Translation of "Konuşabiliyorum" in English

0.003 sec.

Examples of using "Konuşabiliyorum" in a sentence and their english translations:

Ben konuşabiliyorum.

I'm able to speak.

Sadece İngilizce konuşabiliyorum.

I can only speak English.

- Sadece İngilizce konuşabiliyorum.
- Yalnızca İngilizce konuşabilirim.
- Yalnızca İngilizce konuşabiliyorum.
- Yalnız İngilizce konuşabilirim.
- Yalnız İngilizce konuşabiliyorum.

I can only speak English.

Çince konuşabiliyorum ama okuyamıyorum.

I can speak Chinese, but I can't read it.

Ben biraz İngilizce konuşabiliyorum.

I can speak a little English.

Ben sadece İngilizce konuşabiliyorum.

I am only able to speak English.

- Ben konuşabiliyorum.
- Ben konuşabilirim.

I'm able to speak.

Sadece biraz Fransızca konuşabiliyorum.

- I can speak only a little French.
- I can only speak a little French.

Ayrıca biraz Fransızca konuşabiliyorum.

I can also speak a little French.

Ben de Fransızca konuşabiliyorum.

I can speak French as well.

Esperanto'yu ana dilim gibi konuşabiliyorum.

I can speak Esperanto as if it were my mother tongue.

Sarhoşum ama hâlâ Almanca konuşabiliyorum.

I'm drunk, but I can still speak German.

Çince konuşabiliyorum ama onu yazamıyorum.

I can speak Chinese, but not write it.

Fransızca ve ayrıca İngilizce konuşabiliyorum.

- I can speak French and also English.
- I can speak French and I can also speak English.

Onun konuşabildiği kadar iyi Fransızca konuşabiliyorum.

I speak French as well as she does.

Ben Fransızca ve de İspanyolca konuşabiliyorum.

I can speak French and also Spanish.

Oldukça iyi Fransızca konuşabiliyorum ama hala birçok hata yapıyorum.

I can speak French fairly well, but I still make a lot of mistakes.

"Fransızca konuşabiliyor musun?" "Hayır, ama İngilizce ve Almanca konuşabiliyorum."

"Can you speak French?" "No, but I can speak English and German."

Standart Çince (Putonghua), Güneybatı Mandarin, Wu Çincesi ve İspanyolca konuşabiliyorum.

I can speak Standard Chinese (Putonghua), Southwestern Mandarin, Wu Chinese, and Spanish.

"Fransızca konuşmayı biliyor musun?" "Hayır, ama İngilizce ve Almanca konuşabiliyorum."

"Do you know how to speak French?" "No, but I can speak English and German."

On iki yaşında İngilizce öğrenmeye başladım. O zaman dil öğrenmeye ilgim vardı ama öyle aşırı değildi. Şimdi İngilizce,Fransızca İspanyolca ve Portekizce konuşabiliyorum ve şimdi Latince öğrenme zamanı.

I began to study English when I was twelve years of age. At that time I was interested in languages, but not excessively so. Now I can speak English, French, Spanish and Portuguese; and so it is time to learn Latin.