Translation of "Olanlara" in English

0.011 sec.

Examples of using "Olanlara" in a sentence and their english translations:

Çılgın olanlara söylüyorum,

here's to the crazy ones,

Tom olanlara inanamadı.

Tom couldn't believe what had happened.

Hepimiz olanlara pişmanız.

We all regret what happened.

Tom olanlara üzülüyor.

Tom regrets what happened.

Bu olanlara inanamıyorum.

I can't believe it happened.

Olanlara üzüldüğünü söyledi.

He said he regretted what had happened.

Dışarıda olanlara bak.

Look at what's happening outside.

Sami olanlara inanamadı.

Sami couldn't believe what was happening.

Para ihtiyacı olanlara dağıtılmalı.

The money should be distributed to those in need.

Hâlihazırda olanlara bir bak.

Look at what's already happened.

Bütün dahil olanlara tebrikler.

Congratulations to all involved.

Daha büyük olanlara sahip misin?

Do you have any bigger ones?

Tom olanlara pişman olduğunu söyledi.

- Tom said he regretted what had happened.
- Tom said that he regretted what had happened.

Tom'un olanlara karışmış olabileceğini düşünüyorum.

- I think Tom might be involved in what happened.
- I think that Tom might be involved in what happened.

Tom, bugün olanlara karışmış mıydı?

Was Tom involved in what happened today?

Olanlara rağmen Tom'u hâlâ seviyorum.

Despite what's happened, I still like Tom.

Olanlara biraz şaşkın değil miydin?

Weren't you just a bit surprised by what happened?

Benden büyük olanlara saygı duyuyorum.

I respect those older than me.

Hoşgörüsüz olanlara karşı biz hoşgörüsüzüz.

We are intolerant to those who are intolerant.

Tom az önce olanlara inanamadı.

Tom couldn't believe what had just happened.

Gümüş yüzükleri altın olanlara tercih ederim.

I prefer silver rings to gold ones.

Yaşça kendinden küçük olanlara tepeden bakar.

He is haughty to his juniors.

İngiliz arabalarını yabancı olanlara tercih ederim.

I prefer English cars to foreign ones.

Giriş 18 yaş üstü olanlara sınırlandırılmıştır.

Entrance is restricted to those above 18.

O, hayatında zorlukları olanlara yardımcı olur.

He helps those who have hardships in their lives.

Kağıt bardakları plastik olanlara tercih ederim.

I prefer paper cups to plastic ones.

En çok ihtiyacı olanlara yardım edelim.

Let's help those most in need.

Vlad'ın yönetiminin düşmanı olanlara karşı katliam gerçekleştirdi.

to communities which shelter many of Vlad's rivals to the crown.

Daha büyük çocuklar küçük olanlara eziyet ederler.

The bigger boys torment the little ones.

Kötü cevaplar doğru olanlara giden yolu gösterir.

Bad answers show the way to the right ones.

Sadece kimlikleri olanlara girmek için izin verilir.

Only those with IDs are allowed to enter.

Mekanik cihazlar, elektronik olanlara göre daha güvenilirdir.

Mechanical devices are more reliable than electronic ones.

Veya burada sosyo ekonomik ve eğitim dezavantajı olanlara.

Or here, socioeconomic and educational disadvantage.

Kilometrelerce yol yapıp geleceği biçimlendirecek olanlara ulaşmaya çalışıyorum.

I travel and I go so many kilometers trying to communicate -something that will be key in the future. -[cell phone ringing]

Benim ülkemde insanlar kendilerinden daha zeki olanlara katlanamazlar.

In my country people cannot stand those who are more intelligent than they are.

Ne yazık ki, çocuk olarak, bu olanlara tanık oldum.

And it was unfortunate because as a child, I watched it happen.

Ama sonunda birleşerek evinizde olabilecek kadar küçük olanlara küçülecek,

But it could eventually merge and shrink to small ones that could be in your home

Renkçilik, daha koyu ten rengine sahip olanlara karşı yapılan ayrımcılık,

Colorism, the discrimination of those with a darker skin tone,

Yaşlı olanlar genç olanlara göre her zaman daha fazla bilmiyorlar.

The older ones do not always know more than the younger ones.

Farklı aklı olanlara, aynı dünya bir cehennem ve bir cennettir.

To different minds, the same world is a hell, and a heaven.

- Olanlara engel olamazsın.
- Olup bitenlere karşı elinden bir şey gelmez.

You can't help what happens.

Bu Hindistan ve Pakistan'dan olanlara ek olarak yeni bir göçmen dalgası oluşturdu.

This created a whole new influx of immigrants that added those from India or Pakistan.

Tom kendinden daha az şanslı olanlara yardım etmek için zamanının çoğunu harcamaya gönüllüydü.

Tom volunteered a good deal of his time to helping those less fortunate than himself.

Sınırsız hoşgörü hoşgörünün ortadan kalkmasına yol açar. Hoşgörüsüz olanlara bile sınırsız hoşgörüyü uzatırsak, hoşgörülü bir toplumu hoşgörüsüzlerin saldırısına karşı korumaya hazır değilsek, o halde hoş görülü tahrip olacak ve onunla birlikte hoşgörü de.

Unlimited tolerance must lead to the disappearance of tolerance. If we extend unlimited tolerance even to those who are intolerant, if we are not prepared to defend a tolerant society against the onslaught of the intolerant, then the tolerant will be destroyed, and tolerance with them.