Translation of "Izole" in English

0.004 sec.

Examples of using "Izole" in a sentence and their english translations:

Kendinizi izole edin.

Isolate yourself.

Ev iyi izole edilmiş.

The house is well insulated.

Biz sorunu izole ettik.

We've isolated the problem.

Köy sel tarafından izole edildi.

The village was isolated by the flood.

Leyla sosyal olarak izole edilmişti.

Layla was socially isolated.

Beni izole etti ve her zamankinden

He isolated me

Bennigsen, Lannes'ın görünüşte izole edilmiş birliklerini

When Bennigsen located Lannes’  apparently-isolated corps  

Köy şiddetli fırtına tarafından izole edildi.

The village was isolated by the heavy storm.

Onun antisosyal davranışları, onu izole etti.

His antisocial behavior isolated him.

Bu artık izole bir sorun değil.

This is no longer an isolated problem.

Fadıl giderek daha fazla izole edildi.

Fadil was more and more isolated.

O sırada bölge çok izole edilmişti.

The area was very isolated at the time.

İzole edilmiş kişinin odasına maskesiz girmeyin.

Don't enter the room of anyone in isolation without wearing a mask.

O her zaman iş arkadaşlarından izole edilmiştir.

He is always isolated from his fellow workers.

Orman yakınında izole edilmiş bir ev duruyor.

Near the forest stands an isolated house.

Tom izole edilmiş bir çiftlik evinde yaşıyor.

Tom lives in an isolated farm house.

Tom derin dağlarda izole bir köyde büyüdü.

Tom grew up in an isolated village deep in the mountains.

Her gün, derin vadilerden ve izole alanlardan geçerek

He walks an hour each way every single day to school,

Hızlı bir şekilde dönüş yaşamaya, izole olmaya başladım.

And I began to spiral down, isolated, fast.

Yeni Zelanda 80 milyon yıl boyunca izole edildi.

New Zealand was isolated for 80 million years.

Ne kadar derinden izole edildiğimi ve hep öyle olduğumu

I could suddenly see with so much clarity

- Tom'un evi iyi izole edilmiştir.
- Tom'un evi iyi yalıtımlıdır.

Tom's house is well-insulated.

Şimdi izole edilmiş Fransız şövalyeleri savaşmaya devam ettiler, ancak sayıları azalıyordu,

The now isolated French knights kept fighting, but their numbers slowly dwindled,

Yalnızlık ile izole edilmeyi birbirine karıştırmamak gerek. Bunlar iki farklı şey.

We shouldn't confuse solitude with isolation. They are two separate things.