Translation of "Kaçmış" in English

0.010 sec.

Examples of using "Kaçmış" in a sentence and their english translations:

Çorabın kaçmış.

You have a run in your stocking.

Şehirden kaçmış olmalılar.

- They must've skipped out of town.
- They must have skipped out of town.

Tom kaçmış olabilir.

Tom may have gotten away.

Biranın gazı kaçmış.

- The beer is stale.
- The beer has gone flat.

Sanırım Tom kaçmış olabilir.

- I think Tom might have run away.
- I think that Tom might have run away.

Tom muhtemelen yine kaçmış.

Tom has probably run away again.

Bu nasıl gözden kaçmış?

How did this go under the radar?

Tom'un boğazına bir şey kaçmış.

Tom is choking on something.

Sanki hapishaneden kaçmış gibi görünüyorsun.

You look like as if you just escaped from prison.

Sami çok keyfi kaçmış görünüyordu.

Sami seemed pretty upset.

Tom daha önce evden kaçmış.

Tom has run away from home before.

Tom sesimizi duymuş ve kaçmış olmalı.

- Tom must have heard our voices and escaped.
- Tom must've heard our voices and escaped.

- Sanki kulağına su kaçmış gibi başını sallıyor.
- Sanki kulağına su kaçmış gibi kafasını sallıyor.

He's shaking his head as if he had water in his ears.

- Tom kaçmış olmalı.
- Tom firar etmiş olmalı.

- Tom must've escaped.
- Tom must have escaped.

Ann ve Zachary birlikte kaçmış gibi görünüyor.

It seems Ann and Zachary ran off together.

Bu kolanın gazı kaçmış ve iyi tat vermiyor.

This cola has lost its fizz and doesn't taste any good.

- Tom'un cesareti kırılmış gibi.
- Tom'un hevesi kaçmış gibi.

Tom looks like he's discouraged.

Partideki hiç kimse Tom'un hapisten yeni kaçmış olduğunu bilmiyordu.

- Nobody at the party knew that Tom had just gotten out of prison.
- No one at the party knew that Tom had just gotten out of prison.
- Nobody at the party knew Tom had just gotten out of prison.
- No one at the party knew Tom had just gotten out of prison.

- Limonata aşırı şekerli.
- Limonatanın şekeri fazla kaçmış.
- Limonata çok şekerliymiş.

- The lemonade is too sugary.
- The lemonade is overly sweet.

Bütün Dünya insanlık için bir hapishanedir. İnsanlar henüz kaçmış değil.

The whole Earth is a jail for humanity. People haven't yet escaped it.

Kaçmış bir atı yakalamak söylenmiş bir sözü geri almaktan daha kolaydır.

It is easier to catch an escaped horse than to take back an escaped word.

- Çok tuzlu çorba kötüdür.
- Çorba çok kötü. Tuzu fazla kaçmış.
- Çorba berbat. Aşırı tuzlu olmuş.

The soup is very bad. It's too salty.