Translation of "Ilerleyen" in English

0.007 sec.

Examples of using "Ilerleyen" in a sentence and their english translations:

O, mesleğinde ilerleyen bir şarkıcıdır.

He is a budding singer.

İlerleyen yaşlarda gemi maketleri yaptım.

As I got older I made model ships.

Bu bir ilerleyen kas zayıflığı hastalığı,

It's a progressive muscle wasting disease

ilerleyen yıllarda daha az matematik öğreniyor.

their kids learn less math across the school year.

Size, ilerleyen süreçte ne olduğundan bahsettim

Now, I talked about what happens later,

Bunu ilerleyen zamanda hepimiz birlikte göreceğiz

we will all see this together later

İlerleyen yaşı onun görme yeteneğini etkilemeye başlıyor.

His old age is beginning to affect his eyesight.

Gördüğünüz gibi bu, ilerleyen ve sürekli değişen bir hastalık.

See, this disease is progressive and ever-changing.

Yukarı akıntıya karşı ilerleyen Osmanlı güçlerinden korumak için güçlendirilecek.

from any possible Ottoman relief forces sailing upstream.

Bugün ilerleyen saatlerde havanın daha da soğuması ve kar yağması bekleniyor.

It's supposed to get colder and snow later today.

- Tom ilerleyen yaşlarında üne kavuştu.
- Tom hayatının son dönemlerine kadar ünlü değildi.

Tom didn't become famous until late in his life.

Ve burada Kilia'daki Ceneviz garnizonu, onu yukarı akıntıya karşı ilerleyen Osmanlı güçlerinden korumak için güçlendirilecek.

where the Genoese garrison at Kiliya would be strengthened to help protect the mouth of the river

Macar cephesinin önderliğindeki Batı Haçlılarının takip ettiği bir orduyu Buda'dan nehrin sol yakasında ilerleyen ve Sigsimund arkada Macar ordusuna liderlik etti.

in support of the army that marched out of Buda, led by the Hungarian vanguard