Translation of "Kalkmasına" in English

0.003 sec.

Examples of using "Kalkmasına" in a sentence and their english translations:

Onların geç kalkmasına izin verdim.

I let them sleep in.

Onun geç kalkmasına izin verdim.

I let him sleep in.

Tom'un ayağa kalkmasına yardım ettim.

I helped Tom stand up.

Tom, Mary'nin kalkmasına yardım etti.

Tom helped Mary get up.

Bu kadar erken kalkmasına gerek yok.

He doesn't need to get up so early.

Tom Mary'nin yerden kalkmasına yardım etti.

Tom helped Mary up off the floor.

Tom Mary'nin koltuğundan kalkmasına yardımcı oldu.

Tom helped Mary get up from her seat.

Tom Mary'nin ayağa kalkmasına yardım etti.

Tom helped Mary stand up.

Uçağımızın kalkmasına iki saatten az zaman var.

We have less than two hours until our plane leaves.

Tom'un yarın çok erken kalkmasına gerek yok.

Tom doesn't need to get up so early tomorrow.

Tom'un bu kadar erken kalkmasına gerek yoktu.

Tom didn't really need to get up so early.

Tom'un eskisi kadar erken kalkmasına gerek yoktu.

Tom didn't need to get up as early as he did.

Tom'u, bugün her zaman kalktığı gibi erken kalkmasına gerek yoktu.

Tom didn't need to get up as early today as he usually does.

Sınırsız hoşgörü hoşgörünün ortadan kalkmasına yol açar. Hoşgörüsüz olanlara bile sınırsız hoşgörüyü uzatırsak, hoşgörülü bir toplumu hoşgörüsüzlerin saldırısına karşı korumaya hazır değilsek, o halde hoş görülü tahrip olacak ve onunla birlikte hoşgörü de.

Unlimited tolerance must lead to the disappearance of tolerance. If we extend unlimited tolerance even to those who are intolerant, if we are not prepared to defend a tolerant society against the onslaught of the intolerant, then the tolerant will be destroyed, and tolerance with them.