Translation of "Keşif" in English

0.120 sec.

Examples of using "Keşif" in a sentence and their english translations:

Bu keşif gezisi,

The expedition,

Keşif beni şaşırttı.

The discovery surprised me.

Bir keşif yaptım.

I've made a discovery.

- Garip bir keşif yaptılar.
- Onlar tuhaf bir keşif yaptı.

They made a strange discovery.

ABD'nin bu keşif çağına,

So with the US leading the era of discovery

Bu, yeni bir keşif.

It's a new discovery.

Bu keşif tamamen rastlantıydı.

That discovery was quite accidental.

Birlikte biraz keşif yapalım.

Let's do some exploring together.

O, keşif gezisine katıldı.

He took part in the expedition.

Bu keşif tesadüfen yapıldı.

This discovery was made accidentally.

Ne büyük bir keşif!

What a great discovery!

Uçak havadan keşif yapıyor.

The aircraft was conducting aerial reconnaissance.

Bu şaşırtıcı bir keşif.

This is a surprising discovery.

Bu keşif tarihe geçecek.

This discovery will be recorded in history.

- Sami endişe verici bir keşif yaptı.
- Sami ürkütücü bir keşif yaptı.

Sami made an alarming discovery.

Oldukça büyüleyici bir keşif yaptı.

made a pretty fascinating discovery.

5 adet keşif aracımız var

We have 5 exploration vehicles

çünkü keşif aracındaki enerji kaynakaları

because the energy sources in the exploration vehicle

Bir sürü keşif şansımız var,

We have a lot of possibilities for discovery,

Çok değerli bir keşif yaptı.

He made a very valuable discovery.

Önemli bir bilimsel keşif yaptı.

He made an important scientific discovery.

Tom önemli bir keşif yaptı.

Tom made an important discovery.

Yola çıkarken keşif seferini izledim.

I watched the expedition as it set off.

Çok ilginç bir keşif yaptık.

We've made a very interesting discovery.

Ben ilginç bir keşif yaptım.

I've made an interesting discovery.

Bu çok önemli bir keşif.

This a very significant discovery.

Araştırmacılar şaşırtıcı bir keşif yaptı.

The researchers made a surprising discovery.

Bilimciler şaşırtıcı bir keşif yaptılar.

The scientists made a surprising discovery.

O önemli bir keşif yaptı.

He made an important discovery.

Tom müthiş bir keşif yaptı.

Tom made a terrible discovery.

Tom korkunç bir keşif yaptı.

Tom made a horrible discovery.

Sami korkutucu bir keşif yaptı.

Sami made a frightening discovery.

Sami garip bir keşif yaptı.

Sami made a strange discovery.

Yakında Mircea ve Couchy'nin keşif ekibi

Soon… Mircea’s and Coucy’s scouting party

Yeni keşif bilime faydalı olduğunu kanıtladı.

The new discovery proved useful to science.

Tom çok değerli bir keşif yaptı.

Tom has made a very valuable discovery.

Bu keşif, fakir çiftçilerin aleyhine oldu.

This discovery has been exploited to the detriment of the poor peasants.

Bu keşif soruşturmanın bütün tonunu değiştirdi.

That discovery changed the whole tone of the investigation.

Bu çok heyecan verici bir keşif.

This is a very exciting discovery.

Onların keşif gezisinde bazı sorunlar bekleniyor.

Some problems are expected on their expedition.

Biz şok edici bir keşif yaptık.

We've made a shocking discovery.

Leyla şok edici bir keşif yaptı.

Layla made a shocking discovery.

Tamam, kalanını cebimde tutacağım. Muhteşem bir keşif!

Okay, keep the rest of these in my pocket. Awesome find!

Kaptan bir keşif gemisi göndermeye karar verdi.

The captain decided to send out a scout.

O bilgin büyük bir bilimsel keşif yaptı.

That scholar made a great scientific discovery.

Bu keşif alanı dönüştürmek için potansiyele sahiptir.

This discovery has the potential to transform the field.

Sami başka bir rahatsız edici keşif yaptı.

Sami made another disturbing discovery.

Bu tür çok ölçekli, çok boyutlu bir keşif

This kind of multiscale, multidimensional exploration

Yeni bir keşif, geceleri nasıl beslendiklerini ortaya çıkardı.

A recent discovery has revealed how they feed through the night.

Onlarla birlikte , Küba Füze Krizi sırasında keşif görevlerinde

With them was rookie astronaut Roger Chaffee, a former spy-plane pilot who flew reconnaissance

Ancak keşif ekiplerinin dönüşü tüm şüpheleri ortadan kaldırdı!

But the returning scouting party dispelled all doubts…

Bir İngiliz keşif heyeti 1953'te Everest'i fethetti.

A British expedition conquered Everest in 1953.

Keşif, 1896 yılında sıcak bir Ağustos gününde gerçekleşti.

The discovery took place on a warm August day in 1896.

Bu keşif alanı kökünden değiştirmek için potansiyele sahiptir.

This discovery has the potential to radically change the field.

En güzel keşif yolculuklarını, dünyaya bakış açımızı değiştirdiğimizde yaparız.

You make the best discoveries while you view the world with other eyes.

Voyager 1 ve 2 adlı keşif araçları şu an ilerliyor

Voyager 1 and 2 scouts are currently advancing

Şiir, bir keşif, bir vahiy ve diyalog için bir davettir.

Poetry is an exploration, a revelation, and an invitation for dialogue.

Düşmanın şaşırtıcı hamlesine rağmen Roma keşif kolu savaş pozisyonu alıyor hızla.

Despite being surprised by the enemy the Roman vanguard forms up in battle formation.

- Biz bir keşif görevi için buradaydık.
- Biz bir arama görevi için buradaydık.

We were here on a reconnaissance mission.

Tamamen olağandışı idi. Bugün , dünyanın şu anda bağımlı olduğu ve on yıllar önceki petrol keşif

completely out of the ordinary. Today it seeks to enter into what is called a

Gerçek bir keşif yolculuğuna çıkmak yeni manzaralar bulmakla olmaz ancak onlara yeni gözlerle bakmakla olur.

The real journey of discovery doesn't consist in exploring new landscapes but rather in seeing with new eyes.

Ekoloji açısından, Antarktika turizm için ya da ticari keşif için değil, sadece araştırma için korunmalıdır.

From the standpoint of ecology, Antarctica should be reserved solely for research, not for tourism or for commercial exploration.

Bu keşif araştırma yapmak için bent kapaklarını açtı ve soruşturmanın meşru alanı olarak disiplin kurulmasına neden oldu.

This discovery opened up the floodgates to research and led to the establishment of the discipline as a legitimate field of inquiry.

İmparatorluğun ve keşif gezisinin buluştuğu bu yerde, ortaya koyduğumuz her gizem için çok daha fazlasının söylenmeden kalması gerekir.

In this place where empire and exploration meet, for every mystery we reveal, far more must remain unspoken.