Translation of "Muamele" in English

0.006 sec.

Examples of using "Muamele" in a sentence and their english translations:

Özel muamele beklemiyorum.

I'm not expecting special treatment.

Özel bir muamele istemiyorum.

I don't want any special treatment.

Bize adil muamele ediliyor.

We're being treated fairly.

Özel muamele görmeyi beklemiyorum.

I expect no special treatment.

Saygıyla muamele görmeyi hak ediyorum.

I deserve to be treated with respect.

Herhangi bir özel muamele beklemiyorum.

I don't expect any special treatment.

Onlar bana kötü muamele etmedi.

They didn't mistreat me.

Bu paket özel muamele gerektirir.

This package requires special treatment.

Brezilya'da yabancı gibi muamele ediliyorum.

I'm treated as a foreigner in Brazil.

Tom'a kesinlikle haksız muamele gördü.

Tom definitely got a raw deal.

Haksız biçimde muamele edilmekten şikâyet etti.

He complained of having been treated unfairly.

Ona düşmanlarının elinde kötü muamele edildi.

He was badly treated at the hands of his enemies.

İnsanlara cinsiyetlerine göre farklı muamele yapmamalısın.

You should not discriminate against people based on their gender.

Bir çocuk gibi muamele görmekten bıktım.

- I'm tired of being treated like a child.
- I'm tired of being treated like a kid.

Haksız şekilde muamele edilmekten şikâyet etti.

He complained that he was unfairly treated.

Tom'a berbat bir şekilde muamele edilmişti.

Tom was treated terribly.

Sanki ne konuştuğunu bilmiyormuşsun gibi muamele gördükçe

the more you're treated as if you don't know what you're talking about,

Bilgisayarına kötü muamele edersen, o iyi çalışmaz.

If you abuse your computer, it won't work well.

O bir yönetmen ve böyle muamele edilmelidir.

He is a director, and should be treated as such.

Tom kendisine kötü muamele yapıldığını düşünüyor mu?

Does Tom think he's been treated badly?

- Kadınlar farklı muamele görür.
- Kadınlara farklı biçimde davranılır.

Women are treated differently.

Sami güzel bir kadına nasıl muamele edileceğini biliyordu.

Sami knew how to treat a beautiful woman.

- Tom adil bir muamele görmedi.
- Tom'a adil davranılmadı.

- Tom was treated unfairly.
- Tom wasn't treated fairly.

Bir erkek olarak daha önce hiç böyle muamele görmemiştim.

I had never been treated like that as a male.

O yaşlı bir adam ve o biçimde muamele edilmelidir.

He is an old man and should be treated as such.

- Tom bana soğuk muamele yaptı.
- Tom bana soğuk davrandı.

Tom gave me the cold shoulder.

- Sen ona kötü davrandın.
- Sen ona kötü muamele ettin.

You mistreated her.

George III, tarihçiler tarafından haksız yere kötü muamele gördü.

George III has been unfairly maligned by historians.

Daha Anglo yüz hatlarına sahiptiler, ve daha öncelikli muamele gördüler

and had more Anglo features, and were given preferential treatment

Hıristiyan nüfusa sürekli kötü muamele eden Frenk birliklerinin edepsizliğini vurguladılar.

who frequently mistreated the Christian population.

Bir müşteriye iyi muamele ederseniz, ömür boyu bir müşteri olacaktır.

If you treat a customer well, he'll be a customer for life.

Böyle çocukça bir şekilde hareket edersen, o zaman çocuk olarak muamele görürsün.

If you act in such a childish way, then you will be treated as child.

- Tom daha iyi tedavi edilmeyi hak ediyor.
- Tom daha iyi davranılmayı hak ediyor.
- Tom daha iyi muamele edilmeyi hak ediyor.

Tom deserves to be treated better.