Translation of "Köpeğiyle" in English

Köpeğiyle yürüyüş yapar.

She takes a walk with her dog.

Köpeğiyle gurur duydu.

He took pride in his dog.

Tom köpeğiyle oynadı.

Tom played with his dog.

John köpeğiyle eğlenir.

John makes fun of his dog.

Köpeğiyle çok konuşur.

- He often talks to his dog.
- She often talks to her dog.

Sami köpeğiyle konuşuyordu.

Sami was talking to his dog.

Avcı tavşanları köpeğiyle avladı.

The hunter hunted rabbits with his dog.

Tom köpeğiyle parka gitti.

Tom went to the park with his dog.

Sami sadece köpeğiyle konuşuyordu.

Sami was just talking to his dog.

Tom köpeğiyle yalnız yaşıyor.

Tom lives alone with his dog.

Tom köpeğiyle gidip getir oynuyor.

Tom is playing fetch with his dog.

Tom sık sık köpeğiyle konuşur.

Tom often talks to his dog.

O, köpeğiyle her gün yürüyüş yapar.

She takes a walk with her dog every day.

Sen hiç Tom'un köpeğiyle oynadın mı?

Have you ever played with Tom's dog?

O, sabah kahvaltısından önce köpeğiyle parka yürür.

- She takes her dog to the park before breakfast.
- She walks her dog to the park before breakfast.

Tom, o uzakta iken Mary'nin köpeğiyle ilgilenecek.

Tom is going to take care of Mary's dog while she's away.

Tom Mary'nin onun köpeğiyle ilgilenmeyi kabul edeceğini hiç ummadı.

Tom never expected that Mary would agree to take care of his dog.

Tom pencereden dışarı baktı ve Mary'nin köpeğiyle oynadığını gördü.

Tom looked out the window and saw Mary playing with her dog.

- Tom Mary uzaktayken onun köpeğiyle ilgilendi.
- Tom Mary uzaktayken onun köpeğine göz kulak oldu.
- Tom Mary yokken onun köpeğiyle ilgilendi.

Tom took care of Mary's dog while she was away.

Tom her gün Mary ve onun köpeğiyle birlikte yürüyüşe çıkar.

Tom takes a walk with Mary and her dog every day.