Translation of "Gerektirir" in Portuguese

0.003 sec.

Examples of using "Gerektirir" in a sentence and their portuguese translations:

İngilizce öğrenmek sabır gerektirir.

Aprender inglês requer paciência.

Dostluk karşılıklı güven gerektirir.

A amizade exige confiança mútua.

Bu görev maharet gerektirir.

Esta tarefa requer destreza.

Toplumdaki hayat, iletişim gerektirir.

A vida em sociedade requer comunicação.

Zakkumlar az bakım gerektirir.

Os oleandros requerem pouco cuidado.

Yabancı dil öğrenmek sabır gerektirir.

Ficar bom em uma língua estrangeira requer paciência.

Akıllı programlama bir bilgisayar gerektirir.

A programação avançada requer um computador.

Farklı işler farklı aletler gerektirir.

Trabalhos diferentes requerem ferramentas diferentes.

Şimdi yaptığım iş yaratıcılık gerektirir.

O trabalho que estou fazendo agora exige originalidade.

Zor sorunlar yaratıcı çözümler gerektirir.

Problemas difíceis exigem soluções imaginativas.

Bunu yapmak ciddi cesaret gerektirir.

Isso requer uma certa coragem.

Fakat doğru hedefi seçmek tecrübe gerektirir.

Mas é preciso experiência para escolher o alvo certo.

Bir işe başlamak çok para gerektirir.

É preciso muito dinheiro para se abrir um negócio.

Bu okula gitmek çok para gerektirir.

Para vir para essa escola é necessário ter muito dinheiro.

Araç sürmeyi öğrenmek birçok uygulama gerektirir.

Aprender a dirigir exige muita prática.

Bu tür iş çok sabır gerektirir.

Este tipo de trabalho exige muita paciência.

Satranç oynama bir miktar yetenek gerektirir.

Jogar xadrez requer uma certa habilidade.

Yalnız olmak kendinle iç mücadeleyi gerektirir.

Ser uma pessoa solitária requer luta interior consigo mesma.

Her şeyden önce, mantık kesin tanımlar gerektirir.

A lógica requer, sobretudo, definições precisas.

İkinci bir dil öğrenmek birçok alıştırma gerektirir.

Aprender uma segunda língua exige muito treinamento.

- Bu beceri gerektirir.
- Bunun için yetenek lazım.

Isso requer habilidade.

Yabancı bir lisan öğrenmek çok fazla pratik gerektirir.

É preciso muita prática para dominar uma língua estrangeira.

Yabancı bir dilde ustalaşmak uzun süre çalışmayı gerektirir.

Aprender bem um idioma estrangeiro requer uma grande quantidade de trabalho duro.

Sana zaten açıklandı: Savaş, disiplin ve koordinasyon gerektirir.

- Já foi explicado a você: uma batalha requer disciplina e coordenação.
- Já te foi explicado que um combate exige disciplina e coordenação.
- A vocês já foi explicado: um combate exige disciplina e coordenação.

Meyve ağaçları büyümek için geniş bir alan alanı gerektirir.

Árvores frutíferas necessitam de muito espaço para crescer.

Kadın olmak zordur. Erkek gibi düşünmeyi, hanımefendi gibi davranmayı, genç kız gibi görünmeyi ve de eşek gibi çalışmayı gerektirir.

É duro ser mulher. É preciso pensar qual um homem, proceder qual uma senhora, parecer uma garota e trabalhar qual um cavalo.