Translation of "Iklimi" in English

0.009 sec.

Examples of using "Iklimi" in a sentence and their english translations:

Japonya'nın iklimi ılımandır.

- The climate of Japan is mild.
- Japan's climate is temperate.

Dünya'nın iklimi kırılgandır.

The Earth's climate is fragile.

Londra'nın iklimi Tokyo'nunkinden farklıdır.

- London's climate differs from that of Tokyo.
- The climate in London is different to that of Tokyo.

Japonya'nın iklimi İngiltere'ninkine benzemiyor.

The climate of Japan is not like that of England.

Genelde Japonya iklimi yumuşaktır.

Generally speaking, the climate of Japan is mild.

Tokyo'nun iklimi Londra'nınkinden farklıdır.

The climate of Tokyo is different from that of London.

Bu ikisi de iklimi etkiliyor

Both factors influence climate

Yeni Zelanda'nın iklimi, Japonya'nınkine benzerdir.

The climate of New Zealand is similar to that of Japan.

Japonya'nın iklimi Çin'inki kadar sıcak.

The climate of Japan is as warm as that of China.

Buranın iklimi İngiltere'ninkine çok yakındır.

The climate here is very similar to that of England.

Japonya'nın iklimi Hindistan'ınkinden daha ılımandır.

The climate of Japan is milder than that of India.

Kochi'nin iklimi Kyoto'nunkinden daha sıcaktır.

The climate of Kochi is warmer than that of Kyoto.

İngiltere'nin iklimi İskoçya'nınkinden daha yumuşaktır.

The climate of England is milder than that of Scotland.

Kanada'nın iklimi Japonya'nınkinden daha soğuktur.

The climate of Canada is cooler than that of Japan.

İklimi değiştirmek, tuzlu suyu buharlaştırmak için.

To change the climate. To evaporate lots of salt water.

Bu adanın kusursuz bir iklimi var.

This island has an ideal climate.

Bu ülkenin sert bir iklimi var.

This country has a harsh climate.

Provence iklimi üzerine bir paragraf yaz.

Write a paragraph on the climate in Provence.

Hindistan'ın İngiltere'den farklı bir iklimi var.

India has a different climate from England.

Kahire'nin çok sıcak bir iklimi var.

Cairo has a very warm climate.

Genel olarak Kanada'nın sert bir iklimi vardır.

On the whole, Canada has a severe climate.

Okinawa'nın bütün yıl boyunca güzel iklimi vardır.

Okinawa has a fine climate all year round.

Genel olarak Japonya'nın ılıman bir iklimi vardır.

In general, Japan has a mild climate.

Dünya üzerinde hiçbir ülkede iklimi mahvettiği için yaptırıma uğratılan

There is no country in the world where either companies or political powers

Ceviz ağacı, kuru ve sıcak bir iklimi tercih eder.

The walnut tree prefers a dry and warm climate.

- Kanada soğuk bir iklime sahiptir.
- Kanada'nın soğuk bir iklimi vardır.

Canada has a cold climate.

Dünyanın iklimi, tarihteki herhangi bir başka zamandan daha hızlı değişiyor.

The earth’s climate is changing faster than at any other time in history.

Evde ve toplum içinde daha iyi bir faaliyet ve iklimi değişen

greater agency at home and in society,

- O ülke ılıman bir iklime sahiptir.
- O ülkenin ılıman bir iklimi vardır.

That country has a mild climate.

İngiltere'nin iklimi, Japonya'nınki kadar ılık değil ancak yaz aylarında çok daha serindir.

The climate of England isn't as mild as Japan, but in the summer, it's much cooler.

- O ada tropikal bir iklime sahiptir.
- O adanın tropikal bir iklimi vardır.

That island has a tropical climate.

Onun için, Arhangelsk'in arktik iklimi yeryüzündeki cehennemdi, ama o bölgede büyüyen diğeri için Arhangelsk yeryüzündeki cennetti.

For him, the arctic climate of Arkhangelsk was hell on earth, but for her, who had grown up in this region, Arkhangelsk was heaven on earth.