Translation of "Memnuniyetle" in English

0.004 sec.

Examples of using "Memnuniyetle" in a sentence and their english translations:

Evet, memnuniyetle.

Yes, gladly.

Memnuniyetle, canım.

With pleasure, my dear.

Kesinlikle, memnuniyetle.

Sure, gladly.

Memnuniyetle geleceğim.

I'll gladly come.

Onu memnuniyetle yaparım.

I will do it gladly.

Görevimi memnuniyetle yapacağım.

I will gladly do my duty.

Önerileri memnuniyetle karşılıyoruz.

We welcome submissions.

- Ben size memnuniyetle yardımcı olurum.
- Size memnuniyetle yardımcı olurum.
- Memnuniyetle sana yardımcı olacağım.

- I will gladly help you.
- I will be glad to help you.

- Ben size memnuniyetle yardımcı olurum.
- Size memnuniyetle yardımcı olurum.

I will gladly help you.

Teklifinizi memnuniyetle kabul ediyoruz.

We gladly accept your offer.

Sizi memnuniyetle eve götüreceğiz.

We'll gladly take you home.

Tom memnuniyetle kabul etti.

- Tom gladly agreed.
- Tom gladly accepted.

Memnuniyetle sana yardım ederim.

I'll gladly help you.

Sami memnuniyetle kabul etti.

Sami gladly accepted.

Onun önerisini memnuniyetle kabul ettim.

I gladly accepted his proposal.

Evlilik teklifini memnuniyetle kabul etti.

She gladly accepted his proposal.

Tom daveti memnuniyetle kabul etti.

Tom gladly accepted the invitation.

Hiç kimse, öneriyi memnuniyetle karşılamadı.

No one welcomed the proposal.

Birçok Amerikalı planı memnuniyetle karşıladı.

Many Americans welcomed the plan.

Güçlerini kötüye kullananları memnuniyetle karşılamıyorum.

I do not take kindly to those who abuse their power.

O bize memnuniyetle yardım etti.

She helped us with pleasure.

O bizim teklifimizi memnuniyetle kabul etti.

He gladly accepted our offer.

Senin meydan okumanı memnuniyetle kabul ediyorum.

I gladly accept your challenge.

Tom Mary'nin hediyesini memnuniyetle kabul etti.

Tom gladly accepted Mary's gift.

Pek çok Amerikalı planı memnuniyetle karşıladı.

Many Americans welcomed the plan.

- Memnuniyetle.
- Hay hay.
- Seve seve.
- Başımla beraber.

- With pleasure.
- Gladly.

"Bana bir fincan kahve getirir misin?" "Memnuniyetle, canım."

"Would you get me a cup of coffee?" "With pleasure, my dear."

"Bana bir fincan kahve getirir misin?" "Elbette. Memnuniyetle."

"Would you get me a cup of coffee?" "Sure. I'd be glad to."

Şirket, ürünlerini kullanan tüketicilerin geri bildirimlerini memnuniyetle karşılıyor.

The company welcomes feedback from consumers who use their products.

Eğer onun aleyhinde tanıklık ederseniz, memnuniyetle onu parmaklıklar ardına koyabiliriz.

If you testify against him, we can put him behind bars for good.