Translation of "Kalktım" in English

Henüz kalktım.

I just got up.

Altıda kalktım.

- I got up at six.
- I got up at six o'clock.

Çabuk kalktım.

I got up quickly.

- Ben yaklaşık beşte kalktım.
- Beş gibi kalktım.

- I got up about five.
- I got up at about five.

Hâlâ karanlıkken kalktım.

I got up while it was still dark.

Ben erken kalktım.

I got up early.

Bugün erken kalktım.

- Today I got up early.
- I woke up early today.

Ben yedide kalktım.

I got up at seven.

Şafak sökümünde kalktım.

I got up at the crack of dawn.

Sabah yedide kalktım.

- I got up at seven this morning.
- I got up at seven in the morning.

Ben ayağa kalktım.

- I got up.
- I stood up.

Sabah altıda kalktım.

I got up at six in the morning.

Gün doğumunda kalktım.

I got up at sunrise.

Ben geç kalktım.

I got up late.

Tekrar ayağa kalktım.

I stood up again.

Kalktım ve ayrıldım.

I got up and left.

Yalpalayarak ayağa kalktım.

I staggered to my feet.

Çok erken kalktım.

I got up very early.

- Beş gibi kalktım.
- Yaklaşık olarak saat beşte kalktım.

- I got up about five.
- I got up at about five.

Ben sabahleyin erken kalktım.

I got up early in the morning.

Bugün çok erken kalktım.

Today, I got up very early.

Bu sabah altıda kalktım.

I got up at six this morning.

Ben yaklaşık altıda kalktım.

- I got up at about six.
- I got up about six.

Bu sabah geç kalktım.

I got up late this morning.

Bu sabah yedide kalktım.

I got up at seven this morning.

Bir dakika önce kalktım.

I got up a minute ago.

Nefes almaya çalışarak kalktım.

I woke up gasping for air.

Onları selamlamak için kalktım.

I got up to greet them.

Bu sabah erken kalktım.

- I got up early this morning.
- I woke up early this morning.

Ben dün erken kalktım.

- I got up early yesterday.
- Yesterday I got up early.

Kalktım ve Tom'a uydum.

I got up and followed Tom.

Öğrenciyken hep erken kalktım.

I always got up early when I was a student.

Sabah saat altıda kalktım.

I got up at six in the morning.

Kalktım ve odadan çıktım.

I got up and left the room.

Kalktım ve adımlamaya başladım.

I got up and began pacing.

Bir saat erken kalktım.

I got up an hour early.

Gün ağarmadan önce kalktım.

I got up before dawn.

Ben 10 dakika önce kalktım.

I got up 10 minutes ago.

Bu sabah çok erken kalktım.

This morning I was up very early.

Normalden bir saat önce kalktım.

I got up an hour earlier than usual.

Molada bacaklarımı germek için kalktım.

During the intermission I got up to stretch my legs.

Bu sabah çok geç kalktım.

I got up very late this morning.

Toplantıya katılmak için erken kalktım.

I got up early in order to attend the meeting.

O sabah saat beşte kalktım.

I got up at five that morning.

Ben bir saat önce kalktım.

I got up an hour ago.

Ben çocukken, hep erken kalktım.

When I was a boy, I always got up early.

Bugün saat 8'de kalktım.

I got up at 8 o'clock today.

Ben saat 6.30'da kalktım.

I got up at 6:30.

Ben yavaş yavaş ayağa kalktım.

I stood up slowly.

Şarkı söylemek için ayağa kalktım.

I stood up to sing.

Kalktım ve pencereye doğru yürüdüm.

I got up and walked over to the window.

Kalktım ve dans etmeye başladım.

I got up and started dancing.

Bu sabah yataktan zor kalktım.

I had trouble getting out of bed this morning.

Ayağa kalktım ve tekrar savaşa katıldım,

And now I've gotten back up and rejoined the fight,

Koltuktan çıkmak için biraz ayağa kalktım.

I half rose to my feet to leave my seat.

Ben her zamanki gibi erken kalktım.

I got up early as usual.

Ben her zamankinden daha erken kalktım.

I got up earlier than usual.

Bu sabah yatağın yanlış tarafından kalktım.

I got up on the wrong side of the bed this morning.

İlk trene yetişmek için erken kalktım.

I got up early in order to catch the first train.

Güneşin doğuşunu görmek için erken kalktım.

We got up early in order to see the sunrise.

En azından bunun için ayağa kalktım.

At least I stood up for it.

Bu sabah 6:30'da kalktım.

I got up at six-thirty this morning.

Altı kalktım, ve yedide evden ayrıldım.

Got up at six, and left home at seven.

Seni görmek için daha erken kalktım.

I got up earlier to see you.

Gitmek ve dışarıya bakmak için kalktım.

I got up to go and look outside.

Ayağa kalktım ve masayı temizlemeye başladım.

I got up and began clearing the table.

- Balık tutmaya gitmek için bu sabah erken kalktım.
- Bu sabah balığa gitmek için erken kalktım.

I got up early this morning to go fishing.

Ben yataktan kalktım ve iyi bir gerindim.

I got out of bed and had a good stretch.

Bu sabah her zamankinden daha erken kalktım.

This morning I got up earlier than usual.

Bu sabah her zamankinden daha geç kalktım.

This morning I got up later than usual.

İlk treni yakalamak için yeterince erken kalktım.

I got up early enough to catch the first train.

Her zamankinden bir saat daha önce kalktım.

I got up an hour earlier than I usually do.

Ben ilk treni yakalamak için erken kalktım.

I got up early to catch the first train.

Her zamanki gibi saat 6.30'da kalktım.

I got up at 6:30 as usual.

Çok geç kalktım ve okula çok geç kaldım.

I got up too late and was late for school.

Bu sabah kahvaltı yapamayacak kadar çok geç kalktım.

This morning I got up too late to have breakfast.

- Ben yaklaşık altıda kalktım.
- Yaklaşık saat altıda uyandım.

- I got up at about six.
- I got up about six.

- Öğle yemeğini yeni yedim.
- Öğle yemeğinden şimdi kalktım.

I just got done eating lunch.

- Bu sabah erken kalktım.
- Bu sabah erken uyandım.

I woke up early this morning.

Bu sabah her zamankinden bir saat erken kalktım.

This morning I got up an hour earlier than usual.

Senin için ayağa kalktım ve beni görmezden geldin.

I stood up for you and you ignored me.

İlk treni yakalamak için ertesi sabah erken kalktım.

I got up early the next morning to catch the first train.

Genellikle saat altıda kalkarım ama bugün saat sekizde kalktım.

Usually I get up at six, but today I got up at eight.

Genellikle saat altıda kalkarım, fakat dün sabah sekizde kalktım.

As a rule I get up at six o'clock, but yesterday morning I got up at eight.

Altıda kalktım, sabah kahvaltısı yedim ve sonra okula gittim.

I got up at six, ate breakfast and then went to school.

Ben kalktım bu yüzden yaşlı bir adam koltuğuma oturabildi.

I got up so an old man could sit in my seat.