Translation of "Kızların" in English

0.005 sec.

Examples of using "Kızların" in a sentence and their english translations:

Kızların güzel.

Your daughters are beautiful.

Kızların hepsi güldü.

The girls all laughed.

Çocuk kızların arasına oturdu.

The boy sat among the girls.

Kızların tenis oynamalarını izledi.

He watched the girls playing tennis.

Kızların her ikisini tanıyorum.

I know both of the girls.

Oğlanlar kızların yurtlarına giremezler.

Boys can't enter the girls' dormitories.

Kızların en güzeli kimdir?

Who is the prettiest of the girls?

Kızların sohbetlerinin sonu yoktu.

The girls' conversation had no end.

Bu kızların başı belada.

These girls are in trouble.

Kızların hepsi Tom'u sevdi.

The girls all liked Tom.

Bunlar senin kızların mı?

Are these your daughters?

Tom kızların çekimine kapılıyor.

Tom is attracted to girls.

Kızların uyluklarına jiletle svastika çiziyorlardı.

With razors, they carved swastikas on girls' thighs.

Kızların her ikisini de tanımıyorum.

I don't know either girl.

Kızların her ikisi de güldü.

Both girls laughed.

Kızların salatalık sevmesinin nedeni budur.

This is why girls love cucumbers.

Ben kızların neşeli olmasını isterim.

I like girls to be cheerful.

Kızların kır çiçekleri topladığını gördüm.

I saw the girls pick the wild flowers.

O, genç kızların kalplerini çarptırıyor.

He makes young girls' hearts flutter.

O her zaman kızların peşinde.

He's always chasing girls.

- Kızların her biri düzgün bir şekilde giyinmişti.
- Kızların her biri özenle giyinmişti.

Each of the girls was dressed neatly.

- Tek yaptığı kızların önünde hava atmak.
- O sadece kızların önünde gösteriş yapıyor.

He's just showing off in front of the girls.

- Kızların çoğu naziktir.
- Çoğu kızlar naziktir.

Most girls are kind.

Mary kızların arasında bir akşam geçirdi.

Mary had a girls' night out.

Bütün kızların neden lezbiyen olmadıklarını anlamıyorum.

- I don't get why not all girls are lesbians.
- I don't get why girls aren't all lesbians.

Tom her zaman kızların peşinden koşuyor.

Tom is always chasing girls.

Tüm kızların neden lezbiyen olmadığını anlamadım.

- I don't get why not all girls are lesbians.
- I don't get why girls aren't all lesbians.

Sınıfımızdaki kızların bazılarının erkek arkadaşları yok.

Some of the girls in our class don't have boyfriends.

Tom her zaman kızların çevresinde utangaçtı.

Tom was always shy around girls.

Sami kızların ona dikkat etmesini istiyordu.

Sami wanted girls to pay attention to him.

Yani kızların gelecekle ilgili kaygılarına şaşırmamak gerek.

So, no wonder girls are worried about their futures.

Genç kızların narin şekiller için arzusu güçlüdür.

Young girls' desire for slim figures is strong.

Oğlanların odası sağda ve kızların odası solda.

The boys' room is on the right, and the girls' room is on the left.

Bu günlerde genç kızların modasına ayak uyduramıyorum.

I can't keep up with the fashions of young girls these days.

Sınıftaki kızların ortalama boyu 155 santimetreden fazladır.

The average height of the girls in class is over 155 centimeters.

"Bu kızlar en ateşli kızların en ateşlileri, modeller,

"These are the hottest of the hottest, models,

Herhangi bir ayrımcılık yaşamamış genç kızların %75'i

75% of young girls yet to experience any form of discrimination

Kadınların ve kızların, onu tamamen sahiplenmesini sağlamak da

then empowering women and girls to fully own it

Bugünkü kızların sanki erkekmiş gibi konuşmaları nadir değildir.

It is not rare for girls today to talk as if they were boys.

O, Yengeç burcunda doğan kızların "cesur" olduğunu söylüyor.

It says girls born under Cancer are 'daring'.

Bir refakatçı olmadan kızların erkeklerle çıkmasına izin verilmezdi.

Girls were not allowed to go out with boys without a chaperone.

Amerika Birleşik Devletlerinde kızların ip atlamayı öğrenmesi popülerdir.

In the United States it is popular for girls to learn to skip rope.

Kızların her ikisi de beyaz takım elbiseler giyiyorlardı.

Both of the girls are wearing white suits.

Bob bazı kızların önünde tedavi edildiği için utandı.

Bob felt embarrassed when he was treated in front of some girls.

Kızların sokakta ona ıslık çalmasından sonra onun yüzü kızardı.

He blushed when the girls whistled at him in the street.

Erkekler, kızların hızlı arabalara sahip olan adamları sevdiğine inanırdı.

The boys believed that girls liked guys who owned fast cars.

Ben ne zaman o kızların çinli olduğunu söylersem, onlar çinlidir.

When I say that those girls are Chinese, they're Chinese.

Tom kesinlikle sınıftaki bütün kızların onun yakışıklı olduğunu düşündüğünü düşünüyor.

Tom definitely thinks all the girls in the class think he's handsome.

Kızların eğitimini zorunlu hale getirdi, okuma yazma oranlarını yükseltti, okullar açtı,

He made women's education compulsory, he made literacy rates rise, he made schools opened everyone,

- Gözünüz kızların üzerinde olsun.
- Kızlardan gözünüzü ayırmayın.
- Kızlara göz kulak olun.

Keep an eye on the girls.

Bu civardaki kızların ne kadar güzel oldukları hakkında hiçbir fikrin yok!

You have no idea how pretty the girls are around here!

- Oğlanlar dil becerileri konusunda kızları izler.
- Oğlanlar dil becerileri konusunda kızların gerisindedir.

Boys trail girls in language skills.

Bazı Müslüman çoğunluklu ülkelerde kızların yüksek eğitim alması oğlanlardan daha az olasıdır.

In some Muslim-majority countries, girls are less likely than boys to get higher education.

Ben kızların doğum günü partilerine gitmekten nefret ediyorum; Onlara ne alınır hiç bilmiyorum.

I hate going to girls' birthday parties. I never know what to get them.

Onlar kızların nasıl göründükleri ile ilgili endişelenerek erkeklerden daha çok zaman harcadıklarını söylüyorlar.

They say that girls spend more time worrying about how they look than boys do.

O ona çıkma teklif etti ama o kızların erkeklere çıkma teklif etmemesi gerektiğini düşündüğü için hayır dedi.

She asked him out on a date, but he said no since he thought girls should not ask boys out.

Lucy ülkedeki tüm kızların en utangaç ve en güzeli idi ve Caroll kasabadaki bütün erkeklerin en cesur ve soylu olanıydı.

Lucy was the shyest and most beautiful of all the girls in the land, and Caroll was the bravest and noblest of all the boys in the township.