Translation of "Kalabalıktı" in English

0.004 sec.

Examples of using "Kalabalıktı" in a sentence and their english translations:

Otobüs kalabalıktı.

The bus was crowded.

Park kalabalıktı.

The park was crowded.

Plaj kalabalıktı.

The beach was crowded.

Oda kalabalıktı.

The room was crowded.

O kalabalıktı.

It was crowded.

Gerçekten kalabalıktı.

It really was crowded.

Yer kalabalıktı.

The place was crowded.

Kafeterya kalabalıktı.

The cafeteria was crowded.

Kilise kalabalıktı.

The church was crowded.

Otobüs çok kalabalıktı.

The bus was very crowded.

Seyirci çok kalabalıktı.

The audience was very large.

Hapishane aşırı kalabalıktı.

The jail is overcrowded.

Oda çok kalabalıktı.

The room was too crowded.

Mağaza çok kalabalıktı.

The shop was busy.

Tekne çok kalabalıktı.

The boat was very crowded.

Tren çok kalabalıktı.

The train was very crowded.

Tiyatro çok kalabalıktı.

The theater was too crowded.

Asansör çok kalabalıktı.

It was very crowded in the elevator.

Odada çok kalabalıktı.

It was very crowded in the room.

Otobüste çok kalabalıktı.

It was very crowded on the bus.

Bar çok kalabalıktı.

The bar was very crowded.

Restoran çok kalabalıktı.

The restaurant was very crowded.

Dün mağaza tesadüfen kalabalıktı.

The store happened to be crowded yesterday.

Pazar olduğundan park kalabalıktı.

It being Sunday, the park was crowded.

Otobüs sıcak ve kalabalıktı.

The bus was hot and crowded.

Aziz Petrus meydanı kalabalıktı.

Saint Peter's Square was crowded.

Otobüs son derece kalabalıktı.

The bus was awfully crowded.

O İyi bir kalabalıktı.

It was a good crowd.

- Tren kalabalıktı.
- Tren tıklım tıklımdı.

The train was crowded.

O zaman, tren çok kalabalıktı.

At that time, the train was very crowded.

Tren her zamankinden daha kalabalıktı.

The train was more crowded than usual.

O zaman, tren son derece kalabalıktı.

At that time, the train was terribly crowded.

Koridor o kadar kalabalıktı ki yürüyemedik.

The corridor was so crowded that we couldn't walk.

Bütün geçen hafta boyunca burası kalabalıktı.

It was crowded here all last week.

Trafik çok kalabalıktı. Toplantıya geç kaldım.

The traffic was heavy so I was late for the meeting.

Otobüs çok kalabalıktı. Keşke bir taksiye binseydim.

The bus was very crowded. I wish I had taken a taxi.

Bar öyle kalabalıktı ki, zorlukla hareket ediliyordu.

The bar was so crowded you could hardly move.

Tren o kadar kalabalıktı ki yol boyunca ayakta kaldım.

The train was so crowded that I was kept standing all the way.

Otobüs o kadar kalabalıktı ki istasyona kadar ayakta tutuldum.

The bus was so crowded that I was kept standing all the way to the station.

Tren o kadar kalabalıktı ki hiçbirimiz bir yer bulamadı.

The train was so crowded that none of us could get a seat.

Tren o kadar kalabalıktı ki yol boyunca ayakta durmak zorunda kaldım.

- The train was so crowded that I had to stand all the way.
- The train was so crowded that I had to keep standing all the way.

Tren o kadar kalabalıktı ki yolculuk boyunca ayakta durmak zorunda kaldım.

The train was so crowded that I had to stand up the whole trip.

Mağaza o kadar kalabalıktı ki Tom ve Mary birbirlerini gözden kaybettiler.

The store was so crowded that Tom and Mary lost sight of each other.

Tren öylesine kalabalıktı ki Ueno'ya kadar bütün yol boyunca ayakta durmak zorundaydım.

The train was so crowded that I had to stand all the way to Ueno.

Tren çok kalabalıktı bu yüzden Ueno'ya kadar bütün yol boyunca ayakta durmak zorunda kaldım.

The train was very crowded so I had to stand all the way to Ueno.

Tren o kadar kalabalıktı ki Osaka'ya giden bütün yol boyunca ayakta durmak zorunda bırakıldık.

The train was so crowded that we were obliged to stand all the way to Osaka.