Translation of "Mümkünse" in English

Mümkünse ondan...

Let me get that if I could...

Mümkünse gel.

Come if possible.

Mümkünse, neden olmasın?

If it's possible, why not?

Mümkünse bunu yaparım.

I'll do that if possible.

Mümkünse deniz minarelerini haşlayın.

So, if you're able to, boil the limpets.

Eğer hayal etmesi mümkünse.

If that's possible to imagine.

Mümkünse ucuz koltuklar istiyorum.

I'd like inexpensive seats, if possible.

Eğer mümkünse evde kalın!

Stay at home if you are able to!

Mümkünse, salı günü gel.

- Come on Tuesday, if possible.
- Come on Tuesday, if it's possible.

Mümkünse oraya uçmak isterim.

I'd like to fly there if possible.

Mümkünse salı günü gelin.

Come on Tuesday if you can.

Mümkünse bunu yarın yapacağım.

I'll do that tomorrow if possible.

Mümkünse, balık tutmaya gitmek istiyorum.

I'd like to go fishing if possible.

Mümkünse, Pazartesi öğleden sonra gel.

Come on Monday afternoon, if possible.

Eğer mümkünse seni görmek istiyorum.

I'd like to see you if possible.

Mümkünse, bir cevap almak isterim.

If possible, I'd like to receive an answer.

Eğer mümkünse, bu hafta sonu.

If possible, this weekend.

Mümkünse hemen eve gitmek isterim.

If possible, I would like to go home now.

Mümkünse seninle biraz konuşabilir miyim?

Could I possibly talk to you for a moment?

Eğer mümkünse onu görmek istiyorum.

If possible, I'd like to see him.

Eğer mümkünse, bir açıklama istiyorum.

If possible, I would like an explanation.

Eğer mümkünse sizi görmek istiyorum.

I'd like to see you if possible.

Mümkünse bir salı günü gel.

Come one Tuesday, if possible.

Mümkünse, şimdi eve gitmek istiyorum.

If possible, I'd like to go home now.

Lütfen mümkünse bunu bugün yapın.

Please do that today if possible.

Eğer mümkünse Tom bunu yapar.

Tom will do that if possible.

Mümkünse, gitmelisiniz ve meseleyi kendiniz incelemelisiniz.

If at all possible, you should go and look into the matter yourself.

Mümkünse tek kişilik bir oda istiyorum.

I want a single room if possible.

Eğer mümkünse, bir pilot olmak isterim.

I would like to be a pilot in the future.

Gökyüzüne bakın ve mümkünse yıldızları sayın.

Look up at the sky, and number the stars if you can.

Ben mümkünse hava yoluyla gitmek istiyorum.

I want to go by air if possible.

Mümkünse yarına kadar bu işi yap.

Do this work by tomorrow if possible.

Mümkünse size bazı sorular sorarak başlamak istiyorum.

So I'd like to start, if I may, by asking you some questions.

Ben mümkünse bu sabah seninle konuşmak istiyorum.

I'd like to talk to you this morning if possible.

Ben mümkünse dünyanın etrafında bir geziye çıkmak istiyorum.

I want to go on a journey around the world if possible.

Ona savaşın kaybolduğunu söylediler ve Karın - mümkünse oğlunun lehine.

They told him the war was lost, and he must abdicate - in favour of his son, if possible.

Eğer mümkünse, bunu daha büyük bir bedenle değiştirmek istiyorum.

If it's possible, I'd like to exchange this for a larger size.

Eğer mümkünse konu ile ilgili daha fazla okumak istiyorum.

If possible, I'd like to read more about the issue.

Eğer mümkünse, bu konu hakkında daha fazla okumak istiyorum.

If possible, I'd like to read more about this subject.

Bugün mümkünse Tom'dan uzak durmalısın. O sana çok kızgın.

You should avoid Tom today if at all possible. He's very mad at you.

Bugün mümkünse onun yanına hiç yaklaşma. Sana çok kızgın.

You should avoid her today if at all possible. She's very mad at you.

Eğer mümkünse, ben dava ile ilgili yeni bilgiler almak istiyorum.

- If possible, I'd like to receive new information about this case.
- If possible, I'd like to receive new information about the case.

Eğer mümkünse, bu dava ile ilgili yeni bilgiler almak istiyorum.

If possible, I'd like to receive new information about this case.

Ne ima ettiğini bildiğimden emin değilim. Lütfen mümkünse onu farklı biçimde ifade et.

I'm not sure I know what you're getting at. Please express it differently if you can.

Her gün en azından kısa bir şarkıyı dinlemelisin, iyi bir şiir okumalısın, güzel bir tabloya bakmalısın ve mümkünse, birkaç zeki sözler söylemelisin.

Every day you should at least listen to a short song, read a good poem, look at a beautiful picture, and, if possible, say several intelligent words.