Translation of "Pişirmekten" in English

Mary ekmek pişirmekten hoşlanır.

Mary likes to bake bread.

Yemek pişirmekten nefret ediyorum.

I hate cooking.

Tom gerçekten yemek pişirmekten hoşlanır.

Tom really enjoys cooking.

Tom yemek pişirmekten zevk alırdı.

Tom used to enjoy cooking.

Ailesi için yemek pişirmekten keyif alır.

He likes cooking for his family.

Ben sadece yemek pişirmekten daha fazlasını yapabilirim.

I can do more than just cook.

Ben yemek pişirmekten nefret ederim, ya sen?

I hate cooking. How about you?

Yemek pişirmekten ne kadar nefret ettiğimi biliyorsun.

You know how much I hate cooking.

Yemek pişirmekten hoşlanırım ama sonrasında temizlik yapmayı sevmiyorum.

I enjoy cooking, but I don't like the cleaning up afterwards.

Tom ve Mary'nin her ikisi de yemek pişirmekten hoşlanır.

- Tom and Mary both like to cook.
- Both Tom and Mary like to cook.