Translation of "Farklıdır" in English

0.033 sec.

Examples of using "Farklıdır" in a sentence and their english translations:

- Biçim farklıdır.
- Format farklıdır.

The format is different.

Tatlar farklıdır.

Tastes are diverse.

Bu farklıdır.

This is different.

Lezzetler farklıdır.

Tastes differ.

Herkes farklıdır.

- Everyone is different.
- Everyone's different.

Tom farklıdır.

- Tom's different.
- Tom is different.

Leyla farklıdır.

Layla is different.

- Her devlet farklıdır.
- Her eyalet farklıdır.

Each state is different.

- Her mahalle farklıdır.
- Her semt farklıdır.

- Each neighborhood is different.
- Every neighborhood is different.

Gümüşle altının farklıdır.

So do silver and gold.

Herkesin fikri farklıdır.

Everyone's idea is different.

Fareler sıçanlardan farklıdır.

Mice are distinct from rats.

O, öncekinden farklıdır.

He's different from before.

Beyzbol kriketten farklıdır.

Baseball is different from cricket.

O, abisinden farklıdır.

He is different from his older brother.

Atlar eşeklerden farklıdır.

- Horses are distinct from donkeys.
- Horses are different from donkeys.

Her biri farklıdır.

Each one is different.

Her insan farklıdır.

Every person is different.

Her birey farklıdır.

Each individual is different.

Atlar, eşeklerden farklıdır.

Horses are distinct from donkeys.

Her iş farklıdır.

Each business is different.

Her kadın farklıdır.

Every woman is different.

Her gün farklıdır.

Every day is different.

Her durum farklıdır.

Every situation is different.

Bizim yollarımız farklıdır.

Our ways differ.

Herkes biraz farklıdır.

Everybody's a little different.

Onların tarzları farklıdır.

Their styles are different.

Her dava farklıdır.

Every case is different.

Her yıl farklıdır.

- Each year is different.
- Every year is different.

Sami diğerlerinden farklıdır.

Sami is different from the others.

Her semt farklıdır.

Every neighborhood is different.

Her piyano farklıdır.

Every piano is different.

Londra'nın iklimi Tokyo'nunkinden farklıdır.

- London's climate differs from that of Tokyo.
- The climate in London is different to that of Tokyo.

Bill kardeşinden tamamen farklıdır.

Bill is completely unlike his brother.

Ölçümler bireyden bireye farklıdır.

Measurements are different from individual to individual.

Ülkeler kültür olarak farklıdır.

Countries differ in culture.

Onun cevabı benimkinden farklıdır.

His answer is different from mine.

Onun bisikleti bundan farklıdır.

His bicycle is different from this one.

Benim planım seninkinden farklıdır.

My plan is different from yours.

Benim ülkemdeki gelenekler farklıdır.

In my country the customs are different.

Tüm diğer albümler farklıdır.

All others albums are different.

Londra'daki iklim Tokyo'nunkinden farklıdır.

- London's climate differs from that of Tokyo.
- The climate in London is different to that of Tokyo.

Tüm ülkelerin plakaları farklıdır.

All license number plates of all countries are different.

- Tom farklıdır.
- Tom farklı.

- Tom's different.
- Tom is different.

Benim kameram seninkinden farklıdır.

My camera is different from yours.

Onların görüşleri benimkinden farklıdır.

Their opinions differ from mine.

Benim ülkemdeki âdetler farklıdır.

In my country the customs are different.

Tokyo'nun iklimi Londra'nınkinden farklıdır.

The climate of Tokyo is different from that of London.

Benim fikrim onunkinden farklıdır.

My opinion differs from hers.

Benim fikrim sizinkinden farklıdır.

My idea is different from yours.

Kız kardeşler oldukça farklıdır.

The sisters are quite unalike.

Senin cevabın benimkinden farklıdır.

- Your answer differs from mine.
- Your answer is different from mine.

Ama mizah komediden farklıdır.

But humor is different than comedy.

Benim fikrim seninkinden farklıdır.

My opinion differs from yours.

Atlar ve eşekler farklıdır.

Horses and donkeys are different.

Burada Boston'da koşullar farklıdır.

Here in Boston, things are different.

Tom'un yaklaşımı biraz farklıdır.

Tom's approach is somewhat different.

Tom çoğu insandan farklıdır

Tom is different from most people.

Çoğu zaman disk, gezegenden farklıdır

Most of the time, the disk is different from the planet,

Londra Tokyo'dan iklim olarak farklıdır.

London is different from Tokyo climatically.

O iki fikir oldukça farklıdır.

Those two ideas are quite distinct.

Zengin, sen ve benden farklıdır.

The rich are different from you and me.

O, filmin sonunda çok farklıdır.

She's very different at the end of the film.

Bu nehirlerin su seviyeleri farklıdır.

The water levels in these rivers are different.

İş ahlakı her toplumda farklıdır.

Work ethics are different in each culture.

Karımın elbiselerdeki zevki benimkinden farklıdır.

My wife's taste in clothes is different from mine.

Japonlar Amerikalılardan birçok yönden farklıdır.

Japanese differ from Americans in many respects.

Liberalizmin uluslararası ilişkilere bakışı farklıdır.

Liberalism has a different approach to international relations.

Okinawa, Japonya'dan kültürel olarak farklıdır.

Okinawa is different from Japan culturally.

Güzellik kavramı herkes için farklıdır.

The concept of beauty isn't fixed.

Şehirde yaşamak kırsalda yaşamaktan oldukça farklıdır.

Living in the town is quite different from living in the country.

İki ülke dinde ve kültürde farklıdır.

The two countries differ in religion and culture.

O bakımdan benim görüşüm sizinkinden farklıdır.

In that respect, my opinion differs from yours.

Benim görüşlerim sınıftaki öğrencilerin çoğununkinden farklıdır.

My opinions differ from those of most of the students in the class.

İngilizler Amerikalılardan sadece konuştukları dilde farklıdır.

Englishmen differ from Americans only in the language they speak.

Bir İspanyol ekmeği Meksika ekmeğinden farklıdır.

A spanish tortilla is different from a Mexican one.

İki bölge dinde ve kültürde farklıdır.

The two regions differ in religion and culture.

Bilim gerçeği, bilebilirsiniz, bilim kurgudan farklıdır.

Science fact, you might know, is different from science fiction.

İnsanoğlu, konuşma kabiliyeti bakımından hayvanlardan farklıdır.

Man is different from animals in that he has the faculty of speech.

Genelde kayıtsız hissetmiyorum, fakat bugün farklıdır.

I don't usually feel indifferent, but today is different.

Yani demirle altının suyu taşırma miktarı farklıdır.

So iron and gold replace different amounts of water.

Bir şirketin yönetimi bir şirketin mülkiyetinden farklıdır.

Management of a company is different from ownership of a company.

Dünya suyu olmasından dolayı diğer gezegenlerden farklıdır.

The earth is different from the other planets in that it has water.

Benim görüşüm sınıfımdaki diğer öğrencilerin çoğundan farklıdır.

My opinion differs from most of the other students in my class.

Bu yılın modaları geçen yılınkinden tamamen farklıdır.

This year's fashions are completely different to last year's.

Şehirde yaşamak taşrada yaşamaya göre gerçekten farklıdır.

Living in the city is really different to living in the country.

Japonya 20 yıl öncesinden çok daha farklıdır.

Japan is now very different from what it was twenty years ago.

İki komşu ülke her açıdan birbirinden farklıdır.

The two neighbouring countries differ from each other in all respects.

Bu el yapımı eşyalar kalite olarak farklıdır.

These hand-made articles differ in quality.

Modern arabalar birçok yönden eski olanlardan farklıdır.

Modern cars differ from the early ones in many ways.

İnsanoğlu, konuşabilmeleri ve gülebilmeleri bakımından hayvanlardan farklıdır.

Human beings differ from other animals in that they can speak and laugh.