Translation of "Söyleyene" in English

Sana söyleyene kadar durma.

Don't stop until I tell you.

- Ben söyleyene kadar ateş etmeyin.
- Ben söyleyene kadar ateş etme.

Don't fire until I give the word.

Sana söyleyene kadar ipi bırakma.

- Don't let go of the rope till I tell you.
- Don't let go of the rope until I tell you.
- Don't let go of the rope until I tell you to.

Ben söyleyene kadar ateş etme.

- Don't shoot until I tell you to.
- Don't shoot till I tell you to.

- Tom bana söyleyene kadar ne olduğunu bilmiyordum.
- Tom söyleyene kadar ne olduğunu bilmiyordum.

I didn't know what had happened until Tom told me.

Lütfen durmanı söyleyene kadar devam et.

Please continue until I tell you to stop.

Şişman kadın şarkı söyleyene kadar opera bitmedi.

The opera ain't over till the fat lady sings.

Birisi durmamızı söyleyene kadar bunu yapmaya devam edeceğiz.

We'll keep doing this until someone tells us to stop.

Nereye teslim edeceğimi söyleyene kadar bunu teslim edemem.

I can't deliver this until you tell me where to deliver it to.

Sen bana söyleyene kadar ben bu belgenin önemini fark etmemiştim.

I hadn't recognized the importance of this document until you told me about it.

Tom, doktorunun ona muhtemelen et de yemeye başlaması gerektiğini söyleyene kadar bir vejetaryendi.

Tom was a vegetarian until his doctor told him he should probably start eating meat, too.