Translation of "Kişiliğe" in English

0.004 sec.

Examples of using "Kişiliğe" in a sentence and their english translations:

O, neşeli bir kişiliğe sahiptir.

- She has a cheerful disposition.
- She has a cheerful personality.

Tom dinamik bir kişiliğe sahiptir.

Tom has a dynamic personality.

Karakter yeteneğe değil kişiliğe bağlıdır.

The character depends on personality, not on talent.

O güzel bir kişiliğe sahiptir.

He has a nice personality.

O bir çift kişiliğe sahiptir.

He has a dual personality.

Mary güçlü bir kişiliğe sahiptir.

Mary has a strong personality.

Tom iyi bir kişiliğe sahip.

Tom has a nice personality.

O bölünmüş bir kişiliğe sahip.

He has a split personality.

Mary bağımlı bir kişiliğe sahiptir.

Mary has an addictive personality.

O, harika bir kişiliğe sahiptir.

He has a wonderful personality.

Tom bölünmüş bir kişiliğe sahiptir.

- Tom has a split personality.
- Tom has a dual personality.

O neşeli bir kişiliğe sahiptir.

She has a cheerful disposition.

Benzer kişiliğe sahip insanlar birbirlerine sempati duyar.

People who have similar personalities feel sympathy for one another.

Mary annesine benziyor ama farklı bir kişiliğe sahip.

Mary looks like her mother, but she has a different personality.

Türk Tarih Kurumu ayrı tüzel bir kamu kişiliğe bürünmüştür

Turkish Historical Society has taken on a separate legal personality

Sen yaratıcı, sanatsal ve oldukça romantik bir kişiliğe sahipsin.

You have an imaginative, artistic and pretty romantic personality.

- Onun güçlü bir kişiliği vardır.
- O, güçlü bir kişiliğe sahiptir.

He has a strong personality.

Kişiliğe gelince, Tom ve Mary tebeşir ve peynir kadar farklı.

When it comes to personality, Tom and Mary are as different as chalk and cheese.

- Tom iyi bir kişiliğe sahiptir.
- Tom'un iyi bir kişiliği var.

Tom has a good personality.

- Tom harika bir kişiliğe sahiptir.
- Tom'un harika bir kişiliği var.

Tom has a great personality.

- O çok açık bir kişiliğe sahiptir.
- Onun çok açık bir kişiliği var.

She has a very open personality.

- O kadın, güçlü bir kişiliğe sahiptir.
- O kadının güçlü bir kişiliği var.

That woman has a strong personality.

Eğer çekici bir kişiliğe sahip olmak istiyorsanız, omuzlarınızda iyi bir kafaya sahip olmalısınız.

If you want to have an attractive personality, you need to have a good head on your shoulders.