Translation of "Problemleri" in English

Uyku problemleri yaşıyoruz.

we have trouble sleeping.

Bütün problemleri kolaylıkla çözdü.

He solved all of the problems simply.

Ölüm bütün problemleri çözer

Death solves all problems.

Tom'un zihinsel problemleri var.

Tom has mental problems.

O bütün problemleri çözdü.

He solved all the problems.

Tom'un ailevi problemleri var.

Tom has family problems.

Tom problemleri hakkında açıktı.

Tom was open about his problems.

Hala problemleri çözmeye çalışıyoruz.

We're still working the kinks out.

Tom para problemleri yaşıyor.

Tom has been having money problems.

Bizim yurt ısıtıcı problemleri yaşıyor.

Our dorm's having heater problems.

Çocuğun problemleri fiziksel, ruhsal değil.

The boy's problems are physical, not mental.

Artık gerçekten bir problemleri var.

They really have got a problem now.

O, böyle problemleri çözmede uzmandır.

He is an expert at solving such problems.

Bu tür problemleri henüz yaşamadık.

We haven't had those kinds of problems yet.

Hiçbir problemleri yok işle iligili.

They don't have any work-related problems.

Öğrenci tüm problemleri daha önce çözdü.

The student has already solved all the problems.

Kirlilik problemleri yıldan yıla gittikçe ciddileşiyor.

From year to year, pollution problems are becoming more and more serious.

Tom'un önemli akıl sağlığı problemleri vardır.

Tom has significant mental health problems.

Gelecek yıl hangi problemleri çözmeyi planlıyorsunuz?

What problems are you planning to resolve next year?

Tom'un açıkçası ciddi ruhsal problemleri var.

Tom obviously has severe mental problems.

O, karmaşık matematiksel problemleri çözmede iyidir.

He is good at solving complicated mathematical problems.

Uygulama problemleri için cevaplar kitabın sonunda.

The answers for the practice problems are at the end of the book.

O bütün problemleri için onu suçladı.

She blamed him for all her problems.

Uzun süredir bu tür problemleri yaşamadık.

We haven't had those kinds of problems in a long time.

Sadece sen değil, herkesin problemleri var.

Everybody has problems, not just you.

Tom'un o tür problemleri olduğunu sanmıyorum.

- I don't think Tom has those kinds of problems.
- I don't think that Tom has those kinds of problems.

Mary bütün problemleri için Tom'u suçluyor.

Mary blames Tom for all of her problems.

- Tüm sorunları çözdüm.
- Tüm problemleri çözdüm.

I've solved all the problems.

Hannibal bu esnada kendi problemleri ile uğraşıyor.

Hannibal meanwhile has problems of his own.

Tom bütün problemleri öğretmeninin yardımı olmadan çözdü.

Tom solved all the problems without his teacher's help.

Ofisimiz kişisel problemleri olan öğrencilere yardımcı olur.

Our office helps students with personal problems.

Yakında yağmur yağmazsa, ciddi kuraklık problemleri olabilir.

Unless it rains in Ethiopia soon, there could be severe drought problems.

Keşfedin, beceri kazanın büyük acil problemleri çözün.

Explore, build skills, solve big pressing problems.

Sami'nin problemleri kıskanç bir kalp ile başladı.

Sami's problems began with a jealous heart.

Tom'un arkadaşları, onun para problemleri yaşadığını biliyordu.

- Tom's friends knew that Tom was having money problems.
- Tom's friends knew he was having money problems.
- Tom's friends knew that he was having money problems.

Tom tüm problemleri için Mary'yi sorumlu tuttu.

Tom blamed Mary for all their problems.

Tom, Mary'nin kişisel problemleri hakkında her şeyi bilir.

Tom knows all about Mary's personal problems.

Öğretmenler, kendileri olmadan çözmeyeceğimiz problemleri çözmemize yardımcı olurlar.

Teachers help us solve problems we wouldn’t have without them.

Tom'un Mary'nin sağlık problemleri ile ilgilenmesi kolay değildi.

It hasn't been easy for Tom to deal with Mary's health problems.

- Onların parasal problemleri var.
- Onların mali sorunları var.

They have monetary problems.

Ve bu problemleri bu türkçe aritmetik problemlerini anlayıp çözecek

Then I started to write a program which would "understand Turkish."

Ben problemleri çözmeyi tercih ederim , sadece onlara rapor vermeyi değil.

I prefer to look for a solution to problems, not only to report them.

Onun her zaman elleri ve ayaklarında kan dolaşım ile ilgili problemleri vardı.

She has always had problems with the circulation in her hands and feet.

- Tom para sıkıntısı yaşıyor.
- Tom'un maddi problemleri var.
- Tom'un ekonomik sorunları var.
- Tom para sıkıntısı çekiyor.

Tom has financial problems.