bir sonraki seviyeye getirmek istiyoruz.Biz dil öğrenme manzarasında yenilik görmek istiyoruz.Ve bu, bir topluluk olmadan inşa edilemeyen verimli platformlar olmadan katkıda bulunamayan açık dil kaynakları olmadan olamaz.

We want to bring language tools to the next level. We want to see innovation in the language learning landscape. And this cannot happen without open language resources which cannot be built without a community which cannot contribute without efficient platforms.