Translation of "Arkadaşlarla" in English

0.012 sec.

Examples of using "Arkadaşlarla" in a sentence and their english translations:

Arkadaşlarla karşılaşmadım.

I haven't met friends.

Arkadaşlarla oynadık.

I played with friends.

Arkadaşlarla kalıyorum.

I'm staying with friends.

Arkadaşlarla birlikteyim.

I'm with friends.

Mükemmel arkadaşlarla onurlandırıldım.

who support me through thick and thin.

Bazı arkadaşlarla tanıştınız.

You have met some friends.

Ben arkadaşlarla konuştum.

I talked to friends.

Dün gece arkadaşlarla birlikteydim.

I was with friends all last night.

Bazı arkadaşlarla seyahat ediyordum.

I was traveling with some friends.

Hafta sonunu arkadaşlarla geçirdik.

We spent the weekend with friends.

Sahilde, arkadaşlarla vakit geçirebilirim.

On the beach, I can spend time with friends.

Bazı arkadaşlarla vedalaşmak zorundayım.

I have to say goodbye to some friends.

Hafta sonunu arkadaşlarla geçirdim.

I spent the weekend with friends.

Tom dışarıda arkadaşlarla birlikteydi.

Tom was out with friends.

- Arkadaşlarla takılıyorum.
- Arkadaşlarımla takılıyorum.

I'm hanging out with my friends.

Otobüs beklerken bazı arkadaşlarla karşılaştım.

I met some friends while I was waiting for a bus.

Siz arkadaşlarla daha sonra görüşeceğim.

I'll see you guys later.

Tom'un siz arkadaşlarla çalıştığını sanıyordum.

- I assumed Tom was working with you guys.
- I assumed that Tom was working with you guys.

Arkadaşlarla zaman geçirmeyi tercih ediyorum.

I prefer to spend time with friends.

Tren istasyonunda bazı arkadaşlarla karşılaştım.

I ran into some friends at the train station.

Tom arkadaşlarla kalıyor, değil mi?

Tom is staying with friends, isn't he?

- Sami bazı yeni arkadaşlarla bir araya geldi.
- Sami bazı yeni arkadaşlarla tanıştı.

Sami met some new friends.

Öyle arkadaşlarla, kimin düşmana ihtiyacı var?

With friends like that, who needs enemies?

Seni Almanca okuyan bazı arkadaşlarla tanıştıracağım.

I will introduce you to some friends who study German.

Bu öğleden sonra siz arkadaşlarla buluşacağım.

I'll meet up with you guys this afternoon.

Tom'la tanıştığımda bazı arkadaşlarla bir partideydim.

I was at a party with some friends when I met Tom.

Dün gece bazı eski arkadaşlarla buluştum.

I got together with some old friends last night.

Ben akşamleyin arkadaşlarla sık sık dışarı çıkarım.

I often go out with friends in the evening.

Bütün öğleden sonrayı arkadaşlarla sohbet ederek geçirdim.

I spent the whole afternoon chatting with friends.

Arkadaşlarla birlikte bir bira içmek için gittim.

- I went to drink a beer with friends.
- I went out for a beer with my friends.
- I went out to have a beer with my friends.
- I went to drink a beer with my friends.

Sahilde arkadaşlarla birlikte zaman geçirmek çok eğlenceli.

Spending time with friends on the beach is fun.

Siz arkadaşlarla gelirsem Tom'un umursayacağını düşünüyor musun?

- Do you think Tom would mind if I came with you guys?
- Do you think that Tom would mind if I came with you guys?

Tom gibi arkadaşlarla, hiç düşmana ihtiyacınız olmaz.

With friends like Tom, one doesn't need any enemies.

Ben her hafta sonu arkadaşlarla dışarı çıkardım.

I used to go out with friends every weekend.

Böyle arkadaşlarla, kim düşmana ihtiyaç duyar ki?!

With such friends, who needs enemies?!

Tom gibi arkadaşlarla, kimin düşmanlara ihtiyacı var?

With friends like Tom, who needs enemies?

Bu tür arkadaşlarla biri hiç düşmana ihtiyaç duymaz.

With such friends, one needs no enemies.

Geçen hafta sonu siz arkadaşlarla kamp yapmaya gitmeliydim.

- I should've gone camping with you guys last weekend.
- I should have gone camping with you guys last weekend.

Tom gibi arkadaşlarla takılmamanızı size kaç kez söyledim.

How many times have I told you not to hang out with guys like Tom?

O, arkadaşlarla parti yapmayı ve içki içmeyi seviyordu.

She liked partying with friends and drinking.

Yeni arkadaşlarla tanış, Dan, Linda, Matt ve Rita.

Meet my new friends, Dan, Linda, Matt, and Rita.

Bu hafta sonunda siz arkadaşlarla Boston'a gidebilir miyim?

Can I go to Boston with you guys this weekend?

Yarın öğle yemeğinden sonra arkadaşlarla birlikte dışarı çıkacağız.

Tomorrow I'll go out with friends after having lunch.

Ben otel rezervasyonlarımı iptal ettim ve arkadaşlarla kaldım.

I canceled my hotel reservations and stayed with friends.

Keşke arkadaşlarla geçirmek için daha fazla zamanım olsaydı.

I wish I had more time to spend with friends.

Benim birçok arkadaşlarla konuşmak için bol bol vaktim vardı.

I had plenty of time to talk to many friends.

Tom'un canı arkadaşlarla içmek için gerçekten dışarı çıkmak istemiyor.

Tom didn't really feel like going out drinking with the guys.

Fransızca çalışıyor olmalıyım ama siz arkadaşlarla takılmak daha eğlenceli.

I should be studying French, but it's more fun hanging out with you guys.

Paramın çoğunu elbiselere, müziğe, filmlere ve arkadaşlarla çıkmaya harcarım.

I spend most of my money on clothes, music, movies and going out with friends.

Tom arkadaşlarla dışarı gitmektense ders çalışmanın daha akıllıca olacağını karar verdi.

Tom decided it would be wiser to study than to go out with friends.

İyi arkadaşlarla içilecek birkaç şişe iyi kırmızı şaraptan daha iyi bir şey yok.

There's nothing better than a few bottles of good red wine drunk with good friends.