Translation of "Planları" in English

0.010 sec.

Examples of using "Planları" in a sentence and their english translations:

Planları var.

He's got plans.

Planları değiştiremem.

I can't alter the plans.

Bu planları değiştiremem.

I can't change these plans.

Planları görmedin mi?

Haven't you seen the plans?

Saldırı planları gizliydi.

The plans for the offensive were secret.

Ben planları getirdim.

I brought the blueprints.

Onun planları var.

He has plans.

Tom planları var.

Tom has plans.

Mary'nin planları var.

Mary has plans.

Onların planları var.

They have plans.

Bu planları erteleyeceğiz.

We'll put these plans on ice.

Tom'un planları neler?

What are Tom's plans?

- Tom başka planları vardır.
- Tom'un başka planları var.

Tom has other plans.

Parti için planları tartıştılar.

They discussed the plans for the party.

Tom'un güzel planları var.

Tom has good intentions.

Ben hâlâ planları çalışıyorum.

I'm still studying the plans.

Tom'un planları umurumda değil.

I don't care about Tom's plans.

Tom'un başka planları vardı.

Tom had other plans.

Planları hakkında sessiz kaldılar.

They kept silent about their plans.

Planları görmek ister misin?

Would you like to see the plans?

Tom'un farklı planları var.

Tom has different plans.

Onların evlenme planları vardı.

They had plans to be married.

Tom'un büyük planları var.

Tom has big plans.

Onların planları ters gitti.

Their plans have gone awry.

Onların bütün planları aksadı.

All their plans have gone wrong.

Mary'nin gerçek planları ne?

What are Mary's true intentions?

Onun planları bir bulmaca.

His plans are a riddle.

Tom'un çok planları var.

Tom has a lot of plans.

Fadıl'ın başka planları var.

Fadil has other plans.

Leyla'nın başka planları vardı.

Layla had other plans.

Planları görmek istemiyor musun?

Don't you want to see the plans?

Tom'un somut planları yok.

Tom doesn't have any concrete plans.

Seyahat planları hakkında emin midir?

Is she sure about her travel plans?

Planları tartışabilmemiz için erken gel.

Come early so we can discuss the plans.

Senin için büyük planları vardı.

They had big plans for you.

Belki Tom'un başka planları var.

Maybe Tom has other plans.

Tom şimdi tatil planları yapıyor.

Tom is making vacation plans now.

Onların planları hakkında bilgim yok.

I have no knowledge about their plans.

Yeni iş planları artık mevcuttur.

The new rotas are now available.

Tom planları hakkında benimle konuştu.

- Tom talked to me about his plans.
- Tom spoke to me about his plans.

Kongre tarafından yapılmış planları izliyorum.

I'm following the plans made by Congress.

Tom'un daha hırslı planları var.

Tom has more ambitious plans.

Tom'un onu yapacak planları var.

Tom has plans to do that.

O, planları ile hiçbir yere varamaz.

He will get nowhere with his plans.

Bu planları kime gösterdiğimize dikkat etmeliyiz.

We have to be careful who we show these plans to.

Son dakikada insanlar üzerinde planları değiştiremezsin.

You can't change plans on people at the last minute.

Kanal'ı yüzerek geçme planları suya düştü.

She failed in her attempt to swim the Channel.

Bu gece hepimizin planları olduğunu düşündüm.

- I thought we all had plans tonight.
- I thought that we all had plans tonight.

Bu planları önümüzdeki yıl gerçekleştireceğimizi umuyorum.

I hope we can realize these plans next year.

Mühendisler yeni rıhtım için planları hazırladılar.

The engineers drew up plans for a new dock.

Ben senin planları hakkında duymak istiyorum.

I want to hear about your plans.

Planları yapmak onları gerçekleştirmekten daha kolaydır.

It's easier to make plans than to realise them.

Belki de onun başka planları vardır?

Maybe she has other plans?

Onların beklenmedik durum planları var mı?

Do they have contingency plans?

Tom ve Mary planları hakkında konuşuyorlardı.

Tom and Mary were talking about their plans.

Tom bunu yapacak planları olduğunu söylüyor.

Tom says he has plans to do that.

Tom'un zaten pazartesi için planları var.

Tom already has plans for Monday.

Tom'un Boston'u ziyaret etme planları var.

Tom has plans to visit Boston.

Tom hiç somut planları olmadığını söyledi.

- Tom said he didn't have any concrete plans.
- Tom said that he didn't have any concrete plans.

Tom'un gelecek için büyük planları var.

Tom has big plans for the future.

Onun planları bazı beğenilmemelere rağmen kabul edildi.

His plans were regarded with some disfavor.

Oraya gitmek için Tom'un da planları var.

Tom also has plans to go there.

Sysko'nun, Microsoft'u satın almak için planları var.

Sysko has plans to buy Microsoft.

Tom Mary ile akşam yemeği planları yaptı.

Tom made dinner plans with Mary.

Tom'un onu yapmak için planları olduğundan eminim.

I'm sure Tom has plans to do that.

Tom'un gelecek için daha büyük planları vardı.

Tom had bigger plans for the future.

Onların planları hakkında bir şey bildiğini inkar etti.

He denied knowing anything about their plans.

Tatil planları hakkında konuşmak için bana telefon etti.

He phoned me to talk about his holiday plans.

Hayat siz diğer planları yapmakla meşgulken size olanlardır.

Life is what happens to you while you're busy making other plans.

Planları değiştirdim. Taşınmak şu anda çok pahalı olur.

I changed plans. Moving would be too expensive right now.

Tom'un önümüzdeki hafta sonu için planları olmadığına eminim.

I'm pretty sure that Tom doesn't have plans for next weekend.

Tom tatil planları üzerinde gerçek bir şaşkınlık içindeydi.

Tom was in a real muddle over his holiday plans.

Başarılı olacağına emin oldukları bir savaş planları vardı.

They had a battle plan they were sure would succeed.

Amerika Birleşik Devletleri'nin kutlamak için birçok planları var.

The United States has many plans to celebrate.

Bu hafta sonu için Tom'un önceden planları var.

Tom already has plans for this weekend.

Tom'un tatil planları, Mary'ninkiyle hoş bir şekilde benziyorlar.

Tom's vacation plans dovetail nicely with Mary's.

Tom'un hayal ve planları, kağıttan bir kule gibi yıkıldı.

Like a house of cards, Tom's dreams and plans came crashing down around him.

Bu akşamki planları hakkında sana bir şey söylediler mi?

Did they tell you anything about their plans for this evening?

Tom ve Mary birlikte geleceğe dair planları hakkında tartıştı.

Tom and Mary discussed their future plans together.

Boş zamanımda daha fazla boş zaman yaratma planları üretiyorum.

In my free time, I come up with plans to create more free time.

Planları konsül Publius Cornelius Scipio'yu Hannibal'i karşılaması için İberya'ya göndermekti.

Their plan was to send consul Publius Cornelius Scipio to intercept Hannibal in Iberia.

Bu rehber kitap gezi planları yapmak için size yardımcı olacaktır.

This guide book will help you to make plans for the trip.

Bu görkemli planları yapmak iyi fakat tabağında sahip olduğunla başlamanı istiyorum.

It's fine to make grandiose plans, but I'd like you to start with what you have on your plate.

Mafya rakip gangsteri öldürmek için kendi planları üzerinde onu içeriye aldı.

The mafia let him in on their plans to knock off a rival gangster.

Onun planları teoride her zaman kulağa hoş geliyor ama uygulamada işe yaramaz.

His plans always sound great in theory but they don't work in practice.

- Kanal'ı yüzerek geçme planları suya düştü.
- Manş denizini yüzerek geçme girişiminde başarısız oldu.

She failed in her attempt to swim the Channel.

O evlenmek için İran'a geri dönebileceğini söylemesine rağmen, Japonya'dan sonra onun planları kararlaştırılmadı.

Although he says he might return to Iran to marry, his plans after Japan are up in the air.

Aile işine katılma planları, ateşli bir cumhuriyetçi olan Suchet'in Lyon Ulusal Muhafızlarının süvarisine katılmasıyla

Plans to join the family business were derailed by the French Revolution, when Suchet, an

Gangasterler bir rakip çete liderini öldürmek için planları gereği onun içeri girmesine izin verdiler.

The gangsters let him in on their plan to knock off a rival gang leader.