Translation of "Parmağında" in English

0.006 sec.

Examples of using "Parmağında" in a sentence and their english translations:

Her parmağında yüzük vardı.

She had rings on every finger.

Richie Rich'i parmağında oynatır sonrada

Richie plays Rich on her finger then

Onun karısı onu parmağında oynatır.

His wife leads him by the nose.

Mayuko'nun parmağında bir kesiği var.

Mayuko got a cut on her finger.

Eldivenin parmağında bir delik var.

The glove has a hole in the thumb.

Tom'un on parmağında on marifet var.

- Tom is a man of many talents.
- Tom is a jack of all trades.
- Tom is a man of many parts.

Tom Mary'nin parmağında bir alyans fark etti.

Tom noticed a wedding ring on Mary's finger.

Tom basket topunu parmağında fırıl fırıl çevirdi.

Tom twirled the basketball on his finger.

O, on parmağında on marifet olan bir kimsedir.

He is a jack-of-all-trades.

Mary'nin sol elinin her parmağında bir yüzük var.

Mary had a ring on every finger of her left hand.

- Tom bir yüzük takıyordu.
- Tom'un parmağında yüzük vardı.

Tom was wearing a ring.

- Tom çok yetenekli bir insan.
- Tom on parmağında on marifet olan bir insan.
- Tom'un on parmağında on marifet var.

Tom is a man of many talents.

- Basketbol topunu parmak ucunda döndürebilir misin?
- Basket topunu parmağında çevirebilir misin?

Can you spin a basketball on your fingertip?

Tom bir alyans takmıyordu ama Mary onun yüzük parmağında beyaz bir halka fark etti.

Tom wasn't wearing a wedding ring, but Mary noticed a white circle on his ring finger.

Çıplak gözle zor görülebilecek bir tahta kıymığı, Tom'un parmağında çok sancılı bir enfeksiyona neden oldu.

A splinter of wood, barely visible to the naked eye, caused a very painful infection in one of Tom's fingers.

Tom'un parmağında bir kıymık vardı, bu yüzden onu çıkarması için Mary'nin ona yardım etmesini rica etti.

Tom had a splinter in his finger, so he asked Mary to help him get it out.