Translation of "Söylemezdi" in English

Tom onu söylemezdi.

Tom wouldn't say that.

Tom yalan söylemezdi.

Tom wouldn't have lied.

- Hiçbir Kanadalı asla öyle söylemezdi.
- Hiçbir Kanadalı bunu söylemezdi.

No Canadian would ever say that.

Ancak hiç yalan söylemezdi.

But he would never lie.

Tom Mary'ye yalan söylemezdi.

Tom wouldn't lie to Mary.

Tom asla onu söylemezdi.

- Tom never would've said that.
- Tom never would have said that.

Bir matematikçi böyle söylemezdi.

A mathematician wouldn't say that.

Tom hiç şarkı söylemezdi.

Tom never used to sing.

Tom bana planlarını söylemezdi.

Tom wouldn't tell me his plans.

Tom asla şarkı söylemezdi.

Tom used to never sing.

Tom bana nedenini söylemezdi.

Tom wouldn't tell me why.

Tom bunu Mary'ye söylemezdi.

Tom wouldn't have told Mary that.

Tom onu Mary'ye söylemezdi.

Tom wouldn't have said that to Mary.

Tom yabancılara adını söylemezdi.

Tom wouldn't tell the stranger his name.

- Tom ne olduğunu bize söylemezdi.
- Tom bize ne olduğunu söylemezdi.

Tom wouldn't tell us what had happened.

Tom ne yaptığını bize söylemezdi.

Tom wouldn't tell us what he was doing.

Tom asla bana yalan söylemezdi.

Tom would never lie to me.

Eğer istemeseydik Tom şarkı söylemezdi.

Tom wouldn't have sung if we hadn't asked him to.

Neyin yanlış olduğunu kimseye söylemezdi.

He would not tell anyone what was wrong.

Tom kimseye yanlış olanı söylemezdi.

Tom wouldn't tell anyone what was wrong.

Tom bana telefon numarasını söylemezdi.

Tom wouldn't tell me his phone number.

Tom bana nerede yaşadığını söylemezdi.

Tom wouldn't tell me where he lived.

Tom köpeğinin nasıl öldüğünü söylemezdi.

Tom wouldn't say how his dog died.

Tom kimseye söylemezdi, değil mi?

- Tom wouldn't tell anyone, would he?
- Tom wouldn't tell anybody, would he?

Tom bana ne olduğunu söylemezdi.

Tom wouldn't tell me what happened.

Tom Mary'ye hiçbir şey söylemezdi.

Tom wouldn't tell Mary anything.

Tom asla sana yalan söylemezdi.

Tom would never lie to you.

Bir Japon böyle bir şey söylemezdi.

A Japanese would not have said such a thing.

Tom kaç yaşında olduğunu Mary'ye söylemezdi.

Tom wouldn't tell Mary how old he was.

Bir matematikçi böyle bir şey söylemezdi.

- A mathematician wouldn't say such a thing.
- A mathematician wouldn't say that.

Tom kiminle buluşmayı planladığını bana söylemezdi.

Tom wouldn't tell me who he was planning to meet.

Tom ne kadar ödediğini bana söylemezdi.

Tom wouldn't tell me how much he paid.

Tom asla Mary'ye bunu yapmasını söylemezdi.

Tom would never tell Mary to do that.

Tom neden Mary'ye bunu yaptığını söylemezdi.

Tom wouldn't tell Mary why he did that.

Tom Mary'ye bunu nasıl yapacağını söylemezdi.

Tom wouldn't tell Mary how to do that.

Tom hiç kimseye söylemezdi, değil mi?

- Tom wouldn't tell anyone, would he?
- Tom wouldn't tell anybody, would he?

Akıllı bir adam böyle bir şey söylemezdi.

A wise man would not say such a thing.

Tom arabasını nereye park ettiğini bana söylemezdi.

Tom wouldn't tell me where he parked his car.

Gerçek bir arkadaş böyle bir şey söylemezdi.

A true friend would not say such a thing.

Tom onun ne söylediğini sandığını asla söylemezdi.

Tom would never say what you think he said.

Akıcı bir Esperantist bunu o biçimde söylemezdi.

No fluent Esperantist would say it that way.

Tom sadece gülümserdi ve bir şey söylemezdi.

- Tom would've just smiled and said nothing.
- Tom would have just smiled and said nothing.

Tom neden onu yapmak istediğini bana söylemezdi.

Tom wouldn't tell me why he wanted to do that.

Bir anadil konuşuru muhtemelen bunu o şekilde söylemezdi.

A native speaker wouldn't likely say it that way.

Tom dürüst bir çocuk, bu yüzden yalan söylemezdi.

Tom is an honest boy, so he wouldn't tell a lie.

Onunla şarkı söylemeye gönüllü olmasaydım Tom şarkı söylemezdi.

Tom wouldn't have sung if I hadn't volunteered to sing with him.

Tom yalnız olabilirdi, ama olsa bile, bize söylemezdi.

Tom might've been lonely, but even if he had been, he wouldn't have told us.

Bu, dilbilgisel olarak doğru ama ana dil konuşuru muhtemelen onu bu şekilde söylemezdi.

It's grammatically correct, but a native speaker wouldn't likely say it that way.

Benim Japon öğretmenim fiil çekimlerini hatırlamamıza yardımcı olan bir şarkı kullanırdı. Hiç kimse gerçekten birlikte söylemezdi.

My Japanese teacher used to use a song to help us remember verb conjugations. No one really sang along.