Translation of "Huzursuz" in English

Tom huzursuz.

- Tom's uneasy.
- Tom is uneasy.

Huzursuz hissediyorum.

I'm feeling uneasy.

Yerliler huzursuz.

The natives are restless.

Huzursuz hissettim.

I felt uneasy.

Huzursuz görünüyorsun.

You look uneasy.

huzursuz olduğumu düşünüyorsunuz.

uncomfortable.

O huzursuz hissetti.

He felt uneasy.

O, huzursuz hissetti.

He felt ill at ease.

Beni huzursuz ediyorsun.

You're making me uneasy.

Çok huzursuz hissettim.

I felt very uneasy.

Tom huzursuz hissetti.

- Tom felt sick.
- Tom felt ill at ease.

Yerliler huzursuz oluyorlar.

The natives are getting restless.

Tom huzursuz oldu.

Tom became uneasy.

Tom huzursuz görünüyor.

Tom looks restless.

Tom huzursuz kalıyor.

Tom remains uneasy.

Tom huzursuz oluyor.

- Tom is getting antsy.
- Tom is getting nervous.

O huzursuz hissediyor.

- He feels disturbed.
- He feels uneasy.

Ben huzursuz oldum.

I felt ill at ease.

Tom huzursuz görünüyordu.

Tom seemed to be uneasy.

Yeni ortamlarda huzursuz hissettim.

He felt ill at ease in the new surroundings.

Tom yabancılar arasında huzursuz.

Tom is ill at ease among strangers.

Mektubu okurken huzursuz hissetmedim.

I didn't feel uneasy when I read the letter.

Onunla birlikte huzursuz hissediyorum.

I feel ill at ease with her.

Çocuk bugün çok huzursuz.

The child has got the fidgets today.

Tom bütün gün huzursuz.

Tom has been restless all day.

Tom hâlâ çok huzursuz.

Tom is still very uneasy.

Durum Tom'u huzursuz yaptı.

The situation made Tom uneasy.

Tom huzursuz hissetmeye başladı.

Tom began to feel uneasy.

Tom çok huzursuz görünüyor.

Tom looks very uneasy.

Partide huzursuz hissettiğini duydum.

I hear that you felt ill at ease at the party.

Tom'u huzursuz etmekten hoşlanıyorum.

I like to annoy Tom.

Geleceğim hakkında huzursuz hissediyorum.

I feel uneasy about my future.

Beni huzursuz etmeye başlıyorsun.

- You're beginning to annoy me.
- You are beginning to annoy me.

Tom'un huzursuz olduğunu biliyorum.

- I know Tom is uneasy.
- I know that Tom is uneasy.

Tom biraz huzursuz görünüyordu.

Tom looked a little restless.

O gün boyu huzursuz hissetti.

She felt restless all day long.

Gittikten sonra, huzursuz hissetmeye başladı.

After he left, she started feeling uneasy.

Ben huzursuz bacak sendromundan muzdaribim.

I suffer from restless leg syndrome.

- Tom, huzursuz.
- Tom, rahat değil.

Tom is skittish.

Çok huzursuz bir gece geçirdin.

You've had a very restless night.

Huzursuz hissettiğini biliyorum ama endişelenme.

I understand that you feel uneasy, but don't worry.

Huzursuz vicdan kendine ihanet eder.

An uneasy conscience betrays itself.

Onun huzursuz olduğunu hemen anladım.

I saw at once that he was ill at ease.

Bir şey Tom'u huzursuz ediyor.

Something is bothering Tom.

Eğer zihnimiz huzursuz ve acı içerisindeyse,

If our mind is unpeaceful or agitated,

Seçkin bilim adamları arasında huzursuz hissetti.

He felt ill at ease among prominent scholars.

Babamın şirketinde her zaman huzursuz hissettim.

I always felt ill at ease in my father's company.

Çocuklar eve gelmediği zaman huzursuz hissetti.

She felt uneasy when the children did not come home.

- Tom heyecanlı görünüyor.
- Tom huzursuz görünüyor.

- Tom looks agitated.
- Tom appears agitated.
- Tom seems agitated.

O, şikayetleri ile bizi huzursuz etti.

He annoyed us with his complaints.

O gürültü nedeniyle huzursuz olmaya başladı.

He began to get restless because of that noise.

Keşke Tom beni huzursuz etmeyi sürdürmese.

I wish Tom wouldn't keep hassling me.

Sami'nin e-postası Leyla'yı huzursuz etti.

Sami's e-mail made Layla feel uneasy.

Kimini mutlu kılan şey, diğerini huzursuz eder.

One man's medicine is another man's poison.

Ben bütün gece üşüdüm ve huzursuz hissettim.

I felt cold and uneasy all night.

Onun yalnız gitmesi düşüncesi beni huzursuz bıraktı.

The thought of her going alone left me uneasy.

O hiç gözükmedi, bu onu huzursuz etti.

He did not appear at all, which made her very uneasy.

Birisi gelmesine rağmen, o hâlâ huzursuz kaldı.

Even though someone came, she still remained uneasy.

Savaş sabahı huzursuz kral erkenden kalktı ve şair Thormod'dan

On the morning of battle, the restless king rose early, and asked his poet Thormod to

Arkadaşımın gelmesini çok uzun süre beklemek zorunda kaldığımda huzursuz hissediyorum.

I feel restless when I have to wait too long for my friend to show up.

Tom gecenin ortasında terk edilmiş sokaktan aşağıya doğru yürürken biraz huzursuz hissetti.

Tom felt a little uneasy as he walked down the deserted street in the middle of the night.

Bunlardan çok fazla sıvı elde edilebilir. Bunlar konusunda beni huzursuz eden tek şey,

These you can get lots of fluid out of. The only thing that makes me a little bit nervous with these