Translation of "Misafiri" in English

0.141 sec.

Examples of using "Misafiri" in a sentence and their english translations:

Kulak misafiri olabilir miyiz?

Can we be overheard?

Konuşmanıza kulak misafiri oldum.

I overheard your conversation.

Söylediğine kulak misafiri oldum.

I overheard what you said.

Kulak misafiri olmadan edemedim.

I couldn't help overhearing.

Tom konuşmamıza kulak misafiri oldu.

Tom overheard our conversation.

Kulak misafiri olmamam gerektiğini biliyorum.

- I know I shouldn't have eavesdropped.
- I know that I shouldn't have eavesdropped.

Tom bize kulak misafiri oldu.

Tom overheard us.

- Kulak misafiri olmamalısın.
- Gizlice dinlememelisin.

You shouldn't eavesdrop.

Konuşmanıza istemeden kulak misafiri oldum.

I couldn't help overhear your conversation.

Hizmetçi her bir misafiri anons etti.

The maid announced each guest.

Amacım konuşmanıza kulak misafiri olmak değildi.

I didn't mean to eavesdrop on your conversation.

Tom'un konuşmamıza kulak misafiri olmasını istemedim.

I didn't want Tom to overhear our conversation.

Biri sana kulak misafiri olmuş olabilir.

Somebody might've overheard you.

O, konuşmaya tesadüfen kulak misafiri oldu.

He overheard the conversation by accident.

Tom onların konuşmasına kulak misafiri oldu.

Tom overheard their conversation.

Sana kulak misafiri olmaktan kendimi alamadım.

I couldn't help overhearing you.

Bana neye kulak misafiri olduğunu söyle.

Tell me what you overheard.

- Tom gizlice dinliyor.
- Tom kulak misafiri oluyor.

- Tom's eavesdropping.
- Tom is eavesdropping.

Tom Mary'nin John'la tartıştığına kulak misafiri oldu.

Tom overheard Mary arguing with John.

Birisi Tom'la konuşmana kulak misafiri olmuş olabilir.

Somebody might've overheard your conversation with Tom.

SenTom'la konuşurken birisi kulak misafiri olmuş olabilir.

Somebody might've overheard you talking to Tom.

Tom ve Mary konuşurken kulak misafiri oldum.

I overheard Tom and Mary talking.

Tom'la konuşmanıza kulak misafiri olmaktan kendimi alamadım.

I couldn't help but overhear your conversation with Tom.

Kulak misafiri olmak istemedim ama tesadüfen duydum.

I didn't mean to eavesdrop, but I did overhear you.

- Sen gizlice dinliyordun.
- Sen kulak misafiri oluyordun.

You were eavesdropping.

Tom Mary'nin John'la konuşmasına kulak misafiri oldu.

Tom overheard Mary talking with John.

Konuştuklarımıza kulak misafiri olabilecek birini düşünüyor musun?

Do you think anyone will be able to overhear what we're talking about?

Restoranlarda komplo teorilerine kulak misafiri olmaktan hoşlanıyorum.

I like overhearing conspiracy theories at restaurants.

Tom John ve Mary'nin konuşmasına kulak misafiri oldu.

Tom overheard John and Mary's conversation.

Senin Tom'a söylediğin şeye istemeden kulak misafiri oldum.

I couldn't help but overhear what you said to Tom.

Tom; Mary ve John'un sohbetine kulak misafiri oldu.

Tom overheard Mary and John's conversation.

Tom Mary'nin dediğine kulak misafiri olmaktan kendini alamadı.

Tom couldn't help overhearing what Mary said.

Tom, Mary'nin sevgilisiyle yaptığı konuşmaya kulak misafiri oldu.

Tom overheard Mary's conversation with her lover.

Dan Linda'nın sevgilisi ile konuşmasına kulak misafiri oldu.

Dan overheard Linda's conversation with her lover.

Seninle burada konuşamam. Birisi bize kulak misafiri olabilir.

I can't talk to you here. Someone might overhear us.

Bitişik komşunun misafiri çok hurma yiyen bir misafirdir.

The next-door neighbour's guest is a guest who eats lots of persimmons.

Tom Mary'nin onun hakkında konuştuklarına kulak misafiri oldu.

Tom overheard Mary talking about him.

Tom, Mary'nin John'a söylediğine istemeden kulak misafiri oldu.

Tom couldn't help overhearing what Mary said to John.

Tom, Mary'nin olanları John'a anlatmasına kulak misafiri oldu.

Tom overheard Mary telling John about what had happened.

Sırtlanlar, on kilometre öteden bile aslanlara kulak misafiri olabilir.

Hyenas can eavesdrop on lions from over ten kilometers away.

- Tom'la konuştuklarınıza kulak misafiri oldum.
- Tom'la konuşmanızı tesadüfen işittim.

I overheard your conversation with Tom.

Tom, Mary'nin onun hakkında söylediği şeye kulak misafiri oldu.

Tom overheard what Mary said about him.

Tom ve Mary'nin John hakkındaki konuşmalarına kulak misafiri oldum.

I overheard Tom and Mary talking about John.

Tom John ve Mary'nin kendisi hakkında konuştuğuna kulak misafiri oldu.

Tom overheard John and Mary talking about him.

Tom, Mary ve John'un konuşmasına kulak misafiri olmaktan kendini alamadı.

Tom couldn't help overhearing Mary and John's conversation.

Fadıl her iki tarafın da telefon görüşmesine kulak misafiri oldu.

Fadil overheard both sides of the phone conversation.

Tom ve Mary'nin tam dersten önce birbirleriyle Fransızca konuştuklarına kulak misafiri oldum.

I overheard Tom and Mary speaking French to each other just before class.

Mary, Tom'un cep telefonuyla başka bir kadınla yakından konuşmasına kulak misafiri oldu.

Mary overheard Tom talking intimately to another woman on his mobile phone.

Tom, Mary'nin John ve onun onun hakkında konuştuğuna kulak misafiri olduğunu biliyordu.

Tom knew that Mary had overheard John and him talking about her.

Tom, Mary'nin John ve onun onun hakkında konuşmasına kulak misafiri olmamasını diledi.

Tom wished that Mary hadn't overheard John and him talking about her.

Tom evde kaydettiği futbol maçını izlemek için can atıyordu ve birinin son skordan bahsetmesine kulak misafiri olduğunda sinirliydi.

Tom was looking forward to watching the football match he had recorded at home, and he was angry when he overheard someone mention the final score.