Translation of "Müslüman" in English

0.009 sec.

Examples of using "Müslüman" in a sentence and their english translations:

- Sami Müslüman doğdu.
- Sami Müslüman olarak doğdu.

Sami was born Muslim.

Osmanlılar da müslüman

Ottomans are also Muslims

Sami artık Müslüman.

Sami is Muslim now.

Sami Müslüman oldu.

Sami became a Muslim.

Sami gururla Müslüman.

Sami is a proud Muslim.

Müslüman olarak yetiştirildim.

I was raised a Muslim.

Ben Müslüman değilim.

I am not a Muslim.

Neden Müslüman olmuyorsun?

Why don't you be a Muslim?

Amcasını Müslüman yapamamıştı.

He wasn't able to convert his uncle to Islam.

Sofu bir Müslüman.

He's a strict Muslim.

- Pakistan Müslüman bir ülkedir.
- Pakistan müslüman bir ülkedir.

Pakistan is a Muslim country.

- Sami Müslüman olarak yetiştirildi.
- Sami Müslüman bir ailede yetişti.

Sami was brought up Muslim.

- Sami kültürel Müslüman.
- Sami sosyolojik Müslüman.
- Sami tatlısu Müslümanı.

Sami is a cultural Muslim.

Müslüman bir komşum var.

I have a Muslim neighbor.

O gerçek bir Müslüman

He is a true Muslim.

Pakistan müslüman bir ülkedir.

Pakistan is a Muslim country.

Bir müslüman olmak istiyorum.

- I wanna be a Muslim.
- I want to be a Muslim.

Bu bir Müslüman ismi.

It's a Muslim name.

Sami Müslüman olmak istiyordu.

Sami wanted to be a Muslim.

Kentteki tek Müslüman Sami.

Sami is the only Muslim in town.

Sami Müslüman bir ülkedeydi.

Sami was in a Muslim country.

Sami'nin Müslüman adı Abdullah'tır.

Sami's Muslim name is Abdullah.

Sami sonradan Müslüman oldu.

Sami was a convert to Islam.

Sami hapisteyken Müslüman oldu.

Sami converted to Islam when he was in jail.

Sami yeni Müslüman oldu.

Sami is a new Muslim.

- Sami Müslüman.
- Sami Müslümandır.

Sami is a Muslim.

Müslüman olmaktan memnun musun?

How do you like being a Muslim?

Sami altı yıldır Müslüman.

Sami has been Muslim for six years.

Sami ve Leyla Müslüman.

- Sami and Layla are Muslims.
- Sami and Layla are Muslim.

Sami Müslüman bir öğrenciydi.

Sami was a Muslim student.

Sami'nin anne-babası Müslüman.

Sami's parents are Muslim.

Sami üniversitedeyken Müslüman oldu.

Sami converted to Islam during college.

Sami kendisi de Müslüman.

Sami is Muslim himself.

Sami Müslüman olmaya hazırdı.

Sami was ready to convert to Islam.

Sami zaten Müslüman oldu.

Sami has already converted to Islam.

Sami Müslüman ismi aldı.

Sami took a Muslim name.

Müslüman olmak suç değildir.

Being Muslim is not a crime.

Cezayir nüfusunun çoğu Müslüman.

Most of Algeria's population is Muslim.

Müslüman bir erkekle evlendi.

She married a Muslim man.

Kasabadaki tek Müslüman oydu.

He was the only Muslim in town.

Doğası Müslüman olmaya yatkındı.

He was naturally inclined to accept Islam.

Binlerce parya Müslüman oldu.

Thousands of Dalits have converted to Islam.

- Sami Müslüman bir ortamda yetişti.
- Sami Müslüman bir toplumda büyüdü.

Sami grew up in a Muslim community.

- Sami dini bütün bir Müslüman.
- Sami mütedeyyin bir Müslüman.
- Sami dini vecibelerini yerine getiren bir Müslüman.

Sami is an observant Muslim.

Çünkü Hristiyan, Müslüman, Yahudi, Ateist,

Because whether we are Christian, Muslim, Jewish, atheist,

Türk olmayan müslüman toplumlarında ise

In non-Turkish Muslim societies,

Fadıl, Müslüman bir kadınla tanıştı.

Fadil met a Muslim woman.

Fadıl, Müslüman olması gerektiğini hissetti.

Fadil felt he needed to be a Muslim.

Sami çok sayıda Müslüman tanıdı.

Sami got to know many Muslims.

Müslüman olmak istediğiniz doğru mu?

Is it true that you want to become a Muslim?

Sami de Leyla da Müslüman.

Sami and Layla are both Muslim.

Sami Leyla'nın Müslüman olduğunu bilmiyordu.

Sami didn't know that Layla was Muslim.

Sami Müslüman bir kadınla evlendi.

Sami married a Muslim woman.

Sami Moğolistan'da Müslüman olduğunu bilmiyordu.

Sami didn't know that there were Muslims in Mongolia.

Sami nasıl Müslüman olunacağını bilmiyordu.

Sami didn't know how to be a Muslim.

Sami kiliseye gitmiyor çünkü Müslüman.

Sami doesn't go to church because he's Muslim.

Sami birkaç Müslüman öğrenciyle konuştu.

Sami talked to a few Muslim students.

Sami okulumuzdaki tek Müslüman öğrenciydi.

Sami was the only Muslim student in our school.

Sami Müslüman olduğu için öldürüldü.

Sami was killed because he was Muslim.

Sami herkese Müslüman oluşundan bahsediyordu.

Sami told everybody about his conversion to Islam.

Sami Leyla'yı Müslüman yapmaya çalıştı.

Sami tried to convert Layla to Islam.

Sami Müslüman olarak ölmek istiyordu.

Sami wanted to die a Muslim.

Sami Leyla'nın Müslüman olduğunu düşündü.

Sami thought Layla was Muslim.

Sami Müslüman olmaya hazır değildi.

Sami wasn't ready to say the shahada.

Sami Mısır'da okurken Müslüman oldu.

Sami converted to Islam when he studied in Egypt.

Sami'nin hiç Müslüman tanıdığı yoktu.

Sami didn't know many Muslims.

İzak Müslüman bir kadınla evlendi.

Yitzhak married a Muslim woman.

Sami Müslüman bir kızla evlendi.

Sami married a Muslim girl.

Sami'nin çok Müslüman arkadaşı olmuştu.

Sami had many Muslim friends.

Sami'nin Müslüman bir arkadaşı var.

Sami has a Muslim friend.

Sami Müslüman olmaktan çok memnundu.

Sami loved being a Muslim.

Sami yakın zamanda Müslüman oldu.

Sami has just converted to Islam.

Sami tam bir yıldır Müslüman.

Sami has been a Muslim for a whole year.

Sami Müslüman olmaya karar verdi.

- Sami decided to convert to Islam.
- Sami has decided to convert to Islam.

Sami sizlere Müslüman oluşundan bahsedecek.

- Sami is going to talk to you about his conversion to Islam.
- Sami is going to talk to you about your conversion to Islam.

Sami Leyla'nın Müslüman olmasını istiyordu.

Sami wanted to convert Layla to Islam.

Sami Müslüman biriyle hiç tanışmamıştı.

Sami hasn't met any Muslims.

- Sami Müslüman değildi.
- Sami gayrimüslimdi.

Sami was not Muslim.

Sami beş dakikada Müslüman oldu.

Sami converted to Islam in five minutes.

Sami yirmisine doğru Müslüman oldu.

Sami converted to Islam in his late teenage years.

Sami Müslüman bir ülkede yaşadı.

Sami lived in a Muslim country.

Leyla tesettür takıyor çünkü Müslüman.

Layla wears the hijab because she is Muslim.

- Sami Sünni Müslüman.
- Sami Sünni.

Sami is a Sunni Muslim.

- Sami Şii Müslüman.
- Sami Şii.

Sami is a Shiite Muslim.

- Sami Şafii.
- Sami Şafii Müslüman.

Sami is a Shafi'i Muslim.

Müslüman çoğunluklu bir ülkede doğdum.

I was born in a Muslim-majority country.

Müslüman çoğunluklu bir ülkede yetiştim.

I was raised in a Muslim-majority country.

Cezayir Müslüman çoğunluklu bir ülke.

Algeria is a Muslim-majority nation.

Berberiler 8. yy'da Müslüman oldu.

Berbers converted to Islam in the 8th century.

Cezayirli Müslüman İzciler Birliği'ne katıldı.

He joined the Algerian Muslim Scouts.

Amerika'da Müslüman olmak zor mu?

Is being a Muslim in America difficult?

Doksanlı yılların ortalarında Müslüman oldu.

He converted to Islam in the mid-nineties.

- Sami birçok Müslüman ülkeyi gezdi.
- Sami çok sayıda Müslüman ülkeyi ziyaret etti.

Sami visited many Muslim countries.

- Sami reformcu bir Müslüman.
- Sami yenilikçi bir Müslüman.
- Sami yenilikçi bir Müslümandır.

Sami is a reformist Muslim.

- Fadıl, Mısırlı bir Müslüman kadınla çıkıyordu.
- Fadıl, Mısırlı bir Müslüman kadınla flört ediyordu.

Fadil was dating a Muslim woman from Egypt.

- Fadıl, Mısırlı Müslüman bir kızla flört etti.
- Fazıl Mısırlı Müslüman bir kızla çıkmıştı.

Fadil dated a Muslim girl from Egypt.

Bu kentte Hristiyandan çok Müslüman var.

There are more Moslems than Christians in this town.

Hristiyan sayısı, Müslüman sayısından daha çoktur.

The number of Christians is greater than the number of Mohammedans.

- Tom bir Müslüman.
- Tom bir Müsümandır.

Tom is a Muslim.