Translation of "Haftaya" in English

0.006 sec.

Examples of using "Haftaya" in a sentence and their english translations:

Haftaya görüşürüz.

I'll see you next week.

Haftaya uğra.

Drop by next week.

- Haftaya oyum Tom'a.
- Haftaya oyumu Tom'a vereceğim.

I'll vote for Tom next week.

Oraya haftaya gidebilirim.

I can go next week.

Haftaya pazartesi evleniyorum.

I'm getting married next Monday.

- Öteki haftaya kadar bekleyemem.
- Gelecek haftaya kadar bekleyemem.

I can't wait till next week.

- Haftaya bir gün toplanalım.
- Haftaya bir ara buluşalım.

Let's get together sometime next week.

- Haftaya kaç sınavın var?
- Haftaya kaç sınava gireceksin?

How many exams will you have next week?

- Toplantı gelecek haftaya kadar ertelendi.
- Toplantı gelecek haftaya ertelendi.

The meeting was put off until next week.

Gelecek haftaya kadar erteleyelim.

- Let's put it off till next week.
- Let's postpone until next week.

Bir haftaya ihtiyacım var.

I need a week.

Tom haftaya eve geliyor.

Tom is coming home next week.

Önümüzdeki haftaya kadar bekleyemem.

I can't wait until next week.

Bir haftaya kadar iyileşeceksin.

- You will get well in a week or so.
- You'll get well in a week or so.

Umarım haftaya pazar görüşürüz.

I hope that we see each other next Sunday.

Haftaya İstanbul'a gitmeyi düşünüyor.

He plans to go to Istanbul next week.

Toplantı gelecek haftaya kadar ertelendi.

The meeting has been put off until next week.

Onu gelecek haftaya kadar erteleyelim.

Let's put it off till next week.

Gelecek haftaya kadar şiiri ezberle.

Memorize the poem by next week.

Tom gelecek haftaya kadar bekleyemez.

Tom can't wait until next week.

Oyun gelecek haftaya kadar ertelendi.

- The game was put off until next week.
- The game was postponed until next week.

Oyun önümüzdeki haftaya kadar ertelendi.

- The game was put off until next week.
- The game was postponed until next week.

Tom'un haftaya Boston'a gelmesi bekleniyor.

Tom is scheduled to come to Boston next week.

Gelecek haftaya kadar burada olacağım.

I'll be here until next week.

Geçen haftaya kadar yanıt almadım.

Up to last week, I hadn't received a reply.

Onu önümüzdeki haftaya kadar yapmayabiliriz.

We might not do that until next week.

Bunu önümüzdeki haftaya kadar yapamayacağım.

I won't be able to do that until next week.

Lütfen önümüzdeki haftaya kadar bekleyin.

Please wait until next week.

Tom haftaya yine ziyaretimize gelecek.

Tom is coming to see us again next week.

Haftaya cumaya kadar hastaneden çıkar.

He should be out of the hospital by next Friday.

Atletik yarışma gelecek haftaya kadar ertelendi.

The athletic meet was put off until next week.

Mali durum haftadan haftaya gittikçe kötüleşiyor.

The financial situation is getting worse week by week.

Bu, gelecek haftaya kadar bekleyebilir mi?

Can this wait until next week?

Tom gelecek haftaya kadar Boston'a gelmeyecek.

Tom won't come to Boston until next week.

Önümüzdeki haftaya kadar beklemek zorunda kalacak.

That'll just have to wait until next week.

Oyun önümüzdeki haftaya kadar ertelenmiş olabilir.

The game may have been put off till next week.

Gelecek haftaya kadar işi bitirmiş olacağım.

I will have finished the work by next week.

Bazı gıdaların fiyatları haftadan haftaya değişmektedir.

The prices of certain foods vary from week to week.

Arabamı haftaya her gün ödünç alabilir.

He may borrow my car any day next week.

Bu yavrular bir haftaya kalmadan annelerinden ayrılacak.

Within a week, these cubs will have separated from their mother.

- Gelecek hafta otuz olacağım.
- Haftaya otuz oluyorum.

I'll turn thirty next week.

Bizim profesör gelecek haftaya kadar sınavı erteledi.

Our professor postponed the exam until next week.

- Haftaya geliyor musun?
- Gelecek hafta geliyor musun?

Are you coming next week?

Tom'un önümüzdeki haftaya kadar Boston'a gitmesi gerekmiyor.

Tom doesn't need to go to Boston until next week.

- İstersen gelecek hafta görüşebiliriz.
- İstersen haftaya görüşebiliriz.

We can meet next week if you want.

Gelecek haftaya kadar İngiltere'ye gidişini ertelemek zorundasın.

You have to put off your departure for England till next week.

Tom raporu gelecek haftaya kadar bitirmeyi umuyor.

Tom expects to finish the report by next week.

Ona alışmak için bir haftaya ihtiyacım vardı.

I needed a week to get used to it.

- Haftaya tekrar deneyeceğim.
- Önümüzdeki hafta tekrar deneyeceğim.
- Gelecek hafta tekrar deneyeceğim.
- Bir dahaki haftaya tekrar deneyeceğim.

I'll try again next week.

Gelecek haftaya kadar ihtiyacın olan bilgiyi sana getireceğim.

I'll get you the info you need by next week.

Haftaya kız kardeşimi ziyaret etmek için Vancouver'a gideceğim.

Next week I'm going to Vancouver to visit my sister.

- Önümüzdeki hafta ara sınavlarım var.
- Haftaya vizelerim var.

I have midterms next week.

Bu ayın meselesinin yayımlaması olasılıkla gelecek haftaya ertelenecek.

Publication of this month's issue will probably be delayed one week.

Gelecek haftaya kadar nihai kararı vermeyi ertelemek zorundasın.

We have to put off making a final decision until next week.

Bu haftaya kadar onu bitirmiş olmayı umut etmiştim.

I hoped to have finished it by this week.

Şarkıcının hastalığından dolayı konser gelecek haftaya kadar ertelendi.

The concert was held over till the following week because of the singer's illness.

Ne derlerse desinler halen haftaya Avusturalya'ya gitmeyi planlıyorum.

No matter what they tell me, I still plan to go to Australia next week.

Onların saklanma yerini bulmak için bir haftaya ihtiyacımız var.

We need one week to find their hiding place.

Tom'un gelecek haftaya kadar senin için bir cevabı olacak.

Tom will have an answer for you by next week.

Ya da bu hafta gibi bir haftaya Söylemek zorundayım ki

or a week like this week, I have to say out loud,

Gelecek haftaya kadar erteleyebileceğin bir şeyi asla yarına kadar erteleme.

Never put off until tomorrow what you can put off until next week.

- Haftaya dersimiz yok.
- Gelecek hafta dersimiz yok.
- Önümüzdeki hafta derslerimiz yok.

We don't have classes next week.

- Haftaya bu zamanlarda Avustralya'da olmalıyız.
- Önümüzdeki hafta bu zamanlarda Avustralya'da olmalıyız.

We should be in Australia by this time next week.

Miktarı göz önünde bulundurmaksızın,Brian gelecek haftaya kadar doğru,tam miktar istiyor.

Regardless of the amount, Brian wants the correct, entire amount by next week.

- Lütfen haftaya babama gitmeyi unutma.
- Lütfen önümüzdeki hafta babamı ziyaret etmeyi unutma.

Please remember to see my father next week.

- Tom haftaya burada olacak diye umuyorum.
- Umarım Tom gelecek hafta burada olur.

Tom will be here next week, I hope.

- Gelecek pazartesi görüşürüz.
- Haftaya pazartesi görüşürüz.
- Önümüzdeki pazartesi görüşürüz.
- Bir dahaki pazartesi görüşürüz.

I'll see you next Monday.

- Haftaya Boston'u ziyaret edeceğim.
- Gelecek hafta Boston'u ziyaret edeceğim.
- Önümüzdeki hafta Boston'u ziyaret edeceğim.

I'll visit Boston next week.

Tom yaptığı yolculuktan sonra kendini tamamiyle bitkin hissediyordu ve toparlanmak için en az bir haftaya ihtiyacı vardı.

Tom was exhausted after his trip and it took him at least a week to recover from it.

- Haftaya pazartesi evde olmayacağım.
- Gelecek pazartesi evde olmayacağım.
- Önümüzdeki pazartesi evde olmayacağım.
- Bir sonraki pazartesi evde olmayacağım.

I won't be home next Monday.

- Tom gelecek hafta Avustralya'ya geri dönüyor.
- Tom önümüzdeki hafta Avustralya'ya geri dönüyor.
- Tom haftaya Avustralya'ya geri gidiyor.

Tom is going back to Australia next week.

- Geldiğiniz için teşekkürler, çocuklar! Gelecek hafta görüşürüz!
- Geldiğiniz için teşekkürler, çocuklar! Haftaya görüşürüz!
- Geldiğiniz için teşekkürler, çocuklar! Önümüzdeki hafta görüşürüz!

Thanks for coming, guys! I'll see you next week!

- Haftaya çok meşgul olacağım.
- Önümüzdeki hafta çok meşgul olacağım.
- Gelecek hafta çok meşgul olacağım.
- Bir sonraki hafta çok meşgul olacağım.

I'll be very busy next week.

- Gelecek hafta Tom ve ben Boston'a gidiyoruz.
- Önümüzdeki hafta Tom ve ben Boston'a gidiyoruz.
- Haftaya Tom ve ben Boston'a gidiyoruz.

Next week, Tom and I are going to Boston.

- Tom ve ben haftaya Boston'a gidiyoruz.
- Tom ve ben gelecek hafta Boston'a gidiyoruz.
- Tom ve ben önümüzdeki hafta Boston'a gidiyoruz.

Tom and I are going to Boston next week.

- Gelecek hafta büyük bir sınavım var.
- Önümüzdeki hafta büyük bir sınavım var.
- Bir dahaki haftaya büyük bir sınavım var.
- Gelecek hafta büyük bir testim var.
- Önümüzdeki hafta büyük bir testim var.
- Bir dahaki hafta büyük bir testim var.

I have a big test next week.