Translation of "Olmasın" in English

0.017 sec.

Examples of using "Olmasın" in a sentence and their english translations:

Karmaşa olmasın

No mess

Neden olmasın?

Why not?

Korkun olmasın.

- Have no fear.
- Have no fear!

- Tabii neden olmasın?
- Tabii, neden olmasın?

Sure, why not?

- "Neden" "Neden olmasın?"
- "Neden?" "Niçin olmasın?"

"Why?" "Why not?"

Neden olmasın dedi

He said why not

Evet neden olmasın !

Yes, why not?

"Neden" "Neden olmasın?"

"Why?" "Why not?"

Evet, neden olmasın?

Yes, why not?

Peki, neden olmasın?

Well, why not?

Mümkünse, neden olmasın?

If it's possible, why not?

Hiç şüphen olmasın.

Don't ever doubt that.

Emin misin? Neden olmasın?

Are you sure? Why not?

Tabii ki, neden olmasın.

Sure, why not.

Çocuklarınız olsun ya da olmasın,

Either you had kids or you didn't,

Belki de oynarım neden olmasın

maybe i play why not

Okuyan kişiler rahatsız olmasın diye

so that those who read do not bother

Kasıtlı olsun ya da olmasın,

whether intentional or not,

Işte olsun ya da olmasın.

whether we're inside or outside of work.

Bu konuda hiç hata olmasın.

Let there be no mistake about it.

"Sana katılabilir miyim?" "Neden olmasın?"

"May I join you?" "Why not?"

"Bunu neden yapıyorsun?" "Neden olmasın?"

"Why are you doing this?" "Why not?"

"Denemek istiyor musun?" "Neden olmasın?"

"Do you want to try?" "Why not?"

O, başarısız olmasın diye çok çalıştı.

He studied hard so he wouldn't fail.

Başka bir dünya savaşı asla olmasın!

May there never be another world war!

Geç olsun güç olmasın, değil mi?

Better late than never, right?

"İçeriye bakabilir miyim?" "Tabii, neden olmasın?"

"Can I take a look inside?" "I don't see why not."

Sami, Leyla'ya güveniyordu ve neden olmasın?

Sami trusted Layla and why wouldn't he.

- Bu seni durdurmasın.
- Bu sizi durdurmasın.
- Bu sana mâni olmasın.
- Bu size mâni olmasın.

Don't let that stop you.

"Yürüyüşe ne dersin?" "Neden olmasın? Mutlu olurum"

"How about going for a walk?" "Why not? I'd be glad to."

"Tom'a söylemeyeceksin, değil mi?" "Ve neden olmasın?"

"You aren't going to tell Tom, are you?" "And why not?"

İçimden diyordum ki, "Hayır, hayır lütfen olmasın."

In my head, I was saying, "No, no, no, no, no, please no."

Her ne yapacaksan, Tom'un yapacağından haberi olmasın.

- Whatever you do, don't let Tom know you're going to do it.
- Whatever you do, don't let Tom know that you're going to do it.

"Bunu giyemem." "Neden olmasın? Sende harika durdu."

"I can't wear that." "Why not? It looks great on you."

O, sınavda başarısız olmasın diye çok çalıştı.

She studied hard lest she should fail her exam.

Hiç kuşkunuz olmasın, onlar son derece tehlikelidirler.

Make no mistake, they are extremely dangerous.

- Aman sabahlar olmasın.
- Keşke gece hiç bitmese.

I wish the night would never end.

Neden olmasın? O benden sadece 20 yaş büyük.

Why not? She is just twenty years older than me.

Ya bir milletvekili de olmasın mı yani şimdi adam

Whether he is a deputy or not now man

- Bu Tom olmasa bari.
- Umalım da bu Tom olmasın.

That better not be Tom.

İnsanlar, bunun farkında olsun veya olmasın, sürekli mutluluk ararlar.

Human beings, whether they realise it or not, continually seek happiness.

Övünmek gibi olmasın ama, kızlarla buluşmada hiç sorun yaşamadım.

I don't mean to brag, but I've never had trouble meeting girls.

Masaya sağlıklı bir yemek getirilmesi için karar vermenize gerek olmasın.

you have no decisions to make to get a healthy meal on the table.

Öyle bir dünyada yaşamak istiyoruz ki, kaybedilen hiçbir şey olmasın.

We want to live in a world in which nothing is lost.

Hiç şüphen olmasın; bu bağışı yapmada hiçbir art niyetim yok.

You may rest assured; I have no ulterior motive in making this donation.

- Bence sorun yok.
- Ben bir engel görmüyorum.
- Tabii, neden olmasın?

- I don't see why not.
- I don't see a problem.

- Mary benden duymuş olmasın.
- Mary'ye sana bunu benim söylediğimi söyleme.

Don't tell Mary I told you.

- Geç olması hiç olmamasından daha iyidir.
- Geç olsun da güç olmasın.

Better late than never.

Ve Hristiyanlık dinine bir saygısızlık olmasın diye elden gelen bütün imkanlar yapılmıştı

and all the possibilities were made so that there was no disrespect to the Christian religion.

Söylentiler ciddi olsun ya da olmasın, Mayıs ayında İngilizler ve Portekizliler Soult'u

Whether the rumours were serious or not, in May the British and Portuguese took Soult

- Ne olursa olsun, gülümsemeyi unutma.
- Her ne olursa olsun, yüzünüzden tebessüm eksik olmasın.

No matter what happens, don't forget to smile.

- Mutlu, artık hiçbir şeyde gözü olmayandır.
- Mutlu odur ki, artık hiçbir şeyde gözü olmasın.

Happy is he who desires nothing anymore!

"Yarın da yarın, bugün olmasın da ne zaman olursa olsun." der bütün tembel insalar.

- Tomorrow, tomorrow, just not today - say all lazy people.
- Tomorrow, tomorrow, anything but today, is what all lazy people say.

Gençlik ve cinsiyetiyle ilgili bilgi işine karşı bir ön yargıya sebep olmasın diye Bayan Cockburn adını gizledi.

Mrs Cockburn concealed her name lest the knowledge of her sex and youth should produce a prejudice against her work.

- Tom ahır yemliğindeki köpek gibi davranıyor.
- Tom "bana yâr olmayan başkasına da yâr olmasın" mantığıyla hareket ediyor.
- Tom yaralı parmağa işemiyor.

Tom acts like a dog in the manger.

- Düşüncelerimizi açıkça söyleyelim.
- Fikirlerimizi açıkça söyleyelim.
- Dürüst ve açık olalım.
- Açık oynayalım.
- Gizlimiz saklımız olmasın.
- Hadi düşüncelerimizi açıkça söyleyelim.
- Hadi fikirlerimizi açıkça söyleyelim.
- Kartlar açık oynayalım.
- Kartlarımızı açık oynayalım.

Let's put our cards on the table.