Translation of "Mağarada" in English

0.007 sec.

Examples of using "Mağarada" in a sentence and their english translations:

- Mağarada kayboldum.
- Ben mağarada kayboldum.

I got lost in the cave.

Tom mağarada.

Tom is in the den.

Mağarada kaybolduk.

We got lost in the cave.

- Onlar mağarada kayboldular.
- Onlar mağarada kayboldu.

They got lost in the cave.

Tom hâlâ mağarada.

Tom is still in the cave.

Bir mağarada yaşıyorum.

I've been living in a cave.

Birlikte mağarada saklandık.

We hid in the cave together.

Mağarada bulduğum budur.

This is what I found in the cave.

Tom mağarada saklandı.

Tom hid in the cave.

Minned mağarada yaşıyordu.

Mennad lived in a cave.

Bu mağarada kamp yapabilirdik

So we could camp in this cave,

Bir ejderha mağarada yaşar.

A dragon lives inside the cavern.

Ben bunu mağarada buldum.

I found this in the cavern.

O mağarada ne yapıyordun?

What were you doing in that cave?

Bunu bir mağarada buldum.

I found it in a cave.

Telefonun bu mağarada çalışmaz.

Your phone's not going to work in this cave.

Sürücüler mağarada tuzağa düşürüldü.

The divers were trapped in the cave.

Tom hâlâ mağarada mı?

Is Tom still in the cave?

Tom bir mağarada yaşıyor.

Tom lives in a cave.

Minned mağarada yaşamak istemiyor.

Mennad doesn't want to live in a cave.

Tom mağarada tek başına.

Tom is in the cave by himself.

Tom geceyi mağarada geçirdi.

Tom spent the night in a cave.

Mağarada sıkışmış üç kişi var.

There are three men trapped in the cave.

Araştırmacılar mağarada bir iskelet keşfettiler.

The explorers discovered a skeleton in the cave.

Belki mağarada başka biri var.

Maybe there's someone else in the cave.

Bir mağarada üç ceset bulundu.

Three bodies were found in the cave.

Tom ve Mary mağarada yalnızdı.

Tom and Mary were alone in the cave.

Birçok yarasa bu mağarada yaşar.

Many bats live in this cave.

Tom mağarada daha derine gitti.

Tom went deeper into the cave.

İki ayı bir mağarada yaşayamaz.

Two bears can't live in one cave.

Tom ve ben mağarada yalnızdık.

Tom and I were alone in the cave.

Sami mağarada bir kafatası buldu.

Sami found a skull in the cave.

Bunu bir mağarada bulduklarını söylediler.

- They told me that they found this in a cave.
- They told me they found this in a cave.

Serin mağarada mı, yüksek ağaçta mı?

Cool cave? Or high tree?

Bu mağarada yetki sizde. Kararı verin.

Down in this cave, you're in charge. Make the decision.

Yani bir mağarada milyonlarca yarasa bulunabiliyor

so millions of bats can be found in a cave

Bu mağarada kaç tane yarasa var?

How many bats are there in this cave?

Tom onu bir mağarada bulduğunu söyledi.

- Tom told me that he found this in a cave.
- Tom told me he found this in a cave.

Tom üç gündür mağarada tuzağa düşürüldü.

Tom was trapped in the cave for three days.

Onlar ya barakada ya da mağarada.

They're either in the shed or in the den.

Tom mağarada neyin saklı olduğunu biliyordu.

Tom knew what was hidden in the cave.

Tom mağarada ne olduğunu görmek istedi.

Tom wanted to see what was in the cave.

Tom ve ben mağarada beraber saklandık.

Tom and I hid in the cave together.

Tom bir mağarada yaşamak istediğini söyledi

- Tom said he wanted to live in a cave.
- Tom said that he wanted to live in a cave.

Burada bir kurt varsa bu mağarada kalamayız

[Bear] We can't stay in this cave if there's a wolf,

Sizce en iyi fikir mağarada kamp yapmak mı?

So you think the best idea is to camp in the cave.

İlaçlar da gayet serin. Onları mağarada serin tuttuk.

And the medicines are nice and cool. Kept cool in that cave.

"Mağarada ne oluyor? Merak ediyorum." "Hiçbir fikrim yok."

- "What's going on in the cave? I'm curious." "I have no idea."
- "What's happening in the cave? I'm curious." "I have no idea."

Bu mağarada birinin yaşadığına dair hiçbir fikrim yoktu.

- I had no idea anyone lived in this cave.
- I had no idea that anyone lived in this cave.
- I had no idea that anybody lived in this cave.
- I had no idea anybody lived in this cave.

Tom artık mağarada yaşamak istemiyordu fakat seçimi yoktu.

Tom didn't want to live in the cave anymore, but he had no choice.

Evet, bu mağarada bir kurt büyük bir piknik yapmış.

Yeah, a wolf has been having the ultimate picnic in this cave.

Bu mağarada yetki sizde. Kararı verin. Çıngıraklı yılan ölümcül olabilir. Bu yüzden dikkatli olmalıyız.

Down in this cave, you're in charge. Make the decision. [Bear] A rattlesnake bite can be deadly. So we've got to be careful.

Bu mağarada kamp yapabiliriz ve bu ilaçlar için de iyi olur. İçerisi çok daha serin.

So we could camp in this cave, and it's gonna be good for the medicine, it's much cooler in there.