Translation of "Sosyal" in English

0.047 sec.

Examples of using "Sosyal" in a sentence and their english translations:

Tom sosyal.

- Tom's friendly.
- Tom is gregarious.
- Tom is sociable.

Hepimiz sosyal varlıklarız.

We're all social beings.

O sosyal değildir.

He is unsociable.

Tom çok sosyal.

Tom is very sociable.

Tavşanlar sosyal hayvanlardır.

Rabbits are social animals.

İnsanlar sosyal yaratıklardır.

Human beings are social creatures.

Arılar sosyal hayvanlardır.

Bees are social animals.

Sosyal devrime katılmadılar.

They took no part in the social revolution.

Tom sosyal değil.

Tom is unsociable.

İnsanlar sosyal hayvanlardır.

Human beings are social animals.

Sosyal bir sorundur.

It is a social problem.

- Tom'un sosyal yetenekleri yok.
- Tom sosyal yeteneklerden yoksun.

Tom lacks social skills.

- Sosyal medya zaman kaybıdır.
- Sosyal medya bir zaman kaybıdır.

Social media is a waste of time.

- Yorumları sosyal medyada çarpıtıldı.
- Sözleri sosyal medyada bağlamından koparıldı.

- His comments were distorted on social media.
- Her comments were distorted on social media.
- Their comments were distorted on social media.

"Cal, sosyal medyayı bırakamam,

"Cal, I can't quit social media

Herkes muhtemelen sosyal demokrasinin

the world would probably say that social democracy

Hala daha sosyal medyada

Still on social media

Kurul sosyal yardımı görüşüyor.

The committee is discussing social welfare.

Sosyal yardım için çalışıyor.

He is working for social welfare.

İnsan sosyal bir varlıktır.

Man is a social being.

Sosyal bilgilerle çok ilgiliyim.

I'm very interested in social studies.

Sosyal güvenlik numaranızı isteyebiliriz.

We may ask for your social security number.

Sosyal medyanın önemi artıyor.

Social media is growing in importance.

İnsan sosyal bir hayvandır.

Man is a social animal.

Sosyal ağ sitelerini severim.

I like social networking web sites.

Tom sosyal bir işçidir.

Tom is a social worker.

Sosyal ilişkiler iletişimi etkiler.

Social relationships influence conversations.

Biz sosyal istismarları araştırmalıyız.

We must investigate social abuses.

Ben sosyal hizmet görevlisiyim.

- I'm a social worker.
- I am a social worker.

Sosyal adalet savaşçılarından bıkıyorum.

- I'm getting fed up with SJWs.
- I'm getting fed up with social justice warriors.

Tom bir sosyal içici.

Tom is a social drinker.

Mary bir sosyal içici.

Mary is a social drinker.

Tom sosyal işaretleri anlamıyor.

Tom doesn't understand social cues.

Birkaç sosyal reformu destekledi.

He supported a number of social reforms.

Tom çok sosyal değildir.

Tom isn't very sociable.

Sosyal normlar, davranışımızı şekillendirir.

Social norms shape our behavior.

Sosyal güvenlik numaranız nedir?

What's your social security number?

Hiç sosyal becerim yok.

I have no social skills.

Korkunç sosyal becerilerim var.

I have terrible social skills.

Ben sosyal medya kullanmıyorum.

I don't use social media.

Sami sosyal medyaya düşkündü.

Sami was addicted to social media.

Sami sosyal yardımlar alıyordu.

Sami was receiving welfare benefits.

Sami sosyal bir insan.

Sami is a social person.

- Mary'nin sosyal bir doğası vardır.
- Mary'nin bir sosyal mizacı vardır.

Mary has a social nature.

Görüyorsunuz, sosyal ve siyasi meseleler

You see, when social and political issues,

İnsanları sosyal medyayı bırak dediğimde

This is the third comment objection I hear

Sosyal, politik ve ekonomik sistemlerimiz

Our social, political and economic systems of extraction

Veya sadece sosyal medyayı trolleyen,

or whether it is just trolling through social media,

Bir de sosyal medya var.

And then there's social media.

Dahası sosyal bilimin bize öğrettiği

And what's more, the social science has taught us

Sağlık kaynaklı sosyal sonuçlar var,

and we have social determinants of health,

sosyal plastiği doğrudan üretimde kullanıyor.

who are using social plastic directly into their manufacturing.

Sosyal plastik artık para ediyor,

Social plastic is money,

İnsan sosyal gelişim teorilerine göre

According to the theories of human social development,

Çünkü onlar sosyal medya kullanmıyorlar

Because they don't use social media

O, sosyal hizmetler ile uğraşmaktadır.

She is engaged in social work.

Sosyal refahla ilgili konferansa katıldı.

She attended the lecture on social welfare.

O, sosyal hizmetler müdürlüğünde çalışıyor.

He works at the welfare office.

Sosyal gelenekler ülkeden ülkeye değişir.

Social customs vary from country to country.

O, sosyal olarak garip olmalı.

That must have been socially awkward.

Ben bir sosyal hizmet görevlisiyim.

- I'm a social worker.
- I am a social worker.

Tavşanlar son derece sosyal hayvanlardır.

Rabbits are extremely social animals.

Bu sosyal bir sorun mu?

Is it a social problem?

Google+ yeni bir sosyal ağdır.

Google+ is a new social network.

Onlar bir sosyal konutta yaşıyorlar.

They live in a council house.

Sadece sosyal olmak için içerim.

I only drink to be sociable.

Ülke sosyal adalet talep ediyor.

The country demands social justice.

Kız kardeşim sosyal hizmetle meşguldür.

My sister is engaged in social work.

Konuşma onların sosyal hareketinin lehineydi.

The address was in favor of their social movement.

O, kasabanın sosyal kalıplarına uymayacak.

She won't conform to the town's social patterns.

Ülkenin temel sosyal sorunu yoksulluk.

The country's main social problem is poverty.

Suçlular sosyal haklardan mahrum edilirler.

Criminals are deprived of social rights.

Tatoeba sosyal bir ağ değil.

Tatoeba is not a social network.

Tom sosyal anksiyeteden acı çekiyor.

- Tom suffers from social anxiety.
- Tom has social anxiety.

Sosyal reformlar için çalışmakla meşgullerdi.

They were busy working for social reforms.

Fadıl sosyal medyada olmayı sevdi.

Fadil loved to be on social media.

Leyla sosyal olarak izole edilmişti.

Layla was socially isolated.

Tom'un hiçbir sosyal becerisi yok.

Tom has no social skills.

- Tom sosyal medya detoksu yapıyor.
- Tom sosyal medyadan bir süreliğine elini eteğini çekti.

Tom is going on a social media detox.

Kariyeri ve sosyal hayatı gittikçe gelişiyor.

and his career and social life are flourishing.

Sosyal meseleleri çözemediğimizde bize hatırlatmalarda bulunabilirler.

They can remind us that when we fail to solve societal issues,

Hiç sosyal medya hesabım olmamasına rağmen,

is that even though I've never had a social media account,

Elit sosyal klüplere girmelerine izin veriyorlardı.

to blacks that were able to display Anglo-type features.

"sosyal ve kültürel bir yapı" idi.

"A social, cultural construction."

sosyal olarak ölü dediğimiz durum içerisindesiniz.

you are in the situation that we can refer to as social death.

Sosyal düzenle alakalı iyi olan şey,

But the good thing about social constructs

sosyal çevremde ya da yemek masamızda

and no one in my social circles or at our dinner table

sosyal çevremizde konuştuğumuz bir şey değildi.

was not something we were discussing within our social circles.

Dün biz sosyal medyada paylaşım yapan

I'll say that just yesterday

Sosyal medya da büyük rol oynuyor.

Social media plays a big role here, too.

Ve sosyal hayatta bunu anlamaya çalışıyoruz.

And in social, we're just figuring that out.

Geniş kolugo sosyal ağının bir üyesi.

She's a member of a wide colugo social network.

La Teja mahallesinde sosyal hizmet yapıyorduk,

social work in La Teja

Sosyal hizmetlerde yüksek lisans eğitimi alabildi

So then he was able to get a master's in social work,

sosyal yaşamda ve yönetimde yer vermekten

from giving place in social life and management

İyilik ve sosyal adalet için olabilir.

It could be for fairness and social justice.