Translation of "Oynadı" in English

0.010 sec.

Examples of using "Oynadı" in a sentence and their english translations:

Marie oynadı.

Marie played.

O oynadı.

He played.

Çocuklarıyla oynadı.

She played with her children.

- Tom tilt oynadı.
- Tom pinball oynadı.

Tom played pinball.

Öğrenciler hamleti oynadı.

The students performed Hamlet.

O basketbol oynadı.

She played basketball.

O tenis oynadı.

He played tennis.

O, sahnede oynadı.

He acted on the stage.

Tom kedileriyle oynadı.

Tom played with his cats.

O, kedisiyle oynadı.

He played with his cat.

O, satranç oynadı.

She played chess.

Çocuklar bahçede oynadı.

- The children played in the garden.
- Children played in the garden.

Mary seksek oynadı.

Mary played hopscotch.

O, kozunu oynadı.

He played his trump card.

Tom köpeğiyle oynadı.

Tom played with his dog.

Tom futbol oynadı.

Tom played football.

Tom tenis oynadı.

Tom played tennis.

Çocuklar karda oynadı.

The children played in the snow.

Tom kimle oynadı?

Who did Tom play with?

Sami rolünü oynadı.

Sami played his part.

Sami basketbol oynadı.

Sami played basketball.

Sami loto oynadı.

Sami played the lotto.

Tom basketbol oynadı.

Tom played basketball.

Öğrencilerden bazıları tenis oynadı ve diğerleri voleybol oynadı.

Some of the students played tennis, and the others played volleyball.

- Tom, John'la futgolf oynadı.
- Tom, John'la ayak golfü oynadı.

Tom played footgolf with John.

Tom bebek ile oynadı.

Tom played with the baby.

Tom çocukları ile oynadı.

- Tom played with his kids.
- Tom played with his children.

O, dün tenis oynadı.

He played tennis yesterday.

Çocuklar ağacın etrafında oynadı.

Children played around the tree.

O, Roy'la iskambil oynadı.

She played cards with Roy.

Kedi yaşayan fareyle oynadı.

The cat played with the live mouse.

Avusturya, Avustralya'ya karşı oynadı.

Austria played against Australia.

Tom boş bardağıyla oynadı.

Tom toyed with his empty glass.

O, sahnede Hamlet'i oynadı.

He played Hamlet on stage.

Tom üniversite takımında oynadı.

Tom played on his college team.

Tom bizimle poker oynadı.

Tom played poker with us.

İki kız tahterevallide oynadı.

Two girls played on the seesaw.

Tom sol alanda oynadı.

Tom played left field.

Tom oldukça iyi oynadı.

Tom performed pretty well.

Tom çok iyi oynadı.

Tom performed very well.

Tom lisede basketbol oynadı.

Tom played basketball in high school.

Tom Hamlet rolünü oynadı.

Tom played the part of Hamlet.

Tom dün futbol oynadı.

Tom played soccer yesterday.

Olivier, Hamlet rolünü oynadı.

Olivier acted the part of Hamlet.

Erkek çocuklar çamurda oynadı.

The boys played in the mud.

O, Hamlet rolünü oynadı.

He played the part of Hamlet.

Çocuklar kör ebe oynadı.

The children played blind man's buff.

Tom üniversitedeyken basketbol oynadı.

Tom played basketball when he was in college.

Tom dün tenis oynadı.

Tom played tennis yesterday.

Tom gerçekten iyi oynadı.

Tom really played well.

Tom kiminle tenis oynadı?

Who did Tom play tennis with?

Tom kiminle satranç oynadı?

Who did Tom play chess with?

Tom kiminle golf oynadı?

Who did Tom play golf with?

Tom dün basketbol oynadı.

Tom played basketball yesterday.

Tom, Mary'nin kedisiyle oynadı.

Tom played with Mary's cat.

Sami torunları ile oynadı.

Sami played with his grandchildren.

Sami, Leyla ile oynadı.

Sami played with Layla.

Sami insanlarla Tanrı'yı oynadı.

Sami played God with people.

Tom, John'la bilardo oynadı.

Tom played pool with John.

Tom kolejde voleybol oynadı.

Tom played volleyball in college.

Tom dün golf oynadı.

Tom played golf yesterday.

- Tom en büyük kartını oynadı.
- Tom en büyük kozunu oynadı.

Tom played his highest card.

- Tom, Mary ile kart oynadı.
- Tom, Mary ile iskambil oynadı.

Tom played cards with Mary.

Tom bir denizci rolü oynadı.

Tom acted the part of a sailor.

Dün bütün gün tenis oynadı.

She played tennis all day yesterday.

O birçok kez televizyonda oynadı.

He has acted on TV many times.

O, Kral Lear rolünü oynadı.

He acted the part of King Lear.

O, bir peri rolünü oynadı.

She acted the part of a fairy.

Öğle yemeğinden sonra tenis oynadı.

Finishing lunch, he played tennis.

Babam Pazar sabahı golf oynadı.

My father played golf on the Sunday morning.

Tom, Mary ile kart oynadı.

Tom played cards with Mary.

Devrimde etkin bir rol oynadı.

He played an active part in the revolution.

Tom Mary ile satranç oynadı.

Tom played chess with Mary.

Tom bir arkadaşına oyun oynadı.

Tom played a joke on his friend.

Ben çalıştım ve o oynadı.

I have worked and she has played.

Bela Lugosi birkaç filmde oynadı.

Bela Lugosi acted in several films.

Tom dün tenis oynadı mı?

Did Tom play tennis yesterday?

İki çocuk evin yanında oynadı.

Two children played by the house.

Tom ve Mary dama oynadı.

- Tom and Mary played checkers.
- Tom and Mary played draughts.

Bugünkü maçta herkes iyi oynadı.

Everyone played well in today's game.

Takımımız son derece iyi oynadı.

Our team played extremely well.

Herkes son derece iyi oynadı.

Everyone played extremely well.

O önemli bir rol oynadı.

He played an important part.

Onlar tırmanma spor salonunda oynadı.

They played in the climbing gym.

Aktör duygu ile rol oynadı.

The actor played the part with feeling.

Tom harika bir oyun oynadı.

Tom played a great game.

Tom çatalıyla tabağındaki yemekle oynadı.

Tom played with the food on his plate with his fork.

Tom rolünü çok iyi oynadı.

Tom played his part very well.

Sanırım Tom çok iyi oynadı.

- I think Tom played very well.
- I think that Tom played very well.

Tom oyuncak traktörü ile oynadı.

Tom played with his toy tractor.

O, okuldan sonra beyzbol oynadı.

He played baseball after school.

Tom geçen pazartesi golf oynadı.

Tom played golf last Monday.

Oyun kurucusu oldukça iyi oynadı.

The quarterback played pretty well.