Translation of "Olmayacağım" in English

0.014 sec.

Examples of using "Olmayacağım" in a sentence and their english translations:

Başarısız olmayacağım.

I won't fail.

Orada olmayacağım.

I'm not going to be there.

Burada olmayacağım.

I won't be here.

Sessiz olmayacağım.

I won't be quiet.

Müdahil olmayacağım.

I'm not going to get involved.

Yalnız olmayacağım.

I won't be alone.

Arkadaşın olmayacağım.

I'll never be your friend.

- Haftaya pazartesi evde olmayacağım.
- Gelecek pazartesi evde olmayacağım.
- Önümüzdeki pazartesi evde olmayacağım.
- Bir sonraki pazartesi evde olmayacağım.

I won't be home next Monday.

Üzgünüm, orada olmayacağım.

Sorry I won't be there.

Yarın burada olmayacağım.

I won't be here tomorrow.

Yarın meşgul olmayacağım.

- I will not be busy tomorrow.
- I won't be busy tomorrow.

Ben hazır olmayacağım.

I won't be ready.

Yarın boş olmayacağım.

- I will not be free tomorrow.
- I won't be free tomorrow.

Ben müdahil olmayacağım.

I wouldn't get involved.

Artık burada olmayacağım.

I won't be here much longer.

Artık mahcup olmayacağım.

I'm not going to be embarrassed anymore.

Haftalarca hazır olmayacağım.

I won't be ready for weeks.

Ben orada olmayacağım.

I won't be there.

Açılış töreninde olmayacağım.

I won't be at the opening ceremony.

Asla aynı olmayacağım.

I'll never be the same.

Yarın okulda olmayacağım.

I won't be at school tomorrow.

Ben gönüllü olmayacağım.

I'm not going to volunteer.

Yarın evde olmayacağım.

I won't be home tomorrow.

Muhtemelen orada olmayacağım.

I probably won't be there.

Bundan şikayetçi olmayacağım.

I won't complain about that.

- Bugün evde hiç olmayacağım.
- Bugün hiç evde olmayacağım.

I won't be at home at all today.

Onunla. Yarın burada olmayacağım.

With him. I won't be here tomorrow.

Öğleden sonra evde olmayacağım.

I'll be absent from home in the afternoon.

Asla seninle arkadaş olmayacağım.

I will never be your friend.

Asla tekrar mutlu olmayacağım.

I'll never be happy again.

Ben çok mutlu olmayacağım.

I'm not going to be very happy.

Her zaman etrafta olmayacağım.

I won't always be around.

Gelecek ay burada olmayacağım.

I won't be here next month.

Asla Tom gibi olmayacağım.

I'll never be like Tom.

Bu sefer başarısız olmayacağım.

I won't fail this time.

Ben asla teslim olmayacağım.

I'll never surrender.

Ben asla zengin olmayacağım.

I'll never be rich.

Ben sana yardımcı olmayacağım.

- I won't help you.
- I'm not going to help you.
- I will not help you.

Uzun süre burada olmayacağım.

I won't be here long.

Asla senin fahişen olmayacağım.

I'll never be your whore.

Bu pazar kasabada olmayacağım.

I won't be in town this Sunday.

Gelecek Pazar evde olmayacağım.

I'll not be at home next Sunday.

Bu hafta içinde olmayacağım.

I won't be in this week.

Önümüzdeki pazar evde olmayacağım.

I won't be home next Sunday.

İngiltere'ye gidersen arkadaşın olmayacağım.

I won't be your friend if you go to England.

Onlara ihtiyaç duyuyor olmayacağım.

I won't be needing them.

Bugün oy veriyor olmayacağım.

I won't be voting today.

Yaşlı bir hizmetçi olmayacağım.

I won't be an old maid.

Ben bir koç olmayacağım.

- I'm not going to be a coach.
- I am not going to be a coach.

Bu gece evde olmayacağım.

I won't be at home tonight.

Onu yapmaktan rahatsız olmayacağım.

I'm not going to bother doing that.

Ben yarın işte olmayacağım.

I won't be at work tomorrow.

Üzgünüm ama hazır olmayacağım.

I'm sorry, but I'll not be available.

Pazartesi günü burada olmayacağım.

I won't be here on Monday.

Gelecek hafta burada olmayacağım.

I won't be here next week.

Pazartesi günü Boston'da olmayacağım.

I won't be in Boston on Monday.

Tom kadar ünlü olmayacağım.

I'll never be as famous as Tom.

Yarın seninle çalışıyor olmayacağım.

I won't be working with you tomorrow.

- Bu öğleden sonra meşgul olmayacağım.
- Bu öğleden sonra yoğun olmayacağım.

I won't be busy this afternoon.

Bir daha asla âşık olmayacağım.

I will never fall in love again.

Sen uyanırken artık burada olmayacağım.

When you wake up, I won't be here anymore.

Ben bir kravat takmıyor olmayacağım.

I won't be wearing a tie.

Ben bunun bir parçası olmayacağım.

I'm not going to be a part of this.

Ben bunun içine itilmiş olmayacağım.

I won't be pushed into this.

Ben orada olmayacağım için memnunum.

I'm glad I'm not going to be there.

Asla Tom kadar klas olmayacağım.

I'll never be as cool as Tom.

Bir hafta boyunca evde olmayacağım.

I won't be home for a week.

Ben bu gece orada olmayacağım.

I won't be there tonight.

Akşam yemeği için evde olmayacağım.

I won't be home for dinner.

Yarın günün çoğunda evde olmayacağım.

I will not be home most of the day tomorrow.

Onu tekrar yapmak zorunda olmayacağım.

I won't have to do it again.

Asla onun kadar iyi olmayacağım.

I'll never be as good as him.

Asla Tom kadar iyi olmayacağım.

I'll never be as good as Tom.

Asla senin kadar iyi olmayacağım.

I'll never be as good as you.

Bu öğleden sonraki toplantıda olmayacağım.

I'm not going to be at this afternoon's meeting.

Benim eylemlerim için sorumlu olmayacağım.

I won't be responsible for my actions.

Ben özel ilgilere borçlu olmayacağım.

- I won't be beholden to special interests.
- I will not be beholden to special interests.

Ben özel ilgilere minnettar olmayacağım.

- I won't be beholden to special interests.
- I will not be beholden to special interests.

Belediye başkanlığı için aday olmayacağım.

I'm not going to run for mayor.

Ben bir evet erkeği olmayacağım.

I'm not going to be a yes man.

Ben de yarın burada olmayacağım.

I won't be here tomorrow, either.

Bunu yapmak için gönüllü olmayacağım.

I'm not going to volunteer to do that.

O kadar uzun süre burada olmayacağım.

I won't be here that long.

Korkarım çok iyi bir şirket olmayacağım.

- I'm afraid I wouldn't be very good company.
- I'm afraid that I wouldn't be very good company.

Ben asla Tom kadar zengin olmayacağım.

I'll never be as rich as Tom.

Ben asla o kadar ünlü olmayacağım.

I'll never be that famous.

Asla diğer bir Sherlock Holmes olmayacağım.

I'll never be another Sherlock Holmes.

Bu olayı çözene kadar emekli olmayacağım.

I will not retire until I solve this case.

Senin için her zaman orada olmayacağım.

I'm not always going to be there for you.