Translation of "Kıl" in English

0.022 sec.

Examples of using "Kıl" in a sentence and their english translations:

Kıl payıyla!

It was a near thing!

Kıl payı kurtuldu.

- That was a close call.
- That was close.
- That was a close one.

Kıl payı kurtulduk.

We had a narrow escape.

Felaketten kıl payı kurtuldu.

He narrowly escaped the disaster.

Kıl payı ölümden kurtulduk.

We escaped death by a hair's breadth.

Öldürülmekten kıl payı kurtuldu.

He narrowly escaped being killed.

Patlamadan kıl payı kurtulduk.

We had a narrow escape from the explosion.

Tom kıl payı kaçtı.

Tom narrowly escaped.

Tom'un çorbasından kıl çıktı.

Tom found a hair in his soup.

Tom kıl payı kurtuldu.

Tom had a narrow escape.

Kendini önyargıdan özgür kıl.

Free yourself from prejudice.

Çorbamda bir kıl var.

There's a hair in my soup.

Kazadan kıl payı kurtuldum.

I escaped the accident by the skin of my teeth.

- Biz kazayı kıl payı ıskaladık.
- Biz kazadan kıl payı kurtulduk.

We narrowly missed the accident.

Çocuk kıl payı boğulmaktan kurtuldu.

- The boy narrowly escaped drowning.
- The boy almost drowned.

Askerler ölümden kıl payı kurtuldular.

The soldiers narrowly escaped death.

Otobüs tutuştuğunda kıl payı kaçtı.

He narrowly escaped from the bus when it caught fire.

Tom kıl payı ölümden döndü.

Tom is barely alive.

Dün o kıl payı kurtuldu.

She had a narrow escape yesterday.

Tom kıl payı öldürülmekten kaçtı.

Tom narrowly escaped being killed.

Mülteciler ölümden kıl payı kurtuldular.

The refugees barely escaped death.

Tom kıl payı treni kaçırdı.

Tom just missed the train.

Bol miktarda kıl kaybetmeye başladılar.

They begin losing copious amounts of hair.

Kıl payı kurtuldun. Neredeyse ölüyordun.

You had a close call. You nearly died.

Tom'un göğsünde hiç kıl yok.

Tom has no hair on his chest.

Tom ölümden kıl payı kurtuldu.

Tom had a narrow escape from death.

- Kıl payı kurtuldu.
- Paçasını zor kurtardı.

That was a close call.

- Sadece onu özledin.
- Kıl payı kaçırdın.

You just missed him.

Tereyağından kıl çeker gibi de olmadı hani.

It hasn't been a piece of cake either.

Bir kez daha, kıl payı ölümden kurtuldum.

Once again, I was able to escape death.

O, bu öğleden sonra kıl payı kurtuldu.

He had a narrow escape this afternoon.

- Tom kıl biri değil.
- Tom mızmız değildir.

- Tom isn't picky.
- Tom isn't fussy.

Bir kamyon tarafından ezilmekten kıl payı kurtuldum.

I narrowly escaped being run over by a truck.

Bir araba tarafından ezilmekten kıl payı kurtuldum.

- I was almost run over by a car.
- I was nearly hit by a car.
- I narrowly escaped being run over by a car.
- I was almost hit by a car.

Küçük kız gölde boğulmaktan neredeyse kıl payı kurtuldu.

It was a close call when the little girl almost drowned in the lake.

- O oldukça zor bir karardı.
- Kıl payıyla atlatılmıştı.

It was a pretty close call.

Tom bir kaplan tarafından öldürülmekten kıl payı kurtuldu.

Tom barely escaped being killed by a tiger.

Yaşlı adam bir araba tarafından ezilmekten kıl payı kurtuldu.

The old man narrowly escaped being run over by a car.

Araba tarafından çarpılmamak ve öldürülmemek için kıl payı kaçtı.

He barely escaped being hit and killed by a car.

- Operasyon tereyağından kıl çeker gibi gitti.
- Operasyon sorunsuz gitti.

The operation went smoothly.

Arabası bir gölün içine doğru yol alırken kıl payı kurtuldu.

She had a narrow escape when her car skidded off the road into a lake.

Sürücü kediye çarpmamak için yoldan çıktığında, kıl payı kurtuldu dedi.

- When the bus swerved to miss a cat, the driver said, "That was a close one!"
- When the bus swerved to miss a cat, the driver said, "That was close."
- When the bus swerved to miss a cat, the driver said, "That was a close call."

- Bu çok kolay.
- Bu çocuk oyuncağı.
- Tereyağından kıl çeker gibi.

It's like shooting fish in a barrel.