Translation of "Çılgın" in English

0.011 sec.

Examples of using "Çılgın" in a sentence and their english translations:

Çılgın!

Crazy!

O çılgın.

- He's demented.
- He's crazy.

Çılgın olma.

- Don't be crazy.
- Don't be crazy!

Tom çılgın.

- Tom's mad.
- Tom is mad.

Çılgın görünüyorsun.

You sound mad.

Annem çılgın.

My mum is crazy.

Hayat çılgın.

Life is crazy.

Bu çılgın.

This is nuts.

Çılgın olanlara söylüyorum,

here's to the crazy ones,

Sen çılgın olmalısın!

- You must be mad!
- You must be mad.

Bu gerçekten çılgın.

- That's really weird.
- This is really crazy.

Çılgın olan benim.

I'm the crazy one.

Tom çılgın görünüyordu.

Tom seemed to be frantic.

Tom bir çılgın.

- Tom is a nut.
- Tom is a crackpot.

Hepimiz çılgın doğarız.

- We are all born mad.
- We're all born mad.

Tom çılgın değil.

Tom isn't nuts.

Çılgın olan budur.

That's what's crazy.

Tom gerçekten çılgın.

Tom is really mad.

Tom hâlâ çılgın.

- Tom is still angry.
- Tom is still mad.

Tom tamamen çılgın.

Tom is totally nuts.

Bu kız çılgın.

This girl is crazy.

Bu tam çılgın.

This is just crazy.

Çılgın gibi deneyeceğiz.

We're going to try like crazy.

- O çılgın bir egomanyaktır.
- O çılgın bir benmerkezcidir.

He's a raving egomaniac.

- Tom çılgın bir egomanyak.
- Tom çılgın bir benmerkezci.

Tom is a raving egomaniac.

Ne çılgın bir iş!

What a crazy business!

Türk lirasındaki çılgın devülasyon

A crazy devaluation of the Turkish Lira.

Odada çılgın gibi koşuşturma.

Don't run about wildly in the room.

Benim programım oldukça çılgın.

My schedule is pretty crazy.

- Tom çılgın.
- Tom deli.

- Tom's delirious.
- Tom is delirious.

Ben çılgın bir komünistim!

I am a crazy communist!

Sen çılgın bir kadınsın.

- You are crazy.
- You're insane.
- You're crazy.
- You're a crazy woman.

Daha çılgın, daha iyi.

The crazier, the better.

Çılgın bir hafta oldu.

It's been a crazy week.

Bunlar sadece çılgın fikirler.

These are just crazy ideas.

Ben çılgın yaşamıma dayanamıyorum.

I can't stand my crazy life.

O gittikçe çılgın oldu!

He became increasingly demented!

Sanırım çılgın olduğumu düşünüyorsun.

I suppose you think I'm nuts.

Bazen çılgın duygularınızı gösterebilirsiniz.

Sometimes it's OK to show crazy emotion.

Bu çılgın bir dünya.

This is a crazy world.

Annem çılgın bir kadındır.

My mother is a crazy woman.

Bu çılgın bir yıldı.

It's been a crazy year.

O kadar çılgın değilsin.

You're not that crazy.

Tom oldukça çılgın görünüyor.

Tom seems pretty mad.

Senin karın çılgın değil.

Your wife isn't crazy.

Bu çılgın bir fikir.

That's a crazy idea.

- Annem deli.
- Annem çılgın.

My mother is crazy.

Tom çılgın gibi görünüyor.

It looks like Tom is mad.

Ne çılgın bir gün!

What a crazy day!

Onu yapsak çılgın oluruz.

We'd be crazy if we did that.

Tom'un çılgın olduğunu biliyorum.

- I know that Tom is crazy.
- I know Tom is crazy.

Sami çılgın bir adamdı.

Sami was a mad man.

Sami çılgın bir hergeledir.

Sami is a crazy prick.

Sami çılgın bir komşudur.

Sami is a crazy neighbor.

- Bu çılgın fikri nasıl buldun?
- Bu çılgın fikri nasıl ileri sürdün.
- Bu çılgın fikir nereden aklına geldi?

How did you come up with this crazy idea?

Ve çılgın bir kovalamaca başladı.

And this crazy chase is on.

Şimdi her şey biraz çılgın.

Everything's a little crazy right now.

Tom'a göre, Mary yatağında çılgın.

According to Tom, Mary is wild in bed.

İlkin, onun çılgın olduğunu düşündüm.

At first, I thought she was crazy.

Tom oldukça çılgın, değil mi?

Tom is quite crazy, isn't he?

Hâlâ çılgın olduğumu düşünüyor musun?

Do you still think I'm crazy?

Şu yaşlı adam çılgın olmalı.

That old man must be insane.

Hanginizin daha çılgın olduğunu bilmiyorum.

I don't know which of you is crazier.

Bu çılgın fikri nasıl buldun?

How did you come up with this crazy idea?

Tom senin çılgın olduğunu söyledi.

- Tom said you were crazy.
- Tom said that you were crazy.

Ben eskisi kadar çılgın değilim.

I'm not as wild as I used to be.

Tom Mary'nin çılgın olduğuna inanıyordu.

Tom believed Mary was crazy.

Tom çılgın ama Mary değil.

Tom is mad, but Mary isn't.

Tom'un göründüğü kadar çılgın görünmüyorsun.

You don't seem to be as frantic as Tom seems to be.

Tom biraz çılgın gibi görünüyordu.

Tom seemed a bit crazy.

Tom çok çılgın, değil mi?

Tom is very crazy, isn't he?

Tom biraz çılgın, değil mi?

Tom is a bit crazy, isn't he?

Tom ve Mary çılgın değil.

Tom and Mary aren't crazy.

Sami çılgın komşusuyla konuşmaya gitti.

Sami went to talk to his crazy neighbor.

Tom çok çılgın bir çocuk.

Tom is a crazy kid.

Tom ve Mary'nin çılgın olduğunu düşündüm.

- I thought Tom and Mary were crazy.
- I thought that Tom and Mary were crazy.

- Ben deli değilim!
- Ben çılgın değilim.

I'm not crazy.

Tom'u asla bu kadar çılgın görmedim.

I've never seen Tom this mad before.

O çocuğun çılgın bir geleceği var!

That kid has a crazy future!

Bir çılgın söz için cevap yoktur.

For a delirious word there is no answer.

Herkes Tom'un biraz çılgın olduğunu düşünüyor.

- Everybody thinks Tom is a bit crazy.
- Everybody thinks Tom is a little crazy.

Çılgın bir hamam böceği gibi koş.

Run like a crazy cockroach.

O sadece çılgın yaşlı bir aptal.

He's just a crazy old fool.

O sadece çılgın yaşlı bir adam.

He's just a crazy old man.

Tom sadece çılgın yaşlı bir aptal.

Tom is just a crazy old fool.

Fadıl bize çılgın bir hikaye anlattı.

Fadil told us a crazy story.

Tom'un çılgın olup olmadığını merak ediyorum.

- I wonder if Tom is crazy.
- I wonder whether Tom is crazy.
- I wonder whether or not Tom is crazy.
- I wonder whether Tom is crazy or not.

Tom ve Mary'nin çılgın olduklarını sanmıyorum.

I don't think Tom and Mary are crazy.

Tom, Mary'nin göründüğü kadar çılgın görünmüyor.

Tom doesn't seem to be as crazy as Mary seems to be.

Sami bize çılgın bir hikaye anlattı.

Sami told us a crazy story.

Sami'nin çok çılgın bir annesi var.

Sami has a very crazy mother.

Sami'nin çok çılgın bir annesi vardı.

Sami had a very crazy mother.

Ve bazı çılgın ve cesur fikirleriniz varsa

and you have some crazy or bold ideas,

Ama oldukça çılgın bir yer, değil mi?

But it's pretty crazy isn't it?