Translation of "Koltuğun" in English

Koltuğun altına bak.

Look under the seat.

O senin koltuğun.

That's your seat.

Senin koltuğun orada.

Your seat's there.

Tom'un silahı koltuğun altındaydı.

Tom's gun was under the seat.

Gazeteleri koltuğun yakınına koydum.

I put the newspapers near the armchair.

Tom bir koltuğun koluna oturdu.

Tom sat on the arm of a chair.

Bu koltuğun rahat olduğunu düşünmüyorum.

I don't think this armchair is comfortable.

Bu koltuğun meşgul olmadığını umuyorum.

I hope this seat is not occupied.

Çantanı önündeki koltuğun altına koy.

Put your bag under the seat in front of you.

Sami'nin sözlüğü koltuğun üstünde duruyordu.

Sami's dictionary was sitting on the seat.

Tom ve Mary koltuğun zıt uçlarında oturdular.

Tom and Mary sat at opposite ends of the couch.

Bu çantayı koltuğun altına koymam gerekiyor mu?

Should I put this bag under the seat?

Çocuğunun doğum günü hediyesini koltuğun arkasına sakladı.

He hid his child's birthday present behind the couch.

Biri koltuğun altından uzaktan kumandayı çıkarmama yardım edebilir mi? Cidden sıkışmış oraya.

Can someone help me fish out the remote from under the couch? It's really stuck in there.

- Bu koltuğun iyi bel desteği var.
- Bu sandalye iyi bel desteğine sahip.

This chair has good lumbar support.