Translation of "Kaçtığı" in English

Nereye kaçtığı bilinmiyor.

It's not known where he's escaped to.

Bana Tom'un kaçtığı söylendi.

I was told Tom ran away.

Sağa sola kaçtığı bir ortamda,

an environment where they escape here and there,

Onun nasıl kaçtığı hâlâ bizi şaşırtıyor.

How he escaped still puzzles us.

Onun nasıl kaçtığı hakkında hiç fikrim yok.

I have no idea how he escaped.

O, görevden kaçtığı için askeri mahkemede yargılandı.

He was court-martialed for dereliction of duty.

Ve o ortamda, insanların askerden kaçtığı bir ortamda,

And in that environment, an environment where people flee from army,

- Kazara deniz suyu yuttuğun oldu mu?
- Yanlışlıkla ağzına deniz suyu kaçtığı oldu mu?

Have you ever accidentally taken a big gulp of seawater?

Tom bardaktan bir yudum su aldı ve genzine kaçtığı için aniden öksürmeye başladı.

Tom took a sip of water from the glass and suddenly started coughing, as it went down the wrong way.