Translation of "Okurken" in English

Okurken uyuyakaldım.

I fell asleep while reading.

Tom okurken oturdu.

Tom sat reading.

Okurken yemek yeme.

Don't eat while reading.

Kitap okurken uyuyakaldı.

She fell asleep while reading.

Okurken en mutluyum.

I am happiest when I am reading.

- O mektubu okurken ağladı.
- O, mektubu okurken ağladı.

- She wept reading the letter.
- She cried as she read the letter.
- She cried reading the letter.

Tom okurken ona karışma.

Do not interfere with Tom while he is reading.

Mektubu okurken huzursuz hissetmedim.

I didn't feel uneasy when I read the letter.

O, mektubu okurken ağladı.

She cried as she read the letter.

Bir kitap okurken uyuyakaldı.

He fell asleep while reading a book.

Bir kitap okurken uyuyakaldım.

- While reading a book, I fell asleep.
- I fell asleep while reading a book.

Gazeteyi okurken uykuya daldı.

He fell asleep while reading the newspaper.

Tom okurken uykuya daldı.

Tom fell asleep while reading.

O mektubu okurken ağladı.

She wept reading the letter.

O, okurken onunla konuşmayacaksın.

You are not to speak to him while he is studying.

Bu kitabı okurken ağladım.

I cried while reading this book.

Ben okurken telefon çaldı.

While I was reading, the phone rang.

O okurken onunla tanıştım.

I met him while he was studying.

Okurken bir satır atladım.

I skipped a line when I was reading.

Tom okurken rahatsız etmeyin.

Don't bother Tom while he's reading.

- Bir şey okurken ona müdahale etme.
- Onu bir şeyler okurken bölme.

Don't interfere with him while he is reading.

Mektubu okurken, o üzgün görünüyordu.

She looked upset as she read the letter.

Sınıfta çizgi roman okurken yakalandı.

He was caught reading a comic book in class.

Kocam gazete okurken kahvaltısını yer.

My husband has his breakfast while reading the newspaper.

Bu haberi gazete okurken öğrendi.

He learned the news while reading the newspaper.

Babam akşam gazetesini okurken oturuyordu.

My father sat reading the evening paper.

Ben kitap okurken telefon çaldı.

When I was reading a book, the telephone rang.

Tom karısıyla Fransa'da okurken tanıştı.

Tom met his wife when he was studying in France.

İnsanlar okurken sık sık uyuyakalıyorlar.

People often fall asleep while reading.

Tom gazete okurken uykuya daldı.

Tom fell asleep while reading the newspaper.

Tom eşiyle Almanya'da okurken tanıştı.

Tom met his wife when he was studying in Germany.

Tom kitap okurken uykuya daldı.

Tom fell asleep while reading a book.

Teyzem gazete okurken gözlük takar.

My aunt wears glasses when she reads the papers.

Ben bu kitabı okurken ağladım.

I cried reading this book.

Okurken daha çok merak sardım.

As I was reading, I became more interested.

Tom Mary'nin mektubunu okurken gülümsedi.

Tom smiled as he read Mary's letter.

Tom Mary'nin mektubunu okurken ağladı.

Tom cried as he read Mary's letter.

Tom Mary'nin mektubunu okurken güldü.

Tom laughed as he read Mary's letter.

Coğrafya okurken sürekli harita kullanmalısın.

In studying geography, you must make constant use of maps.

Tom okurken genellikle gözlük takıyor.

Tom usually wears glasses when he reads.

Sami Mısır'da okurken Müslüman oldu.

Sami converted to Islam when he studied in Egypt.

Tom, Avustralya'da okurken karısıyla tanıştı.

Tom met his wife while he was studying in Australia.

- Gazete okurken gözlük takma alışkanlığı var.
- Gazete okurken gözlük takmayı prensip edinmiştir.

He makes it a rule to wear glasses when he reads a newspaper.

Gerçekten çok eğleniyoruz bu yorumları okurken

We really have fun reading these comments

Tom kitap okurken onu rahatsız etme.

Don't interfere with Tom while he is reading.

Tom kitap okurken pencerenin yanına oturdu.

Tom sat by the window, reading a book.

Ben onu bir kitap okurken gördüm.

I saw him reading a book.

Tom bir kitap okurken uykuya daldı.

Tom fell asleep reading a book.

Tom bir rapor okurken masasında oturdu.

Tom sat at his desk reading a report.

Tom genellikle sadece okurken gözlük takar.

- Tom usually only wears glasses when he's reading.
- Tom usually wears glasses only when he reads.

Tom akşam gazetesini okurken sundurmada oturdu.

Tom sat on the porch, reading the evening paper.

Tom gözlüğünü genellikle sadece okurken takar.

- Tom usually only wears his glasses when he's reading.
- Tom usually only wears glasses when he's reading.
- Tom usually wears glasses only when he reads.

Sen bana okurken,ben dikişimi yapabilirim.

While you are reading to me, I can do my sewing.

Karısı gazete okurken, Tom kahvaltı yaptı.

Tom ate breakfast while his wife read the newspaper.

Tom Mary'yi bir kitap okurken buldu.

Tom found Mary reading a book.

Tom Mary'den aldığı mektubu okurken ağladı.

Tom cried as he read the letter he got from Mary.

Tom genellikle sadece okurken gözlük takıyor.

Tom usually only wears glasses when he reads.

Sonra ofiste oturup bunları kendimize sesli okurken

and sat down in our office and read them out loud ourselves,

- Saatlerce kitap okudum.
- Kitapları okurken saatler harcadım.

I spent hours reading books.

O bir dergi okurken bir sandalyeye oturdu.

She sat in a chair reading a magazine.

Tom bir kitap okurken bir bankta oturdu.

Tom sat on a bench reading a book.

Tom Mary'nin mektubunu okurken kendi kendine kıkırdadı.

Tom chuckled to himself as he read Mary's letter.

Bu kitabı okurken sözlük kullanmak zorunda değilsin.

You don't have to use a dictionary when you read this book.

Tom bir roman okurken sallanan sandalyesinde oturdu.

Tom sat in his rocking chair, reading a novel.

Onun odasına girdiğimde onu bir kitap okurken buldum.

When I entered his room, I found him reading a book.

Tom bir kitap okurken bir ağacın altında oturuyordu.

Tom was sitting under a tree, reading a book.

Tom, bir kitap okurken parkta bir bankta oturuyordu.

Tom was sitting on a bench in the park, reading a book.

Tom akşam gazetesini okurken rahat bir koltukta oturuyordu.

Tom was sitting in a comfortable armchair, reading the evening newspaper.

Tom bir sanat okulunda okurken Mary ile tanıştı.

Tom met Mary while studying at an art school.

Hala şiiri okurken ayağa kalkar ama son dizeyi tamamlamaz.

He dies on his feet still reciting the poem, but he doesn't complete the last line.

O sadece on sayfa okurken ben altmış sayfa okudum.

I have read sixty pages, while he has read only ten.

Bazı yorumları okurken, insanlar insanlığa olan inançlarını tamamen kaybedebilirler.

When reading certain comments, people can completely lose faith in humanity.

Dün gece yatakta kitap okurken, ışık açıkken uykuya dalmışım.

While I was reading in bed last night, I fell asleep with the light on.

Çoğu zaman olduğu gibi, o bir gazete okurken yemek yer.

- As is his way, he eats reading a newspaper.
- As is often the case, he eats while reading a newspaper.

Tom genellikle mutfak masasında oturur ve sabah gazetesini okurken hububat yer.

Tom usually sits at the kitchen table and eats cereal while reading the morning paper.

İngilizce bir kitap okurken bilmediğin her kelimeye sözlükten bakmak pek harika bir fikir değil.

When you're reading an English book, it isn't a great idea to look up every word you don't know.