Translation of "çözdü" in English

Kemerini çözdü.

- She unbuckled her belt.
- She unbuckled his belt.

- Sorunu kolaylıkla çözdü.
- Problemi kolaylıkla çözdü.

He solved the problem with ease.

- Tom ayakkabılarının bağcığını çözdü.
- Tom ayakkabılarının bağcıklarını çözdü.
- Tom ayakkabısının bağcıklarını çözdü.

Tom unlaced his shoes.

Problemi kendisi çözdü.

He solved the problem by himself.

O, kemerini çözdü.

He unbuckled his belt.

Problemi çabucak çözdü.

Quick as lightning, he solved the problem.

Tom kemerini çözdü.

Tom unbuckled his belt.

Tom bulmacayı çözdü.

Tom has solved the puzzle.

Kolayca sorunu çözdü.

She solved the problem with ease.

Tom ipleri çözdü.

Tom untied the ropes.

Tom sorunu çözdü.

Tom solved the problem.

Tom kurdeleyı çözdü.

Tom untied the ribbon.

Mary, gizemi çözdü.

Mary solved the mystery.

Tom sırrı çözdü.

Tom solved the mystery.

Sami sorunu çözdü.

- Sami fixed the problem.
- Sami solved the problem.

- Tom şifreyi çözdü.
- Tom şifreyi kırdı.
- Tom kodu çözdü.

Tom broke the code.

- Görevi on dakikada çözdü.
- Görevi on dakika içinde çözdü.

She solved the task in ten minutes.

Halatı çözdü, onu topluyorum.

It's off the line, I'm taking the line in now.

Profesör sonunda problemi çözdü.

The professor solved the problem at last.

O, sonunda sorunu çözdü.

At last, he solved the question.

O, bilmeceyi kolaylıkla çözdü.

She solved the puzzle with ease.

O her sorunu çözdü.

- He solved all the problems.
- He solved every problem.

O, zor problemi çözdü.

He solved the difficult problem.

Bütün problemleri kolaylıkla çözdü.

He solved all of the problems simply.

O bütün sorunları çözdü.

He solved all the problems.

Tom emniyet kemerini çözdü.

Tom unbuckled his seatbelt.

Tom onun hepsini çözdü.

Tom has it all figured out.

O, problemi nasıl çözdü?

How did he solve the problem?

O, sorunu nasıl çözdü?

How did she solve the problem?

Tom sorunu nasıl çözdü?

How did Tom solve the problem?

O bütün problemleri çözdü.

He solved all the problems.

Zor sorunu kim çözdü?

Who solved the hard problem?

O bir davayı çözdü.

She solved a case.

Tom o problemi çözdü.

Tom solved that problem.

Tom o sorunu çözdü.

Tom has solved that problem.

Tom kapının zincirini çözdü.

Tom unchained the door.

Tom sorunu kolayca çözdü.

Tom solved the problem easily.

Tom bütün sorunları çözdü.

Tom solved all the problems.

Teknoloji sorunların çoğunu çözdü.

Technology solved many of the problems.

Sonunda o, problemi çözdü.

At last, he solved the problem.

O, sorunu zahmetsizce çözdü.

He solved the problem effortlessly.

Tom onu çabucak çözdü.

Tom quickly figured it out.

Tom her sorunu çözdü.

Tom solved every problem.

O çapraz bulmacayı kolaylıkla çözdü.

He did the crossword with ease.

Bütün o sorunları kolaylıkla çözdü.

He solved all those problems with ease.

O, zor problemi kolayca çözdü.

He solved the difficult problem easily.

O gizemi biri çözdü mü?

Has anyone solved that mystery?

O, sorunu kendi başına çözdü.

He solved the problem on his own.

Tom bunu kendi başına çözdü.

Tom figured it out on his own.

Tom sorunu tek başına çözdü.

- Tom solved the problem by himself.
- Tom solved the problem on his own.

Tom bunu nasıl yapacağını çözdü.

Tom just figured out how to do that.

Tom sorunu kendi başına çözdü.

Tom solved the problem on his own.

Tom durumu şiddet kullanmadan çözdü.

Tom resolved the situation without resorting to violence.

- Sorunu kolaylıkla çözdü.
- Problemi kolaylıkla çözdü.
- Sorunu kolaylıkla halletti.
- Problemi kolaylıkla halletti.

He solved the problem with ease.

İlgili ülkeler anlaşmazlığı barışçıl yollarla çözdü.

The countries concerned settled the dispute by peaceful means.

Öğrenci tüm problemleri daha önce çözdü.

The student has already solved all the problems.

Tom aslında bunu kendi başına çözdü.

Tom actually figured it out by himself.

Tom ceketini çıkardı ve papyonunu çözdü.

Tom took off his jacket and untied his bow tie.

Tom bilimin büyük sorunlarından birini çözdü.

Tom has solved one of the great problems of science.

Bir ilgisiz üçüncü taraf anlaşmazlığı çözdü.

A disinterested third party resolved the dispute.

Tom sonunda hazinenin nerede olduğunu çözdü.

Tom finally figured out where the treasure was hidden.

- Tom bulmacayı çözdü.
- Tom yapbozu tamamladı.

Tom solved the puzzle.

Tom bütün problemleri öğretmeninin yardımı olmadan çözdü.

Tom solved all the problems without his teacher's help.

Bu çocuk karmaşık matematik problemini kolaylıkla çözdü.

This child solved the complicated mathematics problem easily.

Tom problemlerin sadece yarısını doğru olarak çözdü.

Tom solved only half the problems correctly.

- Tom kodu deşifre etti.
- Tom şifreyi çözdü.

Tom deciphered the code.

Benim iki saat uğraştığım problemi beş dakikada çözdü.

He solved the problem in five minutes that I had struggled with for two hours.

- Tom sonunda bulmacayı çözdü.
- Tom sonunda yapbozu tamamladı.

Tom finally solved the puzzle.

Bay Ito kravatını çözdü çünkü ofisinde ona sıcak bastı.

Mr Ito loosened his tie because he felt hot in his office.

Mary ona birkaç ipucu verdikten sonra Tom bilmeceyi çözdü.

Tom solved the puzzle after Mary gave him a few hints.

Ve hepsinden öte, Cibuti'nin yatırımla ilgili en önemli sorununu çözdü.

And on the top of it, this solves the biggest problem Djibouti had for investment.

- Tom ağzındaki bağı çözdü.
- Tom düğümü çözüp ağzındaki bağı çıkardı.

Tom untied the knot and removed the gag.

- Herhangi biri bu sırrı çözdü mü?
- Bu gizemi çözen biri oldu mu?

Has anybody solved this mystery?

"Tom geometri problemini çözdü mü?" "Başarmadığını söyledi, soru onun için de zordu."

"Did Tom solve the geometry problem?" "He said he didn't manage to. The question was too difficult for him, as well."